ölçüsüz
[sıfat] Ölçülmemiş, ölçüsü alınmamış olan
ÖLÇÜSÜZ İLE BENZER OLABİLECEK DİĞER KELİMELER
- ağır ağır
- ağız dolusu
- akın akın
- artık
- astronomik rakam
- aşırı taşırı
- aşkın
- avuç avuç
- avuç dolusu
- bereketli
- bilek gibi
- binlerce
- birçok
- bolca
- bunca
- but
- cömertçe
- çok
- derecesiz
- derya gibi
- deste
- dolgun
- dolu
- doya doya
- doyasıya
- dünya kadar
- etek dolusu
- etek etek
- ferah ferah
- fersah fersah
- fevç fevç
- gani gani
- geniş
- gırtlağına kadar
- haddi hesabı yok
- hadsiz hesapsız
- hatırı sayılır
- hesaba gelmez
- hesabı yok
- ıklım tıklım
- içki
- it sürüsü kadar
- itin kuyruğunda
- kıyamet
- kıyamet gibi
- kıyamet kadar
- külliyetli
- mebzul
- müteaddit
- nice
- onca
- ongun
- ölçüsüz
- pos
- pür
- sayısını Allah bilir
- sayısız
- sık
- sonsuz
- su gibi
- sürü sepet
- sürü sürü
- tarifsiz
- tomar
- tonla
- tümen tümen
- uçsuz bucaksız
- uzun
- yeter de artar
- yığınla
- yoğun
- yüklü
- yüksek
- zengin
- ziyade
- acemice
- ağzına geldiği gibi
- alaturka
- amaçsızca
- çalakalem
- çırpıştırma
- çömlek hesabı
- derme çatma
- döke saça
- ezberden
- ezbere
- fütursuzca
- harrangürra
- herhangi
- herhangi bir
- herhangi biri
- hesapsız kitapsız
- ısmarlama
- idareimaslahat
- inşallahla maşallahla
- itinasız
- kaba
- kaba saba
- kapkaççı
- karmakarışık
- körcesine
- körlemeden
- körü körüne
- lalettayin
- langır lungur
- mühmel
- olur olmaz
- oradan buradan
- orasına burasına
- ölçüsüz
- önüne arkasına bakmadan
- önüne gelen
- özensiz
- rastgele
- sağa sola
- saka beygiri gibi
- sathi
- sıralı sırasız
- sistemsiz
- sudan
- suyuna tirit
- şişirme
- şişirmece
- şöyle bir
- şuradan buradan
- tedbirsizce
- tesadüf
- tutturabildiğine
- üstünkörü
- vakitli vakitsiz
- veresiye
- yalan yanlış
- yalancıktan
- yalandan
- yalapşap
- yarım yamalak
- yerli yersiz
- yolsuz yöntemsiz
- yüzeysel
- zamanlı zamansız
HECELEME
öl-çü-süz ÖLÇÜSÜZ KELİMESİNİN ANLAMLARI VE ÖRNEKLER
- [sıfat] Ölçülmemiş, ölçüsü alınmamış olan
- [zarf] Nereye varacağı düşünülmeksizin, yerli yersizÖrnek: Ölçüsüz konuşmak.
- [zarf] [mecaz] Pek çok, aşırı, gelişigüzel, rastgeleÖrnek: Herkesin bu kadar uzun vadeli emelleri, bu kadar çılgıncasına ölçüsüz ümitleri yok mudur?
- [zarf] [edebiyat] Ölçüsü olmayan, vezinsiz
Kelime kaynağı: TDK Güncel Türkçe Sözlük