öldürmek
[fiil] [-i] Bir canlının hayatına son vermek
ÖLDÜRMEK İLE BENZER OLAN KELİMELER
- ağılamak
- aman vermemek
- asmak
- başını uçurmak
- başını yemek
- becermek
- biçmek
- biletini kesmek
- boğazlamak
- boğmak
- boynunu vurmak
- cana kıymak
- canına kıymak
- canını almak
- canını cehenneme göndermek
- cinayet işlemek
- çarmıha germek
- defterini dürmek
- derisini yüzmek
- elinden bir kaza çıkmak
- elinden bir sakatlık çıkmak
- elini kana bulamak
- elini kana bulaştırmak
- gark etmek
- gebertmek
- gırtlaklamak
- götürmek
- haçlamak
- haklamak
- hançerlemek
- harcamak
- helak etmek
- hesabını görmek
- icabına bakmak
- idam etmek
- ifna etmek
- imha etmek
- ipe çekmek
- işini bitirmek
- işini görmek
- itlaf etmek
- kafasını uçurmak
- kafasını vurmak
- kan akıtmak
- kan dökmek
- kanına ekmek doğramak
- kanına girmek
- kargılamak
- kârını tamam etmek
- katletmek
- kaynatmak
- kazığa vurmak
- kazıklamak
- kellesini uçurmak
- kendine kıymak
- kesmek
- kılıçlamak
- kılıçtan geçirmek
- kırıp geçirmek
- kırışmak
- kırmak
- kıymak
- klorlamak
- kurban etmek
- kurşuna dizmek
- kurşunlamak
- kurutmak
- leşini sermek
- linç etmek
- mahvetmek
- mıhlamak
- nallamak
- namusunu temizlemek
- oklamak
- ortadan kaldırmak
- otalamak
- pişirmek
- postuna saman doldurmak
- recmetmek
- sallandırmak
- sarkıtmak
- satır atmak
- sehpaya çekmek
- söndürmek
- telef etmek
- temize havale etmek
- temizlemek
- tenkil etmek
- tepelemek
- tırpan atmak
- tırpandan geçirmek
- tırpanlamak
- ufalamak
- uzatmak
- üzmek
- vurmak
- vücudunu ortadan kaldırmak
- yere sermek
- yok etmek
- yormak
- zehirlemek
- zımbalamak
ÖLDÜRMEK İLE BENZER OLABİLECEK DİĞER KELİMELER
- aktarmak
- almak
- aparmak
- arkasına almak
- arkasından sürüklemek
- aşırmak
- atmak
- çekmek
- geçinmek
- geçirmek
- gütmek
- içmek
- iletmek
- kaçırmak
- kaldırmak
- katlanmak
- kaydırmak
- koşturmak
- nakletmek
- öldürmek
- önüne düşmek
- önüne katmak
- peşine takmak
- posta etmek
- postalamak
- soymak
- sürüklemek
- sürümek
- taşımak
- toplamak
- ulaştırmak
- uzaklaştırmak
- yaka paça etmek
- yaka paça götürmek
- yakalamak
- yedmek
- yemek
- yenmek
- yetiştirmek
- yürütmek
- açmak
- almak
- ayırmak
- azaltmak
- balta vurmak
- baltalamak
- bıçak atmak
- bıçaklamak
- biçki yapmak
- bölmek
- budamak
- çalmak
- çelmek
- çentik açmak
- çentik atmak
- çentiklemek
- çentmek
- çırpmak
- dikiz etmek
- dilim dilim etmek
- dilimlemek
- dilmek
- doğramak
- durdurmak
- durmak
- eksiltmek
- etkilemek
- filizlemek
- flört etmek
- gedmek
- kabaklamak
- kapamak
- karar vermek
- katetmek
- kertiklemek
- kertmek
- kesinmek
- kırkmak
- kırpmak
- makas vurmak
- makaslamak
- neşterlemek
- oymak
- öldürmek
- önlemek
- özetlemek
- rendelemek
- soymak
- susmak
- sünnet etmek
- tedavi etmek
- tıraş etmek
- tomurmak
- uçurmak
- yaralamak
- yarmak
- yarmalamak
- yayımlamak
- yermek
- yontmak
- ayırmak
- azaltmak
- büzgü
- çatlatmak
- didik didik etmek
- didiklemek
- ditmek
- döndürmek
- dövmek
- eksiltmek
- ezmek
- indirmek
- kaçmak
- kırıp dökmek
- koparıp atmak
- koparmak
- kopartmak
- küstürmek
- öğütmek
- öldürmek
- paralamak
- parça parça etmek
- parçalamak
- sımak
- sındırmak
- takti etmek
- tuzla buz etmek
- ucuzlatmak
- un ufak etmek
- yaralamak
- yarmak
- yıpratmak
- yırtmak
- açıkta bırakmak
- ağzına sıçmak
- aleyhine olmak
- anasından doğduğuna pişman etmek
- anasını ağlatmak
- anasını bellemek
- asıp kesmek
- ateşe vermek
- bağışlamamak
- baş yemek
- başına dert açmak
- başına iş açmak
- başına iş çıkarmak
- başını belaya sokmak
- başını derde sokmak
- başını ezmek
- başını nâra yakmak
- başını yakmak
- batırmak
- belini bükmek
- belini kırmak
- benzetmek
- berbat etmek
- bir pula satmak
- bitirmek
- bok etmek
- bozuk para gibi harcamak
- burnunu kırmak
- can yakmak
- canına ezan okumak
- canına okumak
- canını çıkarmak
- canını yakmak
- cendereye sokmak
- ciğerini sökmek
- çanına ot tıkamak
- çanına ot tıkmak
- dağıtmak
- darbelemek
- ders vermek
- dişini sökmek
- doğduğuna pişman etmek
- duman attırmak
- duman etmek
- dünyanın kaç bucak olduğunu göstermek
- dünyanın kaç köşe olduğunu göstermek
- dünyayı haram etmek
- dünyayı zehir etmek
- dünyayı zindan etmek
- eline yüzüne bulaştırmak
- ensesinde boza pişirmek
- etmediğini bırakmamak
- etmediğini komamak
- ezmek
- felce uğratmak
- fena etmek
- fena yapmak
- fenalık etmek
- gaddarlık etmek
- gadretmek
- gâvurluk etmek
- gedik açmak
- göstermek
- gözlerini oymak
- gözünü oymak
- gözünün yaşına bakmamak
- gününü göstermek
- hainlik etmek
- hakkından gelmek
- haksızlık etmek
- iflahını kesmek
- insafsızlık etmek
- ip takmak
- israf etmek
- iş açmak
- iş çıkarmak
- kafasını ezmek
- kahretmek
- kan kusturmak
- kasıp kavurmak
- kılçık atmak
- kıyıcılık etmek
- kökünü kazımak
- kötülük etmek
- kötülük yapmak
- kül etmek
- mahkûm etmek
- meydanda bırakmak
- ocağına incir dikmek
- öldürmek
- perişan etmek
- silindir gibi ezmek
- süründürmek
- tahrip etmek
- tazip etmek
- toz etmek
- yakmak
- yapmadığı kalmamak
- yapmadığını bırakmamak
- yapmak
- yaşatmamak
- yemek
- yıkım olmak
- yıkıntı olmak
- yıkmak
- yıpratmak
- yiyip bitirmek
- yuvasını yapmak
- yuvasını yıkmak
- yüzüne gözüne bulaştırmak
- zarar vermek
- zarara sokmak
- zararı dokunmak
- zebun etmek
- zulmetmek
- ağartmak
- almak
- anlamak
- arıtmak
- başarmak
- bitirmek
- cımbızlamak
- çalkalamak
- çalkamak
- çırpmak
- çiti yapmak
- çitilemek
- çitmek
- çivitlemek
- çubuklamak
- dezenfekte etmek
- dövmek
- durulamak
- durultmak
- evsemek
- fırçalamak
- gasletmek
- gırgırlamak
- kabasını almak
- kazanmak
- kazımak
- kazınmak
- keselemek
- kırklamak
- killemek
- köklemek
- kökünü kazımak
- liflemek
- mikropsuzlaştırmak
- ovmak
- öldürmek
- paklamak
- paspas yapmak
- paspaslamak
- pastörize etmek
- ponzalamak
- sabunlamak
- silip süpürmek
- silkelemek
- silkmek
- silmek
- sofrayı kaldırmak
- sterilize etmek
- sudan geçirmek
- suya göstermek
- süpürmek
- şartlamak
- taşlamak
- tedavi etmek
- tellemek
- temizlik yapmak
- tepirlemek
- tımar etmek
- tokaçlamak
- toz almak
- tozunu almak
- tozunu atmak
- tozunu silkelemek
- tozunu silkmek
- tüketmek
- yalazlamak
- yıkamak
- yumak
- acındırmak
- ağlatmak
- ah almak
- bağrını delmek
- batmak
- bir hoş eylemek
- boynunu bükmek
- can sıkmak
- dağlamak
- darıltmak
- delmek
- dokunmak
- duygulandırmak
- düşündürmek
- düşündürtmek
- eritmek
- etkilemek
- ezmek
- felfelek sokmak
- gamlandırmak
- gönül kırmak
- gönül yıkmak
- gücendirmek
- hatırını kırmak
- hırpalamak
- hislendirmek
- hüzünlendirmek
- içine dert olmak
- içine dokunmak
- içine işlemek
- içini kemirmek
- içini yakmak
- incitmek
- kahretmek
- kalbini kırmak
- kalp kırmak
- kavurmak
- kaygılandırmak
- keder vermek
- kederlendirmek
- keyfini bozmak
- keyfini kaçırmak
- kıvrandırmak
- koymak
- küstürmek
- mahzun etmek
- meraklandırmak
- merakta bırakmak
- meyus etmek
- mütehassis etmek
- öldürmek
- pişman etmek
- rencide etmek
- sarsmak
- yara açmak
- yaralamak
- yaramazlık etmek
- yarasını deşmek
- yaraya tuz biber ekmek
- yemek
- yıpratmak
- yiyip bitirmek
- yüreğe işlemek
- yüreğine işlemek
- yüreğini dağlamak
- yüreğini eritmek
- zehretmek
- zindan etmek
- acıtmak
- ateş etmek
- atmak
- avlamak
- bağlamak
- basmak
- başına geçirmek
- bombalamak
- boş yerine vurmak
- boynuzlamak
- çakmak
- çalmak
- çarpmak
- çekmek
- çelme atmak
- çelme takmak
- çelmek
- çıkmak
- çırpıştırmak
- çırpmak
- çifte atmak
- çiftelemek
- çubuklamak
- darbe indirmek
- darbe vurmak
- darbelemek
- darbetmek
- değneklemek
- dirseklemek
- dokunmak
- dönmek
- dövmek
- dövünmek
- düşmek
- ekleştirmek
- ekmek
- etkilemek
- fiskelemek
- geçirmek
- giydirmek
- göçmek
- görünmek
- gümlemek
- gürültü etmek
- hırpalamak
- içirmek
- içmek
- indirmek
- inmek
- isabet etmek
- kafa atmak
- kafasını kırmak
- kelepçelemek
- kıç atmak
- kondurmak
- konmak
- koymak
- kötek atmak
- küçülmek
- kütletmek
- ödül almak
- öldürmek
- patlatmak
- pençe atmak
- pençe vurmak
- pençelemek
- rastlaşmak
- sallamak
- saplamak
- savurmak
- sıvamak
- soymak
- söylemek
- sumsuklamak
- suratına indirmek
- sürmek
- süsmek
- şamar atmak
- şamarlamak
- şaplak atmak
- şaplatmak
- şut atmak
- şut çekmek
- şutlamak
- takmak
- tartaklamak
- tekme atmak
- tekmelemek
- tepiklemek
- tepmek
- tıkırdatmak
- tıklatmak
- tokat aşk etmek
- tokmaklamak
- tokuşturmak
- topuklamak
- tos vurmak
- toslamak
- toslaşmak
- turalamak
- üzengilemek
- vurduğu yerden ses gelmek
- vurunmak
- yanıltmak
- yansımak
- yapıştırmak
- yaralamak
- yerleştirmek
- yumruk atmak
- yumruk indirmek
- yüreği çarpmak
- aradan kaldırmak
- atmak
- bastırmak
- bertaraf etmek
- bıçak gibi kesmek
- çıkarmak
- çizmek
- dökmek
- eritmek
- geçirmek
- gidermek
- hükümsüz kılmak
- ıskartaya çıkarmak
- ilga etmek
- iptal etmek
- izale etmek
- kaldırmak
- kalem çekmek
- karalamak
- kayıttan düşmek
- kazımak
- kökünü kazımak
- kül etmek
- lağvetmek
- öldürmek
- refetmek
- selbetmek
- silip süpürmek
- silmek
- susturmak
- tasfiye etmek
- tayyetmek
- temizlik yapmak
- yakmak
- yürürlükten kaldırmak
- bitirmek
- can sıkmak
- canına acımamak
- canını çıkarmak
- dayandırmak
- eziyet vermek
- fala bakmak
- gına getirmek
- hamletmek
- haşat etmek
- iftira etmek
- laçka etmek
- öldürmek
- pestile çevirmek
- pestilini çıkarmak
- soluğan etmek
- soluğunu kesmek
- solutmak
- sucuğunu çıkarmak
- tüketmek
- yüreğini tüketmek
- zahmet olmak
- zahmet vermek
- zahmete sokmak
- zorlamak
HECELEME
öl-dür-mek ÖLDÜRMEK KELİMESİNİN ANLAMLARI VE ÖRNEKLER
- [fiil] [-i] Bir canlının hayatına son vermekÖrnek: Beni öldürmek için birisi fazla bile / Ancak onun elinden çıkar böyle haile
- [fiil] Bitkinin solarak kurumasına sebep olmakÖrnek: Susuzluk çiçekleri öldürdü.
- [fiil] Çok üzmekÖrnek: Ölüm bir eve girince sağ kalanları da biraz öldürüyor.
- [fiil] Aşırı yormak
- [fiil] Boşuna geçmekÖrnek: Bütün bir günü öldürdük.
- [fiil] Ölmesine yol açmakÖrnek: Bu adamı içki öldürdü.
- [fiil] Sağlığını bozmak, rahatsızlık vermekÖrnek: Bu hava bizi öldürüyor.
- [fiil] [mecaz] Yok olmasına, ortadan kalkmasına, azalmasına yol açmakÖrnek: Savaş birtakım sanayi kollarını öldürdü.
- [fiil] [mecaz] Etkisini ve gücünü azaltmakÖrnek: Sırf kendi için okuyan, gezen, eğlenen bir aydın, kendini yaşarken öldürmüyor mu?
- [fiil] [mecaz] Bazı şeylerin diriliğini, tazeliğini veya sertliğini gidermekÖrnek: Soğanı tuzla ezip öldürmek.
Kelime kaynağı: TDK Güncel Türkçe Sözlük