çalışmak
[fiil] [nesnesiz] Bir şeyi oluşturmak veya ortaya çıkarmak için emek harcamak
ÇALIŞMAK İLE BENZER OLAN KELİMELER
ÇALIŞMAK İLE BENZER OLABİLECEK DİĞER KELİMELER
- atanmak
- aylığa geçmek
- baş bağlamak
- çalışmak
- çatmak
- çıraklık etmek
- dört elle sarılmak
- emrine girmek
- eteğine sığınmak
- eteğine yapışmak
- geçmek
- görev almak
- görevlendirilmek
- görevlenmek
- hizmet görmek
- hizmete girmek
- hizmetinde olmak
- intisap etmek
- iş tutmak
- işe girmek
- koltuğuna girmek
- koltuğunun altına sığınmak
- kula kul olmak
- kulluk etmek
- maaşa geçmek
- sığınmak
- tabi olmak
- tayini çıkmak
- vazifelendirilmek
- yakasını kaptırmak
- yamanmak
- yanaşmak
- yer bulmak
- yerleşmek
- yuları birinin elinde olmak
- yuları ele vermek
- agâh olmak
- akıl almak
- aklında tutmak
- alışmak
- anlamak
- aydınlanmak
- bellemek
- beynine girmek
- bilgi edinmek
- bilgilenmek
- bilişmek
- bilmek
- çalışmak
- çantadan yetişmek
- dağarcığına atmak
- derinleşmek
- ders almak
- ders görmek
- dirsek çürütmek
- eli alışmak
- eli kırılmak
- erginlenmek
- ezber etmek
- ezberlemek
- fenlenmek
- feyizlenmek
- fikir edinmek
- fikir vermek
- geçmek
- görgülenmek
- haber almak
- hazmetmek
- hıfzetmek
- ibret almak
- ihtisas yapmak
- ilmini almak
- istihbar etmek
- kapmak
- kaşarlanmak
- kavramak
- kıraat etmek
- kulağını açmak
- malumat almak
- malumat edinmek
- meşk almak
- meşk etmek
- mezun olmak
- muttali olmak
- okumak
- papağan gibi ezberlemek
- pişirmek
- sindirmek
- sökmek
- su gibi ezberlemek
- tahsil etmek
- tahsil görmek
- tanımak
- tefeyyüz etmek
- terbiye almak
- terbiye görmek
- ufkunu genişletmek
- uyanmak
- yetişmek
- yoğrulmak
- yontulmak
- yutmak
- zihnine yerleştirmek
- ardına düşmek
- arkasına düşmek
- arkasında dolaşmak
- arkasında gezmek
- ayağına üşenmemek
- bakmak
- baş koşmak
- başına kalmak
- başını alamamak
- başının çaresine bakmak
- becelleşmek
- boş durmamak
- canına kıymak
- cenk
- çaba göstermek
- çalışıp çabalamak
- çalışmak
- çarpınmak
- debelenmek
- derdine düşmek
- didişmek
- dişini tırnağına takmak
- dolap beygiri gibi dönüp durmak
- dört dönmek
- dört elle sarılmak
- dört elle yapışmak
- dövüşmek
- düşmek
- elinden geleni yapmak
- eline ayağına üşenmemek
- emeği geçmek
- emek çekmek
- evirip çevirmek
- faaliyet göstermek
- gece gündüz dememek
- geceyi gündüze katmak
- göz nuru dökmek
- hamaratlaşmak
- haşır neşir olmak
- her tarakta bezi olmak
- ıkınıp sıkınmak
- ıkınmak
- ırgat gibi çalışmak
- iğne ile kuyu kazmak
- ilgilenmek
- iş görmek
- iş yapmak
- işi başından aşkın olmak
- işi başından aşmak
- işi olmak
- işine koyulmak
- iştigal etmek
- it gibi çalışmak
- kendini paralamak
- kendini vermek
- kıçını yırtmak
- kırıp sarmak
- kırk tarakta bezi olmak
- koşmak
- koşturmak
- koşuşmak
- koşuşturmak
- meram etmek
- mesai yapmak
- mesaiye kalmak
- mücadele etmek
- mücadele vermek
- oluruna bakmak
- ömür çürütmek
- pabuç eskitmek
- pabuç paralamak
- pala çalmak
- pala sallamak
- paralanmak
- parçalanmak
- parmağına dolamak
- pençeleşmek
- saat gibi işlemek
- saç ağartmak
- saç sakal ağartmak
- savaş açmak
- savaş ilan etmek
- savaşım vermek
- savaşmak
- sıkınmak
- ter dökmek
- üstüne kapanmak
- üstüne üstüne gitmek
- üzerine düşmek
- yırtınmak
- zahmet etmek
- zahmete girmek
- zahmete katlanmak
HECELEME
ça-lış-mak ÇALIŞMAK KELİMESİNİN ANLAMLARI VE ÖRNEKLER
- [fiil] [nesnesiz] Bir şeyi oluşturmak veya ortaya çıkarmak için emek harcamakÖrnek: Aldırma sen hemen çalış ki biraz / Çalışan ilerler, yerinde kalmaz
- [fiil] Herhangi bir iş üzerinde olmak
- [fiil] [-de] İşi veya görevi olmak, bulunmakÖrnek: İnşaatlarda çalışan işçiler birer ikişer inşaatların kapılarından geri dönüp geldiler.
- [fiil] Makine veya aletler işe yarar durumda olmak veya işlemekte bulunmak
- [fiil] [-e] Bir şeyi yapmak için gereken çarelere başvurmak, o şeyi gerçekleştirmek için kendini zorlamak, çaba harcamakÖrnek: Olduğundan fazla yaşlı görünmeye çalıştığını sezdim.
- [fiil] [-e] Bir şeyi öğrenmek veya yapmak için emek vermek
Kelime kaynağı: TDK Güncel Türkçe Sözlük