aksak
[sıfat] Aksayan, hafifçe topallayan
AKSAK İLE BENZER OLABİLECEK DİĞER KELİMELER
- ahenksiz
- akordu bozuk
- akortsuz
- aksak
- alacalı
- alan talan
- allak bullak
- arapsaçı gibi
- bakkal defteri
- belirsiz
- bozuk düzen
- bölük pörçük
- bulanık
- çalkantılı
- çapraşık
- çarşamba pazarı
- çatak
- çepelli
- çetrefil
- çetrefilli
- çıfıt çarşısı
- çorba gibi
- çözgün
- dağınık
- dallı budaklı
- dandini
- dardağan
- darmadağın
- darmadağınık
- darmaduman
- didik didik
- disiplinsiz
- dizgesiz
- dolambaçlı
- dolaşık
- falsolu
- girift
- girişik
- gürültülü
- gürültülü patırtılı
- hadiseli
- hancı sarhoş yolcu sarhoş
- insicamsız
- intizamsız
- inzibatsız
- kaidesiz
- karma
- karmakarışık
- karman çorman
- karmaşık
- kavgalı
- kılçıklı
- kim kime dum duma
- komplike
- kuralsız
- mağşuş
- metotsuz
- muğlak
- mülevves
- müşevveş
- nizamsız
- olaylı
- özensiz
- pejmürde
- perakende
- perişan
- plansız
- programsız
- püsür
- rabıtasız
- saçık
- salkım saçak
- sarsıntılı
- savruk
- serpme
- sıngın
- sınık
- sırasız
- sistemsiz
- soyut
- tarumar
- tef çalsan oynayacak
- tekinsiz
- ters pers
- tertipsiz
- usulsüz
- uyumsuz
- yengen
- yöntemsiz
- ahraz
- akıntı çağanozu
- aksak
- alil
- apışak
- bacaksız
- bastıbacak
- bozuk
- çağanoz gibi
- çalık
- çolak
- çolpa
- davul çalsan işitmez
- dilsiz
- duvar
- duvar gibi
- dümeni eğri
- düztaban
- eksik
- engelli
- felçli
- genzek
- gibi
- harp malulü
- hasta
- inmeli
- kambur
- kambur zambur
- kolsuz
- köskötürüm
- kötürüm
- kulağı tıkalı
- kusurlu
- makrosefal
- malul
- malul gazi
- mefluç
- mikrosefal
- muallel
- nüzullü
- oturak
- özürlü
- paytak
- sağır
- sallabaş
- sarsak
- sokur
- sökel
- yanlış
- yarım
- yarım adam
- yatalak
- yirik
- ağırlama
- akrostiş
- aksak
- altılı
- ayak
- bağlam
- bahariye
- bent
- beşleme
- beşli
- beyit
- deme
- destan
- deyiş
- ditiramp
- divan
- dize
- dördül
- dörtleme
- dörtlük
- eglog
- epope
- fabl
- fahriye
- gazel
- gazeliyat
- güfte
- güzelleme
- hamse
- hezel
- hezliyat
- hicviye
- idil
- ilahi
- kalenderî
- kantat
- kaside
- kayabaşı
- kıta
- koçaklama
- koşma
- koşuk
- lirik şiir
- makta
- mani
- manzume
- matla
- mensur şiir
- mesnevi
- methiye
- mevlit
- mısra
- muhammes
- murabba
- muvaşşah
- mücevher tarih
- mülemma
- münacat
- müseddes
- müsemmen
- müstezat
- naat
- nazım
- nazire
- nefes
- neşide
- öykünce
- romans
- rubai
- semai
- sone
- şarkı
- şehname
- şitaiye
- taç beyit
- tahmis
- tardiye
- tarih
- taşlama
- terbi
- terciibent
- terkibibent
- tevhit
- tevşih
- türkü
- üçleme
- varsağı
- yedekli
- yedili
- yergi
- yır
- yiğitleme
HECELEME
ak-sak AKSAK KELİMESİNİN ANLAMLARI VE ÖRNEKLER
- [sıfat] Aksayan, hafifçe topallayan
- [sıfat] [mecaz] İyi gitmeyen, iyi işlemeyenÖrnek: İşin aksak yönü.
- [isim] [edebiyat] Eski yunan ve latin şiir ölçüsünde, sondan bir önceki hecesi kısa olacak yerde uzun olan dize
- [isim] [müzik] Türk müziğinde kıvrak bir usul
Kelime kaynağı: TDK Güncel Türkçe Sözlük