alçak
[sıfat] Yerden uzaklığı az olan, yüksek karşıtı
ALÇAK İLE BENZER OLAN KELİMELER
- adi
- ağır
- ahlaksız
- akidesi bozuk
- akrep gibi
- aşağı
- aşağılık
- ayarı bozuk
- bayağı
- bedhah
- bednam
- besleme
- cibilliyetsiz
- cudam
- çirkef
- daltaban
- deni
- domuz
- dun
- dümbük
- dürzü
- erdemsiz
- erzel
- faziletsiz
- fena
- fırsat düşkünü
- fiili bozuk
- firavun
- folluk
- fürumaye
- geçmişi kandilli
- geçmişi kınalı
- gıllıgışlı
- gizli sıtma
- gönlü kara
- gözü göz değil
- habis
- hain
- hamiyetsiz
- hapishane kaçkını
- harın
- hayâsız
- haysiyetsiz
- herif
- herifçioğlu
- hırlı
- hor
- ırz düşmanı
- ırzı kırık
- iblis
- içi çıfıt çarşısı
- iffetsiz
- iğrenç
- insan müsveddesi
- istismarcı
- kahpe
- kahpenin dölü
- kalleş
- kalp
- kanı bozuk
- kansız
- karaktersiz
- karnıkara
- kaypak
- kenef
- kepaze
- kızıl iblis
- komprador
- köpek
- köpek soyu
- kötücül
- kötülükçü
- kundakçı
- küçük
- lain
- lanetli
- maksatlı
- mal
- malın gözü
- maskara
- mayası bozuk
- melun
- mostralık
- müptezel
- mütecaviz
- namert
- namussuz
- nankör
- nekes
- niyeti bozuk
- onursuz
- orospu çocuğu
- orostopol
- ölüsü kandilli
- ölüsü kınalı
- önünde ardında gidilmez
- pabuçtan aşağı
- paçoz
- perdesiz
- pespaye
- pezevenk
- rezil
- rüsva
- sabıkalı
- sarı çıyan
- seciyesiz
- sefih
- sefil
- serseri
- seviyesiz
- siktirici
- silisiz
- soysuz
- süfli
- süprüntü
- sütsüz
- sütü bozuk
- şerbetli
- şerefsiz
- şerir
- tezkiyesi bozuk
- tıynetsiz
- uygunsuz
- vakarsız
- vurguncu
- yalancı
- yezit
- yılan
ALÇAK İLE BENZER OLABİLECEK DİĞER KELİMELER
- alçak
- avuç içi kadar
- ayrıntılı
- biblo gibi
- bir damla
- bit kadar
- boncuk gibi
- böcek gibi
- cimcime
- cura
- cüce
- cücük
- çapsız
- çırçır
- çocuk
- çurçur
- dar
- düdük gibi
- el kadar
- ensiz
- fare
- genç
- Gotik
- in gibi
- ispenç horozu
- kaşık kadar
- kucakta
- kukla gibi
- kuş kafesi gibi
- kutu gibi
- küçücük
- küçümen
- küçümencik
- küçürek
- küskün
- maşa kadar
- mendil kadar
- mercimek kadar
- mini
- minicik
- minik
- minimini
- minnacık
- minnoş
- minör
- minüskül
- minyatür
- minyon
- parmak kadar
- rakı
- şuncacık
- taze
- tıfıl
- tırnak kadar
- ufacık
- ufacık tefecik
- ufak
- ufak tefek
- ufarak
- yavru
- yumruk kadar
- akar
- akaret
- aksiyon
- aktariye
- aktif
- alçak
- Anadolu
- ayniyat
- bakkaliye
- barhana
- çift çubuk
- demirbaş
- derinti
- döşeme
- dünya malı
- dünya nimeti
- dünyalık
- edinç
- edinti
- emlak
- emtia
- emval
- esrar
- eşya
- gayrimenkul
- grup
- güzel
- hazine
- hazne
- hırdavat
- hırtı pırtı
- imalat
- irat
- istif
- ithal malı
- kese
- likidite
- madde
- mal varlığı
- malikâne
- mamelek
- manda
- matah
- mefruşat
- menkul
- meşruta
- meta
- mobilya
- möble
- mülk
- nesi var
- ocaklık
- ötesi berisi
- özdek
- özelge
- para
- para pul
- pılı pırtı
- pırtı
- sermaye
- servet
- sığır
- sigara
- stok
- taşınmaz
- üretim
- var
- varı yoğu
- variyet
- varlık
- yurtluk
- yük
- zenginlik
- alçak
- anasının ipini pazara çıkarmış
- anasının ipini satmış
- avare
- ayaktakımı
- aylak
- baldırı çıplak
- başıboş
- berduş
- bitik
- bitnik
- boş gezenin boş kalfası
- çakal
- döküntü
- evi sırtında
- gezeğen
- gezenti
- göbeği sokakta kesilmiş
- haylaz
- hayta
- hergele
- hippi
- ipsiz
- ipsiz sapsız
- istinga
- it
- it kopuk
- kaldırım mühendisi
- kopuk
- maceracı
- maceraperest
- mayın
- parya
- salma
- sapı silik
- serüvenci
- sokak çocuğu
- sürtük
- yersiz
- yersiz yurtsuz
- yurtsuz
- zıpçıktı
- zıpır
- zırtapoz
- zibidi
- abes
- alakasız
- alçak
- çat pat
- çatışık
- çelişik
- çelişken
- çelişkili
- çelişmeli
- çiğ
- çirkin
- damdan düşer gibi
- damdan düşercesine
- eğreti
- elverişsiz
- eşlemesiz
- fahiş
- faul
- halt
- ilgisiz
- insicamsız
- isabetsiz
- kel başa şimşir tarak
- körler mahallesinde ayna satmak
- mevsimsiz
- münasebetsiz
- Müslüman mahallesinde salyangoz satmak
- mütenakız
- namünasip
- namüsait
- olmadık
- rabıtasız
- sırasız
- ters
- tutarsız
- vakitli vakitsiz
- vakitsiz
- yakışıksız
- yamalı bohça
- yaraşıksız
- yersiz
- yolsuz
- zamanlı zamansız
- zamansız
HECELEME
al-çak ALÇAK KELİMESİNİN ANLAMLARI VE ÖRNEKLER
- [sıfat] Yerden uzaklığı az olan, yüksek karşıtıÖrnek: Kaşlarını çatarak bakakaldı dairenin alçak balkonuna.
- [sıfat] Aşağıda olan, yüksek olmayan (yer)
- [sıfat] Kısa (boy)Örnek: Alçak boylu bir adam.
- [sıfat] [mecaz] Bile bile en kötü, en ahlaksızca davranışlarda bulunan, aşağılık, soysuz, namert, rezil, hain
Kelime kaynağı: TDK Güncel Türkçe Sözlük