arka
[isim] Bir şeyin temel tutulan yüzünün tam ters yanı, ön karşıtı
ARKA İLE BENZER OLAN KELİMELER
ARKA İLE BENZER OLABİLECEK DİĞER KELİMELER
- anüs
- arka
- bacak
- bagaj
- bohça
- boncuk
- büzük
- cici
- cura
- çanak
- çömlek
- çukur
- davlumbaz
- davul
- defans
- delik
- dışkılık
- dip
- düğme
- esmer
- fıçı
- fındık
- fırın
- folluk
- göt
- güverte
- halka
- hokka
- incir
- istikbal
- kaba
- kaba et
- kaide
- kalıp
- karanfil
- karpuz
- kâse
- kavanoz
- kestane
- kök
- kömürlük
- körük
- kuyu
- küfe
- kümbet
- leblebi
- leğen
- maça
- makat
- mazgal
- menekşe
- mercimek
- motor
- mühür
- netice
- nohut
- oturak
- paket
- palet
- pilav
- Po
- popo
- pöç
- sağrı
- semer
- sıfır
- sofra
- şerç
- şişe
- tas
- terki
- testi
- tiz
- torna
- toto
- tüylü
- yazı tura
- yemiş
- yuvarlak
- yüksük
- yüzük
HECELEME
ar-ka ARKA KELİMESİNİN ANLAMLARI VE ÖRNEKLER
- [isim] Bir şeyin temel tutulan yüzünün tam ters yanı, ön karşıtıÖrnek: Evin arkasında dekorlar boyarlardı.
- [isim] Bir şeyin sırt durumunda olan yüzeyiÖrnek: Çocuğun arkası ağrıyormuş.
- [isim] Geri kalan bölümÖrnek: Masalın arkası. Yazının arkası.
- [isim] Art, peş
- [isim] Otururken sırtın dayandığı yerÖrnek: Otomobile bindiğimiz zaman başını arkaya yaslamış, gözlerini yummuştu.
- [isim] İnsanın vücudu, bedeniÖrnek: Arkasında beli kemerli, dar, şık bir pardösü vardı.
- [sıfat] Arkada olan, arkada bulunan
- [sıfat] [mecaz] Kayıran, destekleyenÖrnek: Memur olmak için büyük bir arka gerek.
- [sıfat] [mecaz] Geçmiş, geride kalmış zamanÖrnek: Bütün gözler arkaya, maziye çevrilmişti.
Kelime kaynağı: TDK Güncel Türkçe Sözlük