atıp tutmak
[isim] Bir kimse veya bir şey için kötü konuşmak
ATIP TUTMAK İLE BENZER OLABİLECEK DİĞER KELİMELER
- atıp tutmak
- atmak
- ballandırmak
- bir bardak suda fırtına koparmak
- bire bin katmak
- büyüksemek
- büyültmek
- büyütmek
- dallandırıp budaklandırmak
- dallandırmak
- dramatize etmek
- göklere çıkarmak
- gözünde büyütmek
- habbeyi kubbe yapmak
- iğne deliğinden Hindistan'ı seyretmek
- izam etmek
- mesele yapmak
- mübalağa etmek
- ölçüyü kaçırmak
- palavra atmak
- palavra savurmak
- palavra sıkmak
- pireyi deve yapmak
- şişirmek
- uçmak
- üfürmek
- yüksek perdeden konuşmak
- yüksekten atmak
- ağızdan ağıza
- âlemin ağzı torba değil ki büzesin
- Allah kuru iftiradan saklasın
- atıp tutmak
- bühtan
- cadı kazanı
- çekiştirme
- düşman ağzı
- efsane
- eğri söz
- fasıl
- fısıltı gazetesi
- fiskos
- fitnecilik
- fitneleme
- gammazlık
- gıybet
- herkesin ağzı torba değil ki büzesin
- iftira
- isnat
- kara çalmak
- karacılık
- karalama
- kov
- kovculuk
- kovlama
- kötüleme
- kuru iftira
- lakırtı
- lekeleme
- müfterilik
- müzevirlik
- pasaparola
- rivayet
- söylenti
- söz
- suç yükleme
- şahsiyat
- şayia
- teşhir
- tevatür
- tezvir
- yerme
- zem
- agulamak
- aksilenmek
- aksileşmek
- aksiliği tutmak
- aksilik etmek
- atıp tutmak
- azarlamak
- baş ağrıtmak
- başının etini yemek
- cadılaşmak
- cadılık etmek
- cart curt etmek
- cırıldamak
- cırlamak
- çemkirmek
- dangırdamak
- dırdırlanmak
- dırıltı etmek
- dırlanmak
- fırçalamak
- gacırdamak
- gıcırdamak
- her kafadan bir ses çıkmak
- hırçınlık etmek
- hırlamak
- homurdanma
- homurdanmak
- huysuzlanmak
- huysuzluk etmek
- ileri geri konuşmak
- ileri geri laflar etmek
- kafa ütülemek
- kızmak
- kusmak
- lahavle çekmek
- lahavle okumak
- mır mır etmek
- mırıldanmak
- mızıldanmak
- mızırdanmak
- mızmızlanmak
- sokranmak
- ters tarafından kalkmak
- tersinmek
- terslenmek
- vır vır etmek
- vırlamak
- vızıldamak
- vızıldanmak
- vızlamak
- zart zurt etmek
- zırıldamak
- zırıldanmak
- zırlamak
- abartı
- abartıcılık
- abartma
- afiş
- artistlik
- aslı faslı yok
- atıcılık
- atıp tutmak
- atmasyon
- bahane
- balon
- blöf
- bom
- dikine tıraş
- dolma
- dubara
- dümen
- gır
- güm
- hikâye
- hilaf
- icat
- ihanet
- iri laf
- kaçamak yol
- kafes
- kantin
- kaşkariko
- katakofti
- katakulli
- katmerli yalan
- kıtır
- kofti
- komedi
- kurt masalı
- kuyruklu yalan
- mantar
- martaval
- masal
- maval
- mübalağa
- müzahrefat
- nisanbalığı
- numara
- ölümlü
- palavra
- pandispanya gazetesi
- perdah
- pestil
- piyaz
- polim
- polüm
- riya
- sahte
- sinema
- şişirme
- şorolop
- tafra
- tav
- temelsiz
- tezvir
- tıraş
- tırışka
- torpil
- ustura
- uydurma
- uydurmaca
- uydurmasyon
- uyduruk
- yakıştırmaca
- yalan dolan
- yalancılık
- yaldız
- aleyhinde bulunmak
- aşağılamak
- atıp tutmak
- ayıbını yüzüne vurmak
- ayıplamak
- başına kakınç etmek
- başını istemek
- batırmak
- beğenmemek
- çirkinsemek
- dedikodu etmek
- diline dolamak
- diline takmak
- diline virt etmek
- diliyle sokmak
- geçmek
- giydirmek
- hicvetmek
- ıslıklamak
- iftira etmek
- iğrenmek
- itham etmek
- ithamda bulunmak
- karamak
- kesmek
- kınamak
- kirli çamaşırlarını ortaya dökmek
- kötü söylemek
- kötülemek
- kötümsemek
- kusur bulmak
- küçük düşürmek
- öküzün altında buzağı aramak
- suçlamak
- suçlandırmak
- şahsiyat yapmak
- şahsiyata dökmek
- takbih etmek
- taşlamak
- yuf borusu çalmak
- yuha çekmek
- yuhalamak
- yuhaya tutmak
- yüzlemek
- yüzüne çarpmak
- yüzüne vurmak
- zemmetmek
- zifos atmak
HECELEME
a-tıp tut-mak ATIP TUTMAK KELİMESİNİN ANLAMLARI VE ÖRNEKLER
- [isim] Bir kimse veya bir şey için kötü konuşmakÖrnek: Hatta aleyhimde atıp tuttuğunu bile duysam kendimi tanıtmamalıydım.
- [isim] Abartmalı konuşmakÖrnek: Dünyanın siyasetiyle meşgul oluyorlar, büyük olaylar hakkında atıp tutuyorlar.
Kelime kaynağı: TDK Güncel Türkçe Sözlük