baş
[isim] [anatomi] İnsan ve hayvanlarda beyin, göz, kulak, burun, ağız vb. organları kapsayan, vücudun üst veya önünde bulunan bölüm, kafa, ser
BAŞ İLE BENZER OLAN KELİMELER
BAŞ İLE BENZER OLABİLECEK DİĞER KELİMELER
- adet
- araba
- bakraç
- bardak
- baskı
- baş
- boy
- büküm
- çalımlık
- çuval
- diş
- dolam
- dolusu
- doyumluk
- doz
- dönümlük
- foroz
- grosa
- kadeh
- kantite
- kaplık
- kaşık
- kaşıklık
- kat
- katımlık
- kavanoz
- kemiyet
- kepçe
- kese
- kıyımlık
- kişilik
- kitaplık
- konaklık
- kök
- kucak
- kupa
- kutu
- küfe
- külah
- meblağ
- miktar
- misil
- numara
- nüfus
- ölçü
- paket
- parça
- pare
- pişim
- pişirimlik
- pot
- rakam
- sahanlık
- sap
- sarım
- sayıltı
- suvarım
- şişe
- tabak
- tabla
- takım
- tane
- tas
- teneke
- tepsi
- testi
- tiraj
- toplam
- varil
- yük
- abstre sayı
- adet
- ardışık sayılar
- artı sayı
- asal sayı
- asıl sayılar
- averaj
- basket
- baş
- bileşik kesir
- çift sayı
- eksi sayı
- gol
- karmaşık sayı
- kesir
- kesirli sayı
- küsur
- negatif sayı
- No
- not
- numara
- nüsha
- ondalık kesir
- ondalık sayı
- ortak ölçülmez sayılar
- ortak tam bölen
- pozitif sayı
- puan
- rakam
- rasyonel sayı
- Romen rakamları
- sade birimler bölüğü
- sanal sayı
- sayı farkı
- sınırlı sayı
- sınırsız sayı
- skor
- soyut sayı
- tane
- tek sayı
- toparlak rakam
- toparlak sayı
- yuvarlak sayı
- acente
- ağa
- aile reisi
- atabey
- aynaz
- baş
- başçı
- başgardiyan
- başgarson
- başhekim
- başhemşire
- başimam
- başmüdür
- başöğretmen
- baştabip
- beyin
- çavuş
- çeribaşı
- çorbacı
- dekan
- direktör
- genel müdür
- halife
- idareci
- işletmeci
- kâhya
- kamarilla
- kaptan
- kethüda
- kolbaşı
- mafevk
- menajer
- mir
- müdire
- müdür
- mütevelli
- papa
- patron
- pazarbaşı
- rejisör
- rical
- rüesa
- sergerde
- sertabip
- subaşı
- şeyh
- şeyhülislam
- umum müdür
- usta
- ustabaşı
- ümera
- yönetmen
- yukarı
- zimamdar
HECELEME
baş BAŞ KELİMESİNİN ANLAMLARI VE ÖRNEKLER
- [isim] [anatomi] İnsan ve hayvanlarda beyin, göz, kulak, burun, ağız vb. organları kapsayan, vücudun üst veya önünde bulunan bölüm, kafa, serÖrnek: Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı.
- [isim] Bir topluluğu yöneten kimseÖrnek: Cumhurbaşkanı devletin başıdır.
- [isim] BaşlangıçÖrnek: Hafta başı. Ay başı. Yılbaşı. Satır başı.
- [isim] Temel, esasÖrnek: Gücün, erdemliğin, bilimin, her şeyin başı paradır, para.
- [isim] Arazide en yüksek noktaÖrnek: Dağın başı. Tepenin başı.
- [isim] Bir şeyin genellikle toparlakça ucuÖrnek: Avucumuzun içinde sakladığımız sigaraların yanmış ucu ile fitillerin başını yaktık.
- [isim] Bir şeyin uçlarından biriÖrnek: Merdiven başında beni çağırdı.
- [isim] Kasaplık hayvanlarda ve bazı yiyeceklerde adetÖrnek: Yirmi baş koyun. Üç baş soğan.
- [isim] Sarraflık hakkı
- [isim] Bir şeyin yakını veya çevresiÖrnek: Güzel bir sonbahar havasında şair, havuz başına uzanır gibi oturmuş, güneşleniyordu.
- [isim] `önem veya yönetim bakımından ileride olan, en önemli, en üstün` anlamlarında birleşik kelimeler yapan bir sözÖrnek: Başbakan, başçavuş, başhekim, başkent, başöğretmen, başpehlivan, başrol, başsavcı.
- [isim] Güreşte pehlivanların ayrıldıkları beş derecenin en yükseğiÖrnek: Başa güreşmek.
- [isim] [denizcilik] Deniz teknelerinde ön taraf
- [isim] [eskimiş] Çıban
Kelime kaynağı: TDK Güncel Türkçe Sözlük