bulmak
[fiil] [-i] Arayarak veya aramadan bir şeyle, bir kimse ile karşılaşmak
BULMAK İLE BENZER OLAN KELİMELER
BULMAK İLE BENZER OLABİLECEK DİĞER KELİMELER
- addetmek
- alıntılamak
- asılmak
- atamak
- avuçlamak
- ayrılmak
- azaltmak
- başlamak
- bulmak
- bulundurmak
- bürümek
- çarpmak
- çekmek
- değiştirmek
- denkleştirmek
- devralmak
- düşürmek
- düzeltmek
- düzmek
- edinmek
- el koymak
- elde etmek
- ele geçirmek
- evlendirmek
- evlenmek
- fethetmek
- giymek
- götürmek
- hapazlamak
- içmek
- iktisap etmek
- istila etmek
- işgal etmek
- kaldırmak
- kapışmak
- kaplamak
- kapmak
- kapsamak
- kaptırmak
- kavramak
- kazanmak
- kesmek
- kıvırmak
- kıvırtmak
- koparmak
- kopartmak
- mal etmek
- mal olmak
- mallanmak
- maruz kalmak
- müsadere etmek
- müyesser olmak
- olmak
- peydahlamak
- sahip olmak
- satın almak
- sıyırtmak
- soymak
- sürmek
- tahsil etmek
- tedarik etmek
- tedavi etmek
- temizlemek
- teslim almak
- tıraş etmek
- tüttürmek
- uçlanmak
- yapmak
- yürütmek
- zapt etmek
- affetmek
- anlamak
- atmak
- azaltmak
- bulmak
- dehlemek
- dışarı çıkmak
- göndermek
- görevden almak
- göstermek
- hastalanmak
- ihraç etmek
- kaldırmak
- kazımak
- konuşmak
- kovmak
- kusmak
- oymak
- oynatmak
- pabucunu eline vermek
- pabucunu ters giydirmek
- salıvermek
- sepetlemek
- soymak
- soyunmak
- sökmek
- tahliye etmek
- tarh etmek
- uzaklaştırmak
- üretmek
- vermek
- yayımlamak
- yok etmek
- yol vermek
- yürütmek
- ayak basmak
- baliğ olmak
- bulmak
- çıkmak
- dayanmak
- değmek
- eli gitmek
- ermek
- gelmek
- getirmek
- girmek
- gitmek
- idrak etmek
- inmek
- karaya ayak basmak
- kavuşmak
- kendini atmak
- kendini dar atmak
- mazhar olmak
- mevlasını bulmak
- muradına ermek
- murat almak
- muvasalat etmek
- nail olmak
- nasip olmak
- olgunlaşmak
- tutmak
- ulaşmak
- uzanmak
- varmak
- vasıl olmak
- vusul bulmak
- yaklaşmak
- yanaşmak
- yetişmek
- yetmek
- yolu almak
- yolu düşmek
- araklamak
- avlamak
- avlanmak
- ayıklamak
- bulmak
- çalyaka etmek
- deliğe tıkmak
- derdest etmek
- destelemek
- dil tutmak
- el koymak
- ele geçirmek
- eline geçmek
- ensesine yapışmak
- esir almak
- esir etmek
- fark etmek
- gagasından yakalamak
- götürmek
- gözaltına almak
- gözetime almak
- hapsetmek
- içeri atmak
- içeri tıkmak
- kafese koymak
- kapmak
- kavramak
- kıstırmak
- kodese tıkmak
- köleleştirmek
- kuyruğunu kıstırmak
- nezarete almak
- ökselemek
- paketlemek
- posta etmek
- postalamak
- sezmek
- teslim almak
- tevkif etmek
- tutmak
- tutuklamak
- yakasına asılmak
- yakasına yapışmak
- zapt etmek
HECELEME
bul-mak BULMAK KELİMESİNİN ANLAMLARI VE ÖRNEKLER
- [fiil] [-i] Arayarak veya aramadan bir şeyle, bir kimse ile karşılaşmakÖrnek: Kafam her an bir konu bulmak için binbir çeşit şeye müracaat ediyor.
- [fiil] Bir şeyi elde etmek
- [fiil] Kaybedilen bir şeyi yeniden ele geçirmekÖrnek: Paramı buldum.
- [fiil] Varlığı bilinmeyen bir şeyi ortaya çıkarmak, keşfetmekÖrnek: Şu kuvvetin, cevherin sırrını bulmaya çalışıyorum.
- [fiil] İlk kez yeni bir şey yaratmak, icat etmek
- [fiil] İstenilen şeye kavuşmak, nail olmakÖrnek: Kadınlık namına düşündüğüm şeylerin hiçbirini karımda bulamadım.
- [fiil] Bir yere, bir noktaya erişmek, ulaşmakÖrnek: Böylece yılın ortasını bulduk.
- [fiil] Herhangi bir görüşe, bir yargıya varmakÖrnek: Ben de bunu akıllıca buldum.
- [fiil] SeçmekÖrnek: Bazen onlara yeni ve güzel kıyafetler buluyor.
- [fiil] Sağlamak, temin etmekÖrnek: Sen otur ye, ben yatarken, kendim bir şeyler bulur, yerim.
- [fiil] [nesnesiz] Cezaya uğramakÖrnek: Eden bulur.
- [fiil] HatırlamakÖrnek: Bir türlü bulamadım caminin ismini dersem inanır mısınız?
Kelime kaynağı: TDK Güncel Türkçe Sözlük