depo
Köken: Fransızca (dépôt)
[isim] Korunmak, saklanmak veya gerektiğinde kullanılmak için bir şeyin konulduğu yer, ardiye
DEPO İLE BENZER OLABİLECEK DİĞER KELİMELER
- agâh
- akıllı
- âlim
- allame
- ayaklı kütüphane
- aydın
- beyin
- bibliyofil
- bibliyoman
- bilecen
- bilge
- bilgiç
- bilgin
- bilim adamı
- bitirim
- bitirmiş
- çok yanlı
- çok yönlü
- dağarcığı yüklü
- danişment
- depo
- derin
- derya
- derya gibi
- düşünür
- eğitimli
- entel
- entelektüel
- fakih
- feylesof
- fikir adamı
- filozof
- haberdar
- haberli
- hâkim
- kırkambar
- kitap kurdu
- kitapsever
- kutup
- kültürlü
- malumat sahibi
- malumatlı
- molla
- muttali
- münevver
- mütebahhir
- mütefekkir
- mütefennin
- okumuş
- okuryazar
- otodidakt
- pabuçlu
- söz sahibi
- tahsilli
- talimli
- ulema
- uyanık
- vâkıf
- vukuflu
- yetik
- abla
- amele
- antrenör
- asistan
- atabey
- başmubassır
- başöğretmen
- bavcı
- bedenci
- belletici
- bıdık
- cımbız
- çalıştırıcı
- davul
- depo
- dersiam
- doçent
- eğitici
- eğitimci
- eğitmen
- fos
- gözetmen
- hoca
- kalfa
- kasap
- kıl
- kırpış
- kobra
- koç
- konferansçı
- kontes
- kuru
- lala
- lektör
- lokum
- maarifçi
- menajer
- misyoner
- monitör
- muallim
- muallime
- mubassır
- muit
- müderris
- mürebbi
- mürşit
- müzakereci
- okutman
- öğretim görevlisi
- öğretim üyesi
- pedagog
- profesör
- rehber öğretmen
- saçaklı
- salatalık
- sıfırcı
- teknik direktör
- terbiyeci
- vaiz
- zilli
HECELEME
de-po DEPO KELİMESİNİN ANLAMLARI VE ÖRNEKLER
- [isim] Korunmak, saklanmak veya gerektiğinde kullanılmak için bir şeyin konulduğu yer, ardiyeÖrnek: Kıyıda kapıları, kepenkleri kapalı, birkaç ev ve depo sıralanıyordu.
- [isim] Bir malın toptan satıldığı ve çokça bulunduğu yerÖrnek: Ben depoya güzel bir portatif eczane ısmarlayacağım.
- [isim] [askerlik] Ordu mallarının saklandığı, bakımlarının yapıldığı yer, debboyÖrnek: Gelibolu civarında Akbaş mevkisinde bir cephane deposu vardı.
Kelime kaynağı: TDK Güncel Türkçe Sözlük