dokunmak

[fiil] [-e] Nesnelerin sıcaklık, soğukluk, sertlik, yumuşaklık vb. niteliklerini derinin altındaki sinir uçları aracılığıyla duymak, değmek, el sürmek, temas etmek
DOKUNMAK İLE BENZER OLAN KELİMELER
DOKUNMAK İLE BENZER OLABİLECEK DİĞER KELİMELER
ağılamak
azdırmak
başına vurmak
bozmak
çarpmak
değin
değinmek
değmek
etkilemek
içini bayıltmak
ilişmek
lamise
mide bulandırmak
okşamak
olmak
sarhoş etmek
sataşmak
sıyırmak
sürtmek
sürünmek
temas etmek
tutmak
uyutmak
üzmek
vurmak
zarar vermek
zararlı
zehirlemek
HECELEME
do-kun-mak
DOKUNMAK KELİMESİNİN ANLAMLARI VE ÖRNEKLER
  1. [fiil] [-e] Nesnelerin sıcaklık, soğukluk, sertlik, yumuşaklık vb. niteliklerini derinin altındaki sinir uçları aracılığıyla duymak, değmek, el sürmek, temas etmekÖrnek: Bir elektrik zilinin düğmesine dokunduk. [Ahmet Haşim]
  2. [fiil] KarıştırmakÖrnek: Bu kâğıtlara kimse dokunmasın.
  3. [fiil] [nesnesiz] Almak, kullanmak, el sürmekÖrnek: Buğdaydan, bulgurdan ne varsa kimse dokunmuyor, daha zor günlere saklıyordu. [Nezihe Araz]
  4. [fiil] [nesnesiz] Sağlığını bozmakÖrnek: Bu yemek bana dokunur. Bu hava dokundu.
  5. [fiil] İnsanın içine işlemek, duygulandırmak, etkilemek, koymak, batmakÖrnek: Hiçbir gözyaşının bana onunkiler kadar dokunduğunu hatırlamıyorum. [Reşat Nuri Güntekin]
  6. [fiil] İlişkin, ilgili olmak, değinmekÖrnek: Eğitim konusuna dokunan bir yazı.
  7. [fiil] Hafifçe değmekÖrnek: Rüzgâr estikçe dal antene dokunuyor.
  8. [fiil] Onur, anlayış vb. ile uyuşmaz bir durum ortaya çıkmak
  9. [fiil] [mecaz] Tedirgin etmek, sataşmakÖrnek: Bu karıncaya dokunmayan çocuk o kocaman adamın oracıkta pestilini çıkaracaktı. [Sait Faik Abasıyanık]
  10. [fiil] [nesnesiz] Dokuma işi yapılmakÖrnek: Halılar dokundu.
Kelime kaynağı: TDK Güncel Türkçe Sözlük
  • Paylaş: