ekşimek
[fiil] [nesnesiz] Ekşi duruma gelmek
EKŞİMEK İLE BENZER OLAN KELİMELER
EKŞİMEK İLE BENZER OLABİLECEK DİĞER KELİMELER
- acılanmak
- acılaşmak
- acımak
- ayrışmak
- bayatlamak
- bozunmak
- böceklenmek
- böcelenmek
- cılk çıkmak
- cılkı çıkmak
- cılklaşmak
- cıvıklaşmak
- cıvımak
- çözünmek
- donmak
- ekşimek
- eprimek
- eskimek
- geçmek
- içi geçmek
- infisah etmek
- karıncalanmak
- kepeklenmek
- kırağı çalmak
- kırağı vurmak
- koflaşmak
- kokmak
- kokuşmak
- kötülemek
- kurtlanmak
- küf bağlamak
- küf tutmak
- küflenmek
- pamuklanmak
- pörsümek
- pörtlemek
- sasımak
- sirkeleşmek
- soğuk çalmak
- şekerlenmek
- taaffün etmek
- tefessüh etmek
- turşu olmak
- turşulaşmak
- yaralanmak
- yıpranmak
- zayıflamak
- ağılanmak
- ağız dil vermemek
- altüst olmak
- başına güneş geçmek
- başını kaldıramamak
- baygınlık geçirmek
- bir hoşluğu olmak
- bir tuhaflığı olmak
- boğaz olmak
- boğazı inmek
- çayırlamak
- çıkarmak
- çipilleşmek
- çökmek
- çürüğe çıkmak
- çürük çıkmak
- dil ağız vermemek
- dökülmek
- döşeğe düşmek
- ekşimek
- felç olmak
- fenalaşmak
- fenalık geçirmek
- göğsü daralmak
- gün geçmek
- güneş çarpmak
- hâli harap olmak
- hasta düşmek
- hasta olmak
- hastalık almak
- hastalık kapmak
- hastanelik olmak
- havale gelmek
- helak olmak
- kaynamak
- keyfi bozulmak
- kırılıp dökülmek
- kırılmak
- komaya girmek
- kömür başa vurmak
- kötülemek
- kötüleşmek
- kriz geçirmek
- marazlanmak
- mide fesadına uğramak
- midesi ekşimek
- midesi kaynamak
- midesi yanmak
- nöbet tutmak
- ölüp ölüp dirilmek
- pişmek
- rahatsız olmak
- rahatsızlanmak
- sedyelik olmak
- şifayı bulmak
- şifayı kapmak
- teklemek
- titremek
- üşütmek
- yatağa düşmek
- yatak yorgan yatmak
- yataklara düşmek
- yorgan döşek yatmak
- zehirlenmek
- acısı çıkmak
- acısını çekmek
- açık vermek
- açıkta kalmak
- açıkta olmak
- ağzı yanmak
- ağzını havaya açmak
- ağzını poyraza açmak
- ağzının tadı bozulmak
- ağzının tadı kaçmak
- ahengi bozulmak
- alçalmak
- allak bullak olmak
- altüst olmak
- Arafat'ta soyulmuş hacıya dönmek
- baş aşağı gitmek
- başı belaya girmek
- başı derde girmek
- başı nâra yanmak
- başına bir hâl gelmek
- başına taş düşmek
- başına taş yağmak
- başını belaya sokmak
- başını derde sokmak
- başını nâra yakmak
- baştan
- batırılmak
- batmak
- berbat olmak
- bitmek
- boşa gitmek
- bozum olmak
- ekşimek
- ezilmek
- fena olmak
- gadrolmak
- heba olmak
- köpeklemek
- laçka olmak
- laçkalaşmak
- mahkûm olmak
- perişan olmak
- tekerlenmek
- yanmak
- yıkılmak
- yok olmak
- zararda olmak
- zedelenmek
- ziyan olmak
- züğürtlemek
- bozuk çalmak
- burnundan düşen bin parça olmak
- çatınmak
- çatmak
- dudak sarkıtmak
- ekşimek
- kaşlarını çatmak
- soğuk durmak
- soğuklaşmak
- sorutmak
- surat asmak
- surat etmek
- suratı değişmek
- suratından düşen bin parça olmak
- suratını ekşitmek
- şişinmek
- yüzü alabora olmak
- yüzü allak bullak olmak
- yüzü asılmak
- yüzünden düşen bin parça olmak
- yüzünü buruşturmak
- yüzünü ekşitmek
- altında kalmak
- ar etmek
- arına dokunmak
- arlanmak
- çekingen davranmak
- çekinmek
- dut gibi olmak
- edep etmek
- ekşimek
- erimek
- ezilip büzülmek
- gayretine dokunmak
- hicap duymak
- hicap etmek
- kulaklarına kadar kızarmak
- mahcup olmak
- önüne bakmak
- sıkılmak
- süt dökmüş kediye dönmek
- teeddüp etmek
- utancından yere geçmek
- utanç duymak
- yer yarılıp içine girmek
- yere batmak
- yüzü kalmamak
- yüzü kızarmak
- yüzü olmamak
- yüzü yere geçmek
- yüzü yere gelmek
- yüzüne bakamaz olmak
- yüzünün derisi yere geçmek
- abanmak
- ağızda sakız gibi çiğnemek
- ağzında yaş kalmamak
- ant verdirmek
- ant vermek
- asılmak
- baskı yapmak
- başının etini yemek
- bekinmek
- dalına basmak
- dalına binmek
- dayatmak
- depreşmek
- dili alışmak
- dilinde tüy bitmek
- dilinden düşürmemek
- diline dolamak
- diline pelesenk etmek
- diline takmak
- diline virt etmek
- ekşimek
- ısıtıp ısıtıp önüne koymak
- ısrar etmek
- inat etmek
- katılmak
- sırnaşmak
- tekrar etmek
- tekrarlamak
- tutturmak
- uzun etmek
- üstüne düşmek
- üstüne yüklenmek
- üzerine düşmek
- üzerine yüklenmek
- virt etmek
- yakasını bırakmamak
- yemin verdirmek
- yemin vermek
- yinelemek
- zorlamak
HECELEME
ek-şi-mek EKŞİMEK KELİMESİNİN ANLAMLARI VE ÖRNEKLER
- [fiil] [nesnesiz] Ekşi duruma gelmekÖrnek: Yoğurt ekşidi.
- [fiil] BozulmakÖrnek: Tepside bir bardak ekşimiş süt, bir çürük yumurta ve iki dilim siyah ekmek vardı.
- [fiil] MayalanmakÖrnek: Hamur ekşidi.
- [fiil] [argo] Utanmak, mahcup olmak
- [fiil] [argo] Sırnaşmak, ısrar etmek
- [fiil] [halk ağzında] Kaşlarını çatıp yüzüne küskün veya dargın bir anlam vermek, somurtmakÖrnek: Çardaktan Rabiye'nin çıktığını görünce Bekir'in yüzü ekşidi.
Kelime kaynağı: TDK Güncel Türkçe Sözlük