elleşmek
[fiil] [-le] [halk ağzında] Elle dokunmak
ELLEŞMEK İLE BENZER OLAN KELİMELER
ELLEŞMEK İLE BENZER OLABİLECEK DİĞER KELİMELER
- alay geçmek
- alaya almak
- azizlik etmek
- bezelemek
- bıyık altından gülmek
- cilveleşmek
- çalıştırmak
- dalga geçmek
- dil çıkarmak
- eğlenme
- eğlenmek
- elleşmek
- espri yapmak
- gülmek
- içinden gülmek
- istihza etmek
- işin alayında olmak
- işlemek
- işletmek
- itişip kakışmak
- itişmek
- kafa bulmak
- kafa yapmak
- kafaya almak
- karikatürize etmek
- karikatürleştirmek
- kesintiye almak
- kıtıra almak
- kuyruğuna teneke bağlamak
- küçümsemek
- latife etmek
- makaraya almak
- maskaraya almak
- matrağa almak
- matrak geçmek
- maytaba almak
- maytap geçmek
- muzipleşmek
- muziplik etmek
- nanik yapmak
- numara yapmak
- nükte yapmak
- sakalına gülmek
- saraka etmek
- sarakaya almak
- şaka etmek
- şaka söylemek
- şaka yapmak
- şakalaşmak
- şakaya getirmek
- şakaya vurmak
- takılmak
- tefe koymak
- tefe koyup çalmak
- tezyif etmek
- tiye almak
- yansılamak
- zevk etmek
- zevklenmek
- açık kapı bırakmak
- ahitleşmek
- anlaşmaya varmak
- antant kalmak
- antlaşmak
- aynı ağzı kullanmak
- aynı telden çalmak
- bağdaşmak
- bağıtlaşmak
- bağlamak
- bağlantı yapmak
- bağlaşmak
- barış görüş olmak
- barış yapmak
- barışmak
- bırakışmak
- bir kazanda kaynamak
- birbirinin ağzına tükürmek
- birleşmek
- buzlar çözülmek
- elleşmek
- hep bir ağız olmak
- işi tatlıya bağlamak
- itilaf etmek
- ittifak etmek
- kavilleşmek
- kaynamak
- kaynaşmak
- kesişmek
- kıyışmak
- kontrat yapmak
- mukavele yapmak
- mutabık kalmak
- mutabık olmak
- ortasını bulmak
- ödün vermek
- ödünlemek
- sardırmak
- söz kesmek
- sözleşme yapmak
- sözleşmek
- sulh olmak
- şartlaşmak
- şike yapmak
- tatlıya bağlamak
- taviz vermek
- uyuşmak
- uzlaşmak
- becelleşmek
- bela çıkarmak
- besmele
- bıçak bıçağa gelmek
- birbirine düşmek
- birbirine girmek
- birbirinin gözünü çıkarmak
- birbirinin gözünü oymak
- boğaz boğaza gelmek
- boğazlaşmak
- boğuşmak
- cebelleşmek
- cenkleşmek
- çarpışmak
- çatışmak
- çekişmek
- çıngar çıkarmak
- çifteleşmek
- dalaşmak
- didişmek
- dua
- elleşmek
- evrat
- Fatiha
- gırtlak gırtlağa gelmek
- gırtlaklaşmak
- girişmek
- harp açmak
- hesaplaşmak
- hırgür çıkarmak
- hutbe
- ilahi
- itişip kakışmak
- itişmek
- kanlı bıçaklı olmak
- kapışmak
- karakolluk olmak
- kavga etmek
- kavgalaşmak
- kavgaya tutuşmak
- kontra gitmek
- kozunu paylaşmak
- mezamir
- mukabele
- münacat
- namazlık
- niyaz
- pençe pençeye gelmek
- pençeleşmek
- saç saça baş başa dövüşmek
- saç saça baş başa gelmek
- sala
- salavat
- savaş açmak
- savaş ilan etmek
- savaşmak
- silah patlamak
- sure
- süngüleşmek
- sürtüşmek
- şakayı kakaya çevirmek
- takışmak
- tartışmak
- tazarru
- tekbir
- temcit
- tepişmek
- uğraşmak
- vuruşmak
- yağılaşmak
- yağmur duası
- yakarış
- yarışmak
- yumruk yumruğa gelmek
- yumruklaşmak
- zırıltı çıkarmak
- zıt gitmek
- ahbap olmak
- ahbaplık etmek
- ahenk kurmak
- ahenk sağlamak
- araya almak
- arka arkaya vermek
- arkadaş olmak
- arkadaşlık etmek
- ayak uydurmak
- bağdaşmak
- barınmak
- baş başa vermek
- bilişmek
- bir kazanda kaynamak
- bir yakadan baş çıkarmak
- bir yastığa baş koymak
- birbiri için yaratılmış olmak
- birbirinin ağzına girmek
- birleşmek
- buluşmak
- canciğer olmak
- çıkmak
- dayanışmak
- dost edinmek
- dost olmak
- dostluk etmek
- dostluk kurmak
- düşüp kalkmak
- elleşmek
- eşlik etmek
- gebermek
- geçmişi olmak
- gezmek
- görüşmek
- götürmek
- gül gibi geçinmek
- gül gibi yaşamak
- haşır neşir olmak
- imtizaç etmek
- insan içine çıkmak
- kavalyelik etmek
- kaynaşmak
- kenet gibi yapışmak
- kilit gibi olmak
- komşuluk etmek
- komşuluk yapmak
- kubaşmak
- mahremiyetine girmek
- muhit edinmek
- münasebete girmek
- münasebette bulunmak
- müşareket etmek
- nöbetleşmek
- öğür olmak
- öğürleşmek
- ölmek
- perileri bağdaşmak
- refakat etmek
- sırt sırta vermek
- taslamak
- tesahup etmek
- uylaşmak
- uyuşmak
- yağlı ballı olmak
- yakınlaşmak
- yaklaşmak
- yanaşmak
- yararlanmak
- yardımlaşmak
- yüz yüze bakmak
- yüzü gözü açılmak
- aramak
- aranmak
- arının yuvasına çöp dürtmek
- ateşle oynamak
- başlatmak
- bela aramak
- belasını aramak
- belayı satın almak
- bokuyla kavga etmek
- bulaşmak
- cıvımak
- cıvıtmak
- çamura taş atmak
- çamurlaşmak
- çanak açmak
- çanak tutmak
- çatmak
- çıbanın başını koparmak
- çıngar çıkarmak
- çirkefe taş atmak
- dalamak
- dalaşmak
- dalına basmak
- dalına binmek
- damarına basmak
- dırıltı çıkarmak
- dil uzatmak
- dokunmak
- eceline susamak
- elleşmek
- esmayı üstüne sıçratmak
- fincancı katırlarını ürkütmek
- gerize taş atmak
- güneşe karşı işemek
- hınzırlık etmek
- hır çıkarmak
- hırgür çıkarmak
- hırlatmak
- ilişmek
- iş çıkarmak
- kanına susamak
- kaşınmak
- kavga çıkarmak
- kötü kişi olmak
- kuyruğuna basmak
- maraza çıkarmak
- mesele çıkarmak
- öfkesini almak
- öfkesini çıkarmak
- patırtı çıkarmak
- sarkıntılık etmek
- sarmak
- sırtı kaşınmak
- sürtünmek
- tasallut etmek
- tehlikeye atılmak
- uyuyan yılanın kuyruğuna basmak
- yılanın kuyruğuna basmak
- zıddına basmak
- zifos atmak
HECELEME
el-leş-mek ELLEŞMEK KELİMESİNİN ANLAMLARI
- [fiil] [-le] [halk ağzında] Elle dokunmak
- [fiil] Elle itişerek şakalaşmak
- [fiil] Alışverişte, alanla satan birbirlerinin ellerini tutup sıkarak uzlaşmak
- [fiil] Birbirinin elini sıkarak güç denemesi yapmak
- [fiil] El sıkarak selamlaşmak
- [fiil] Ağır bir yükü kaldırmak için birkaç kişi birden tutmak
- [fiil] [mecaz] Birine dokunacak söz söylemek
- [fiil] [mecaz] Yardımlaşmak
Kelime kaynağı: TDK Güncel Türkçe Sözlük