güzel

[sıfat] Göze ve kulağa hoş gelen, hayranlık uyandıran, çirkin karşıtı
GÜZEL İLE BENZER OLAN KELİMELER
GÜZEL İLE BENZER OLABİLECEK DİĞER KELİMELER
aferin
afet
afili
ahu
alengirli
ama ne
aynalı
bakımlı
balkı
bıldırcın
billur gibi
bitirim
bomba
cakalı
canım
cemile
cennet
ceylan
cıcık
cici
çekici
çiçek
çiçek gibi
dalyan gibi
dilber
edalı
enfes
fıstık
fıstık gibi
filinta
fiyakalı
gazal
gibi
gökçe
görklü
göz alıcı
haraşo
harikulade
havalı
helalinden
heykel gibi
hoş
hoşur
hurma
ilahi
ilik
ilik gibi
ipek gibi
işlek
iyi
kadın
kele
keleş
kılıklı
kırnak
kıvrak
kıyak
kurabiye
kuş kafesi gibi
latif
lokum
lokum gibi
mal
mis gibi
mostralık
nefis
nur topu gibi
parça
parlak
peri
piliç
stil
suna boylu
suna gibi
sülün gibi
şaheser
şık
yakışıklı
yalabık
yavru
yeme de yanında yat
yordamlı
yosma
zarif
zevkli
HECELEME
gü-zel
GÜZEL KELİMESİNİN ANLAMLARI VE ÖRNEKLER
  1. [sıfat] Göze ve kulağa hoş gelen, hayranlık uyandıran, çirkin karşıtıÖrnek: Yalının en güzel odası bizimdi.
  2. [sıfat] İyi, hoşÖrnek: Güzel şey canım, milletvekili olmak! [Çetin Altan]
  3. [sıfat] Beklenene uygun düşen ve başarı düşüncesi uyandıranÖrnek: Güzel bir fırsat.
  4. [sıfat] Soyluluk ve ahlaki üstünlük düşüncesi uyandıranÖrnek: Güzel duygular. Güzel hareketler.
  5. [sıfat] Görgü kurallarına uygun olan
  6. [sıfat] Sakin, hoş (hava)Örnek: Güzel bir gece.
  7. [sıfat] Okşayıcı, aldatıcı, kandırıcıÖrnek: Güzel vaatler.
  8. [sıfat] Pek iyi, doğruÖrnek: Güzel güzel amma!
  9. [isim] Güzel kız veya kadınÖrnek: Güzeller deniz kenarına geldikleri zaman âşıklar da kale burçlarına ve bedenlerine dolarlar. [Asaf Halet Çelebi]
  10. [isim] Güzellik kraliçesi
  11. [zarf] Hoşa giden, beğenilen, iyi, doğru bir biçimdeÖrnek: Arabayı koştururken boyunlarındaki ziller güzel şıngırdıyordu atların. [Reşat Enis]
  12. [zarf] Adamakıllı, şiddetliÖrnek: Karıkoca bu kuzu yüzünden güzel bir kavga ettiler. [Ömer Seyfettin]
Kelime kaynağı: TDK Güncel Türkçe Sözlük
  • Paylaş: