halka
Köken: Arapça (ḥalḳa)
[isim] Çeşitli metallerden veya tahtadan yapılmış çember
HALKA İLE BENZER OLAN KELİMELER
HALKA İLE BENZER OLABİLECEK DİĞER KELİMELER
- ablacı
- alışık
- anten
- beş
- beşlik
- bohçacı
- boru
- böcek
- böyle
- bülbül
- cici
- cinsel sapık
- civelek
- çocukçu
- dibek
- dizel
- dönme
- düğme
- düğmeci
- dümbelek
- efe
- efemine
- elek
- erkeç
- esnaf
- folluk
- gacı
- gerici
- gevşek
- gey
- hafız
- halka
- halkacı
- ibne
- ince
- inek
- iskerlet
- işlek
- kadınsı
- kalbur
- karanfil
- kavanoz
- kayarto
- keçi
- keriz
- keskin
- kevgir
- kırık
- koridor
- kova
- kovan
- kulampara
- kumbara
- kuruş
- kuzu
- küfeci
- laçka
- lağımcı
- lastik
- luti
- mırmır
- motor
- mülayim
- müstamel
- nonoş
- oğlan
- oğlancı
- öyle öyle
- parlak
- pir
- puşt
- sabuncu
- sevici
- sıfırcı
- simit
- soluğan
- şapçı
- şey
- şişeci
- şorolo
- tavşan
- teleferik
- top
- toparlak
- tornistan
- transseksüel
- travesti
- tünek
- ütü
- vazo
- verici
- yatık
- yavşak
- yumuşak
- yuvarlak
- zürafa
- zürefa
- anüs
- arka
- bacak
- bagaj
- bohça
- boncuk
- büzük
- cici
- cura
- çanak
- çömlek
- çukur
- davlumbaz
- davul
- defans
- delik
- dışkılık
- dip
- düğme
- ense
- esmer
- fıçı
- fındık
- fırın
- folluk
- geri
- göt
- güverte
- halka
- hokka
- incir
- istikbal
- kaba
- kaba et
- kaide
- kalıp
- karanfil
- karpuz
- kâse
- kavanoz
- kestane
- kök
- kömürlük
- körük
- kuyu
- küfe
- kümbet
- leblebi
- leğen
- mabat
- maça
- makat
- mazgal
- menekşe
- mercimek
- motor
- mühür
- netice
- nohut
- oturak
- paket
- palet
- pilav
- Po
- popo
- pöç
- sağrı
- semer
- sıfır
- sofra
- şerç
- şişe
- tas
- terki
- testi
- tiz
- torna
- toto
- tüylü
- yazı tura
- yemiş
- yuvarlak
- yüksük
- ağırlık
- akarsu
- aksesuar
- alınlık
- altın
- arma
- armudiye
- asım takım
- askı
- beşibirarada
- beşibirlik
- beşibiryerde
- bijuteri
- boncuk
- broş
- burma
- cevahir
- cıcık
- cıncık boncuk
- cıngıl
- çelenk
- elmas
- gelgel
- gerdanlık
- halhal
- halka
- hazine
- hazne
- hızma
- iğne
- inci
- incik boncuk
- kolçak
- kolye
- kuyum
- künye
- küpe
- madalyon
- mücevherat
- pandantif
- pat
- pazubent
- roza
- süs püs
- takı
- takıntı
- zincir
- ayrıntı
- beze
- bölük
- bölük pörçük
- bölüm
- bölüntü
- cisimcik
- cüz
- çapak
- çıkıntı
- çıngı
- dilim
- diş
- doğram
- eklenti
- esrar
- ezgi
- fasikül
- forma
- güzel
- halka
- hisse
- kafile
- kalem
- kalıp
- kamga
- kesek
- kesim
- kesinti
- kesir
- kesme
- kırık
- kırıntı
- kırkıntı
- kırpık
- kırpıntı
- kısım
- kıta
- kıyıntı
- kıymık
- kitle
- kopuntu
- kuşbaşı
- külçe
- külte
- küme
- kütle
- lime
- lokma
- lop
- lopçuk
- müfrez
- nicelik
- öge
- parçacık
- pare
- partikül
- pazı
- savruntu
- sayfa
- sıyrıntı
- söküntü
- sunum
- şerha
- tabaka
- tane
- tanecik
- tike
- topak
- tozan
- unsur
- uzantı
- yama
- yan
- yaprak
- yığın
- yonga
- yudum
- zerre
- zırnık
HECELEME
hal-ka HALKA KELİMESİNİN ANLAMLARI VE ÖRNEKLER
- [isim] Çeşitli metallerden veya tahtadan yapılmış çemberÖrnek: Belinde uzun gümüş halkalarla asılı gümüş anahtarları vardı.
- [isim] Çember biçiminde çeşitli nesnelerden yapılmış tutturma aracıÖrnek: Perde halkası.
- [isim] Değerli metallerden yapılan çember biçimindeki süs eşyasıÖrnek: Kulağındaki altın halka. Nişan halkası.
- [isim] Su gibi sıvıların içine katı bir nesnenin düşmesiyle oluşan, gittikçe büyüyerek açılan çembere benzeyen biçimÖrnek: Suda halkalar oluştu.
- [isim] Çember biçiminde dizilmiş topluluk
- [isim] Uykusuzluk, yorgunluk, üzüntü vb. sebeplerle göz altında beliren koyulukÖrnek: Benim mi Allah'ım bu çizgili yüz / Ya gözler altındaki mor halkalar
- [isim] Bir tür ufak, yağlı ve tuzlu simitÖrnek: İstanbul fırınları çocuk bileği gibi ince halkalar yaparlardı.
- [sıfat] Çember biçiminde olan
- [sıfat] [spor] Yerden yüksekliği ayarlanabilen aralıklara asılı iki halatın uçlarına takılan 18 santimetre çapında, 28 milimetre kalınlığında tahta veya deri kaplı iki demir halkadan oluşan asılma araçlarından her biri
Kelime kaynağı: TDK Güncel Türkçe Sözlük