hane
Köken: Farsça (ḫāne)
[isim] Ev, konut
HANE İLE BENZER OLABİLECEK DİĞER KELİMELER
- aile
- aksam
- askat
- aşama
- ayrım
- bahis
- bap
- bent
- birim
- bölme
- bölük
- bölüntü
- cilt
- cüz
- çekmece
- dal
- departman
- devre
- esna
- familya
- fasıl
- fasıla
- fasile
- fıkra
- fırka
- filum
- göz
- hane
- hücre
- kısım
- kıta
- kolon
- kürsü
- loca
- madde
- mahalle
- modül
- oda
- paragraf
- parça
- parsel
- parti
- pasaj
- perde
- reyon
- sahne
- sayfa
- seksiyon
- sektör
- servis
- set
- sınıf
- sütun
- şerit
- şube
- tabaka
- tablo
- takım
- taksimat
- taraf
- tür
- yarı
- zaman
- aile ocağı
- ana yapı
- apartman
- aşiyan
- baba ocağı
- baba yurdu
- baraka
- barhana
- barınak
- bazilika
- bendehane
- berhane
- beyit
- bina
- bungalov
- cankurtaran kulübesi
- çatı katı
- çekme kat
- dam
- dam altı
- dar
- devlethane
- dubleks daire
- eklentiler
- ev bark
- fakirhane
- gecekondu
- gökdelen
- güme
- güzlek
- hanay
- hane
- harem
- haremlik
- huğ
- ikametgâh
- in
- irat
- izbe
- kasır
- kâşane
- kat
- kışlak
- kışlık
- koğuş
- konak
- konak yavrusu
- korugan
- kovuk
- koyut
- köşk
- kule
- kulübe
- külliye
- kümes
- kümültü
- lojman
- mabeyin
- mağara
- malikâne
- mekân
- melce
- mesken
- müsakkafat
- müştemilat
- ocak
- oda
- ortalık
- palas
- pavyon
- rezidans
- salaş
- saray
- sayfiye
- selamlık
- sığınak
- sosyal konut
- stüdyo
- şato
- tekke
- tol
- villa
- yalı
- yapı
- yaylak
- yazlık
- yer yurt
- yurtluk
- zaviye
- zemin katı
- aile
- akraba
- al
- anası danası
- asıl
- aslı nesli
- ata
- batın
- cibilliyet
- cins
- çeşit
- çift
- çoluk çocuk
- dış kapının mandalı
- döl
- dünür
- ev bark
- evlilik birliği
- familya
- fasile
- göbek
- gömlek
- hane
- hanedan
- hasebi nesebi
- hısım
- hısım akraba
- horanta
- ırk
- iyi
- kan
- karı koca
- kız kızan
- kızan
- kuşak
- menşe
- nesep
- nesil
- oba
- ocak
- soy sop
- soylu
- sülale
- taallukat
- taraf
- tohum
- uruk
- uzak akraba
- yakın
- zürriyet
HECELEME
ha-ne HANE KELİMESİNİN ANLAMLARI VE ÖRNEKLER
- [isim] Ev, konut
- [isim] Ev halkıÖrnek: Oğlan iyiydi; becerikli, yumuşak huyluydu ama hanesi kalabalıktı.
- [isim] Bir bütünü oluşturan bölümlerden her biri, bölük, gözÖrnek: Dama tahtasında altmış dört hane vardır.
- [isim] [matematik] Basamak
- [isim] [müzik] Klasik türk müziğinde, peşrev vb. saz parçalarının bölümlerinden her biri
- [isim] Birleşik kelimelerde `bina, yapı, yer, makam` anlamlarıyla ikinci kelime olarak yer alan bir sözÖrnek: Balıkhane, yazıhane.
Kelime kaynağı: TDK Güncel Türkçe Sözlük