hesap
Köken: Arapça (ḥisāb)
[isim] Aritmetik
HESAP İLE BENZER OLABİLECEK DİĞER KELİMELER
- açık
- açık kredi
- akreditif
- alacak
- alacak verecek
- ariyet
- askı
- avans
- borç harç
- çorba
- dekont
- dış borç
- düyun
- eğreti
- emanet
- gönül borcu
- görev
- hesap
- iare
- ikraz
- iktibas
- ipotek
- istiare
- istikraz
- kredi
- kredi mektubu
- matlup
- minnet
- minnettarlık
- müdana
- namus borcu
- ödev
- ödünç
- ödünçleme
- öndelik
- şükran
- takanak
- takıntı
- taksit
- teslim tesellüm
- tuz ekmek hakkı
- vecibe
- verecek
- veresiye
- yükümlülük
- zimmet
- zorunluluk
- açı
- akıl
- alışmak
- amme efkârı
- ana fikir
- anlayış
- apışmak
- âşık olmak
- azalmak
- azaltmak
- bakım
- bakış açısı
- baş aşağı gelmek
- baş aşağı gitmek
- benimsemek
- bilimsel düşünce
- boylamak
- bulunmak
- çakılmak
- çökmek
- damlamak
- devrilmek
- dinmek
- doğmak
- dökülmek
- düşkün olmak
- düşün
- düşünce
- düşünme
- düşünüş
- efkâr
- efkârıumumiye
- eksilmek
- endişe
- fırsat bulmak
- fikir
- fingirdemek
- gelmek
- gitmek
- göçmek
- görüş
- görüş açısı
- göz
- hesap
- içtihat
- ide
- idea
- iki seksen uzanmak
- imgeleme
- inmek
- kamuoyu
- kapaklanmak
- kaygı
- kaymak
- kovulmak
- kötüleşmek
- mezhep
- mülahaza
- mülahazat
- mütalaa
- nakavt olmak
- nazar
- noktainazar
- ölmek
- pencere
- platform
- rastlaşmak
- rey
- sakıt olmak
- sapır sapır dökülmek
- serilmek
- ses
- sukut etmek
- tahayyül
- tefekkür
- teker meker yuvarlanmak
- tekerlenmek
- telakki
- tepesi aşağı gitmek
- tepetakla gitmek
- tepetakla yuvarlanmak
- ters pers olmak
- ucuzlamak
- uçmak
- uğramak
- uğraşmak
- umumi efkâr
- uymak
- ütopya
- varidat
- vurmak
- yağmak
- yansımak
- yenilmek
- yeri öpmek
- yığılıp kalmak
- yığılmak
- yıkılmak
- yitmek
- yuvarlanmak
- zaviye
- zayıflamak
- zihniyet
- züğürtlemek
HECELEME
he-sap HESAP KELİMESİNİN ANLAMLARI VE ÖRNEKLER
- [isim] Aritmetik
- [isim] Matematiksel işlem
- [isim] Alacaklı veya borçlu olma durumuÖrnek: Al eline kalemi, şu benim hesapları görüver.
- [isim] Ödenecek ücretin dökümünü ve tutarını gösteren kâğıt, hesap pusulası, adisyonÖrnek: Bu hesapların dökümlerini alıp sizlere vereceğim.
- [isim] Oranlama, tahminÖrnek: Evdeki hesap çarşıya uymaz.
- [isim] Bir girişimin, bir işin başarıya ulaşması için alınan önlemlerin bütünüÖrnek: Harbe nasıl, niçin ve ne hesapla girmiştik?
- [isim] Tutum, durum, anlayışÖrnek: İnsana daha insanca ortamlar yaratmak için bütün hesaplarımız.
- [isim] [ekonomi] Bankadaki işlemlerin yapılabilmesi için kişi, kurum ve kuruluşlar adına düzenlenen çizelge
Kelime kaynağı: TDK Güncel Türkçe Sözlük