kıymak
[fiil] [-i] Çok ince ve küçük parçalar biçiminde doğramak
KIYMAK İLE BENZER OLAN KELİMELER
KIYMAK İLE BENZER OLABİLECEK DİĞER KELİMELER
- ceza almak
- ceza kesmek
- ceza vermek
- ceza yazmak
- cezaya çarptırmak
- defterini dürmek
- deliğe tıkmak
- diskalifiye etmek
- giydirmek
- hapsetmek
- hesabını görmek
- hüküm vermek
- içeri almak
- içeri atmak
- içeri tıkmak
- idam etmek
- kapamak
- kapatmak
- kısas etmek
- kıymak
- kodese tıkmak
- kulağını çekmek
- mahkûm etmek
- nallamak
- nefyetmek
- sallandırmak
- sokmak
- sürgüne göndermek
- sürmek
- takmak
- tecziye etmek
- tomruğa atmak
- toplamak
- toplatmak
- tundan tuna atmak
- uzaklaştırmak
- yasak etmek
- yasaklamak
- yuvasını yapmak
- açmak
- almak
- ayırmak
- azaltmak
- balta vurmak
- baltalamak
- bıçak atmak
- bıçaklamak
- biçki yapmak
- biçmek
- bölmek
- budamak
- çalmak
- çelmek
- çentik açmak
- çentik atmak
- çentiklemek
- çentmek
- çırpmak
- dikiz etmek
- dilim dilim etmek
- dilimlemek
- dilmek
- doğramak
- durdurmak
- durmak
- eksiltmek
- etkilemek
- filizlemek
- flört etmek
- gedmek
- kabaklamak
- kapamak
- karar vermek
- katetmek
- kertiklemek
- kertmek
- kesinmek
- kırkmak
- kırpmak
- kıymak
- makas vurmak
- makaslamak
- neşterlemek
- oymak
- önlemek
- özetlemek
- rendelemek
- soymak
- susmak
- sünnet etmek
- tedavi etmek
- tıraş etmek
- tırpanlamak
- tomurmak
- uçurmak
- vurmak
- yaralamak
- yarmak
- yarmalamak
- yayımlamak
- yermek
- yok etmek
- yontmak
- açıkta bırakmak
- ağzına sıçmak
- aleyhine olmak
- aman vermemek
- anasından doğduğuna pişman etmek
- anasını ağlatmak
- anasını bellemek
- asıp kesmek
- ateşe vermek
- bağışlamamak
- baş yemek
- başına dert açmak
- başına iş açmak
- başına iş çıkarmak
- başını belaya sokmak
- başını derde sokmak
- başını ezmek
- başını nâra yakmak
- başını yakmak
- başını yemek
- batırmak
- belini bükmek
- belini kırmak
- benzetmek
- berbat etmek
- bir pula satmak
- bitirmek
- bok etmek
- bozuk para gibi harcamak
- burnunu kırmak
- can yakmak
- canına ezan okumak
- canına okumak
- canını çıkarmak
- canını yakmak
- cendereye sokmak
- ciğerini sökmek
- çanına ot tıkamak
- çanına ot tıkmak
- dağıtmak
- darbelemek
- ders vermek
- dişini sökmek
- doğduğuna pişman etmek
- duman attırmak
- duman etmek
- dünyanın kaç bucak olduğunu göstermek
- dünyanın kaç köşe olduğunu göstermek
- dünyayı haram etmek
- dünyayı zehir etmek
- dünyayı zindan etmek
- eline yüzüne bulaştırmak
- ensesinde boza pişirmek
- etmediğini bırakmamak
- etmediğini komamak
- ezmek
- felce uğratmak
- fena etmek
- fena yapmak
- fenalık etmek
- gaddarlık etmek
- gadretmek
- gâvurluk etmek
- gedik açmak
- göstermek
- gözlerini oymak
- gözünü oymak
- gözünün yaşına bakmamak
- gününü göstermek
- hainlik etmek
- hakkından gelmek
- haklamak
- haksızlık etmek
- harcamak
- iflahını kesmek
- imha etmek
- insafsızlık etmek
- ip takmak
- israf etmek
- iş açmak
- iş çıkarmak
- işini bitirmek
- kafasını ezmek
- kahretmek
- kan kusturmak
- kanına ekmek doğramak
- kasıp kavurmak
- kılçık atmak
- kırıp geçirmek
- kıyıcılık etmek
- kıymak
- kökünü kazımak
- kötülük etmek
- kötülük yapmak
- kül etmek
- mahkûm etmek
- meydanda bırakmak
- ocağına incir dikmek
- perişan etmek
- silindir gibi ezmek
- süründürmek
- tahrip etmek
- tazip etmek
- telef etmek
- tepelemek
- toz etmek
- yakmak
- yapmadığı kalmamak
- yapmadığını bırakmamak
- yapmak
- yaşatmamak
- yemek
- yıkım olmak
- yıkıntı olmak
- yıkmak
- yıpratmak
- yiyip bitirmek
- yok etmek
- yuvasını yapmak
- yuvasını yıkmak
- yüzüne gözüne bulaştırmak
- zarar vermek
- zarara sokmak
- zararı dokunmak
- zebun etmek
- zulmetmek
- ağılamak
- aman vermemek
- asmak
- başını uçurmak
- başını yemek
- becermek
- biçmek
- biletini kesmek
- boğazlamak
- boğmak
- boynunu vurmak
- cana kıymak
- canına kıymak
- canını almak
- canını cehenneme göndermek
- cinayet işlemek
- çarmıha germek
- defterini dürmek
- derisini yüzmek
- elinden bir kaza çıkmak
- elinden bir sakatlık çıkmak
- elini kana bulamak
- elini kana bulaştırmak
- gark etmek
- gebertmek
- gırtlaklamak
- götürmek
- haçlamak
- haklamak
- hançerlemek
- harcamak
- helak etmek
- hesabını görmek
- icabına bakmak
- idam etmek
- ifna etmek
- imha etmek
- ipe çekmek
- işini bitirmek
- işini görmek
- itlaf etmek
- kafasını uçurmak
- kafasını vurmak
- kan akıtmak
- kan dökmek
- kanına ekmek doğramak
- kanına girmek
- kargılamak
- kârını tamam etmek
- katletmek
- kaynatmak
- kazığa vurmak
- kazıklamak
- kellesini uçurmak
- kendine kıymak
- kılıçlamak
- kılıçtan geçirmek
- kırıp geçirmek
- kırışmak
- kırmak
- kıymak
- klorlamak
- kurban etmek
- kurşuna dizmek
- kurşunlamak
- kurutmak
- leşini sermek
- linç etmek
- mıhlamak
- nallamak
- namusunu temizlemek
- oklamak
- ortadan kaldırmak
- otalamak
- pişirmek
- postuna saman doldurmak
- recmetmek
- sallandırmak
- sarkıtmak
- satır atmak
- sehpaya çekmek
- söndürmek
- telef etmek
- temize havale etmek
- temizlemek
- tenkil etmek
- tepelemek
- tırpan atmak
- tırpandan geçirmek
- tırpanlamak
- ufalamak
- uzatmak
- üzmek
- vurmak
- vücudunu ortadan kaldırmak
- yere sermek
- yok etmek
- yormak
- zehirlemek
- zımbalamak
- acısını çıkarmak
- aktarmak
- arz etmek
- atlamak
- attırmak
- bahşetmek
- ballandırmak
- bastırmak
- başına çalmak
- bayılmak
- bırakmak
- çağırmak
- çalıştırmak
- çekmek
- çıkarmak
- çıkmak
- çiftleşmek
- dayamak
- devretmek
- dökülmek
- elden çıkarmak
- eline tutuşturmak
- evlendirmek
- gazlamak
- gelmek
- gezdirmek
- gönlünden kopmak
- görmek
- gözünü doyurmak
- hamletmek
- hediye etmek
- helal etmek
- helallik vermek
- hibe etmek
- iade etmek
- ikram etmek
- iletmek
- işlemek
- ithaf etmek
- iyi etmek
- kamanço etmek
- kıymak
- koklatmak
- lütfetmek
- ödemek
- öksürmek
- peşkeş çekmek
- sahip kılmak
- sarkıtmak
- satmak
- sebil etmek
- sıkıştırmak
- sökülmek
- sundurmak
- sunmak
- takdim etmek
- takılmak
- takmak
- temlik etmek
- teslim etmek
- tevcih etmek
- tevdi etmek
- toka etmek
- topraklandırmak
- toslamak
- tutmak
- tutuşturmak
- uçlanmak
- uzatmak
- vazgeçmek
- yağdırmak
- yandırmak
- yaymak
- yetiştirmek
- yırtılmak
- yöneltmek
- zarar etmek
- zula etmek
HECELEME
kıy-mak KIYMAK KELİMESİNİN ANLAMLARI VE ÖRNEKLER
- [fiil] [-i] Çok ince ve küçük parçalar biçiminde doğramakÖrnek: Eti kıymak.
- [fiil] [-e] [mecaz] Acımadan vermek, esirgememek, feda etmekÖrnek: Beş altı kuruşa daha kıyarak sağlamca bir ip tedarik etti.
- [fiil] [-e] [mecaz] Acımayıp öldürmekÖrnek: Zavallıya nasıl kıydılar?
- [fiil] [-e] [mecaz] Acımayarak büyük bir kötülük etmek, zulmetmekÖrnek: Ne yapayım, ben de ekmek istiyorum, hayatımı kazanıyorum, bana kıymayın.
Kelime kaynağı: TDK Güncel Türkçe Sözlük