karalamak
[fiil] [-i] Boya veya kalemle birtakım şekiller çizerek bir yeri kirletmek
KARALAMAK İLE BENZER OLAN KELİMELER
KARALAMAK İLE BENZER OLABİLECEK DİĞER KELİMELER
- beyaza çekmek
- bildirmek
- cızıktırmak
- çekmek
- çızıktırmak
- çiziktirmek
- daktilo etmek
- derkenar etmek
- dizeleştirmek
- dizmek
- doldurmak
- döktürmek
- döşenmek
- dövmek
- eli kalem tutmak
- fişini tutmak
- fişlemek
- geçirmek
- haber geçmek
- imla etmek
- inşa etmek
- kâğıda dökmek
- kalem oynatmak
- kaleme almak
- kaleme kâğıda sarılmak
- kaleme sarılmak
- kaleminden kan damlamak
- karalamak
- kayda geçirmek
- kaydetmek
- kazımak
- koymak
- kütüğe geçirmek
- not almak
- not düşmek
- not etmek
- not tutmak
- öykülemek
- romanlaştırmak
- sermek
- söylemek
- süslemek
- tahkiye etmek
- tarih atmak
- tarih düşürmek
- tarihlendirmek
- tebyiz etmek
- telif etmek
- temize çekmek
- tescil etmek
- tespit etmek
- tuğra çekmek
- yazıp çizmek
- yazıya dökmek
- zabıt tutmak
- aradan kaldırmak
- atmak
- bastırmak
- bertaraf etmek
- bıçak gibi kesmek
- çıkarmak
- çizmek
- dökmek
- eritmek
- geçirmek
- gidermek
- götürmek
- hükümsüz kılmak
- ıskartaya çıkarmak
- ifna etmek
- ilga etmek
- imha etmek
- iptal etmek
- itlaf etmek
- izale etmek
- kaldırmak
- kalem çekmek
- karalamak
- kayıttan düşmek
- kazımak
- kesmek
- kırmak
- kökünü kazımak
- kurutmak
- kül etmek
- lağvetmek
- mahvetmek
- ortadan kaldırmak
- öldürmek
- refetmek
- selbetmek
- silip süpürmek
- susturmak
- tasfiye etmek
- tayyetmek
- telef etmek
- temizlemek
- temizlik yapmak
- tırpandan geçirmek
- tırpanlamak
- yakmak
- yürürlükten kaldırmak
HECELEME
ka-ra-la-mak KARALAMAK KELİMESİNİN ANLAMLARI VE ÖRNEKLER
- [fiil] [-i] Boya veya kalemle birtakım şekiller çizerek bir yeri kirletmekÖrnek: Duvarı karalamışlar.
- [fiil] Bir yazının üzerini çizerek onu geçersiz kılmakÖrnek: Son iki satırı karalamalı.
- [fiil] Taslak olarak yazmak veya çizmekÖrnek: Defteri elime alıp şu iki sayfalık yazıyı karaladıktan sonra kapının yavaşça gıcırdadığını işittim.
- [fiil] [nesnesiz] Hızlı ve acele olarak yazmakÖrnek: Birdenbire ayağa kalktı ve ayakta bir reçete karaladı.
- [fiil] [mecaz] Leke sürmek, kötülük yüklemek, iftira etmek
Kelime kaynağı: TDK Güncel Türkçe Sözlük