kaymak
[isim] Sütün veya yoğurdun yüzünde zar durumunda toplanan, açık sarı renkli, koyu yağlı katman, krema
KAYMAK İLE BENZER OLAN KELİMELER
KAYMAK İLE BENZER OLABİLECEK DİĞER KELİMELER
- ayrımlaşmak
- başkalaşmak
- benliğinden çıkmak
- bin kalıba girmek
- bir hâl olmak
- bir şey olmak
- bir şeyler olmak
- çevirmek
- çıkmak
- değiştirmek
- dönmek
- dönüşmek
- fark etmek
- farklılaşmak
- girmek
- hâllenmek
- inkılap etmek
- istihale etmek
- kalıptan kalıba girmek
- kaymak
- mecrası değişmek
- mübadele etmek
- olmak
- oynamak
- saati saatine uymamak
- tagayyür etmek
- tahavvül etmek
- takas etmek
- trampa etmek
- tuhaflaşmak
- yenileşmek
- açı
- akıl
- alışmak
- amme efkârı
- ana fikir
- anlayış
- apışmak
- âşık olmak
- azalmak
- azaltmak
- bakım
- bakış açısı
- baş aşağı gelmek
- baş aşağı gitmek
- benimsemek
- bilimsel düşünce
- boylamak
- bulunmak
- çakılmak
- damlamak
- devrilmek
- dinmek
- doğmak
- dökülmek
- düşkün olmak
- düşün
- düşünce
- düşünme
- düşünüş
- efkâr
- efkârıumumiye
- eksilmek
- endişe
- fırsat bulmak
- fikir
- fingirdemek
- gelmek
- göçmek
- görüş
- görüş açısı
- göz
- hesap
- içtihat
- ide
- idea
- iki seksen uzanmak
- imgeleme
- inmek
- kamuoyu
- kapaklanmak
- kaygı
- kaymak
- kovulmak
- kötüleşmek
- mezhep
- mülahaza
- mülahazat
- mütalaa
- nakavt olmak
- nazar
- noktainazar
- ölmek
- pencere
- platform
- rastlaşmak
- rey
- sakıt olmak
- sapır sapır dökülmek
- serilmek
- ses
- sukut etmek
- tahayyül
- tefekkür
- teker meker yuvarlanmak
- tekerlenmek
- telakki
- tepesi aşağı gitmek
- tepetakla gitmek
- tepetakla yuvarlanmak
- ters pers olmak
- ucuzlamak
- uçmak
- uğramak
- uğraşmak
- umumi efkâr
- uymak
- ütopya
- varidat
- vurmak
- yağmak
- yansımak
- yenilmek
- yeri öpmek
- yığılıp kalmak
- yığılmak
- yıkılmak
- yitmek
- yuvarlanmak
- zaviye
- zayıflamak
- zihniyet
- züğürtlemek
- almak
- anasını bellemek
- aşmak
- atlamak
- basmak
- bastırmak
- becermek
- biçimlemek
- binmek
- bombalamak
- bozmak
- çivilemek
- daldırmak
- dalmak
- delmek
- demir atmak
- demirlemek
- devirmek
- dikmek
- diplemek
- doldurmak
- düdüklemek
- dürtmek
- dürtüklemek
- düzeltmek
- düzenlemek
- elden geçirmek
- fişek atmak
- geçirmek
- gerdeğe girmek
- haklamak
- halletmek
- ırzına geçmek
- ırzını bozmak
- ifadesini almak
- iğfal etmek
- iş almak
- iş tutmak
- işlemek
- iyi etmek
- kanına girmek
- kasnaklamak
- kayarlamak
- kaymak
- kiremit aktarmak
- kirletmek
- koymak
- koynuna almak
- koynuna girmek
- köklemek
- lehimlemek
- nefes çekmek
- perçinlemek
- pompalamak
- sallanmak
- sıraya dizmek
- sikmek
- sokmak
- şişirmek
- tamamlamak
- tecavüz etmek
- tokmaklamak
- ufalamak
- uydurmak
- üflemek
- üfürmek
- vuruşmak
- yapmak
- yıkmak
- zımbalamak
- açılmak
- açmak
- akın etmek
- akmak
- alarga etmek
- apazlamak
- aralanmak
- aramak
- aşındırmak
- avara etmek
- ayağına gitmek
- ayak atmak
- ayrılmak
- azimet etmek
- basıp gitmek
- basmak
- boylamak
- boynunu kırmak
- caddeyi tutmak
- cehennemin dibine gitmek
- cicozlamak
- çekip gitmek
- çekmek
- çıkmak
- defolmak
- demir almak
- denize açılmak
- dere tepe düz gitmek
- devam etmek
- doğrulmak
- dümeni kırmak
- erişmek
- gaza basmak
- gazlamak
- geçmek
- gerilemek
- gezmek
- göç etmek
- göç eylemek
- göçmek
- görmek
- gözden uzaklaşmak
- gurbete düşmek
- hareket etmek
- hicret etmek
- ıraklaşmak
- ıramak
- icabet etmek
- ikilemek
- ilerlemek
- inmek
- intikal etmek
- ipi kırmak
- işlemek
- izlemek
- kalkmak
- kapağı atmak
- kapı yapmak
- kaymak
- kendini atmak
- kendini bir yerde bulmak
- kendini dar atmak
- kirişi kırmak
- koşmak
- kuş kanadıyla gitmek
- kuyruğu dikmek
- muhaceret etmek
- ölmek
- palamarı çözmek
- palamarı koparmak
- pırlamak
- posta yapmak
- sarkmak
- savuşmak
- savuşup gitmek
- sefa geldine gitmek
- sel gibi akmak
- seyretmek
- siktirip gitmek
- siktirmek
- sürmek
- süzülmek
- taşınmak
- tatmin olmak
- tayyetmek
- toz olmak
- tutmak
- tükenmek
- uçmak
- uçup gitmek
- uğramak
- uymak
- uzaklaşmak
- uzamak
- uzanmak
- voltasını almak
- yağ gibi kaymak
- yapmak
- yaylanmak
- yelken açmak
- yelken basmak
- yetmek
- yıkılmak
- yırtmak
- yitmek
- yol almak
- yol gitmek
- yol görünmek
- yol yürümek
- yola çıkmak
- yola düşmek
- yola düzülmek
- yola koyulmak
- yola revan olmak
- yollanmak
- yolunu tutmak
- yürümek
- yürüyüşe geçmek
- zıplamak
- ziyaret etmek
- almak
- atıştırmak
- atmak
- attırmak
- başına dikmek
- bir tek atmak
- cila çekmek
- çakıştırmak
- çakmak
- çekmek
- dem çekmek
- demlenmek
- devirmek
- dikmek
- diplemek
- göçmek
- götürmek
- hararet kesmek
- hararet söndürmek
- hopurdatmak
- höpürdetmek
- kafa cilalamak
- kafa çekmek
- kafayı çekmek
- kafayı tütsülemek
- kaymak
- kullanmak
- parlatmak
- sallamak
- tatmak
- tütsülemek
- tüttürmek
- vurmak
- vuruşturmak
- yakıştırmak
- yudumlamak
- yumulmak
- yutmak
- yuvarlamak
- zıkkımlanmak
- akmak
- andırmak
- asmak
- aşmak
- başını alıp gitmek
- boşanmak
- cızlamı çekmek
- cicozlamak
- çekilmek
- çil yavrusu gibi dağılmak
- çözülmek
- dar kaçmak
- dümeni kırmak
- elinden kurtulmak
- fertik çekmek
- firar etmek
- gaza basmak
- gazlamak
- geri çekilmek
- girmek
- gizlenmek
- ikilemek
- iltica etmek
- ipini kırmak
- kaçınmak
- kaymak
- kırmak
- kirişi kırmak
- koşmak
- kurtulmak
- mektebi asmak
- okulu kırmak
- paçayı kurtarmak
- paniklemek
- payandaları çözmek
- pırlamak
- ricat etmek
- sararmak
- savulmak
- savuşmak
- sekmek
- sığınmak
- sıvışmak
- sıyrılmak
- sızmak
- tabana kuvvet kaçmak
- tabanları kaldırmak
- tabanları yağlamak
- topuklamak
- tozu dumana katmak
- tüymek
- uçmak
- uzaklaşmak
- vınlamak
- voltasını almak
- yakayı sıyırmak
- yan çizmek
- yelkenlemek
- yıpranmak
- yırtmak
- yitmek
- zamkinos etmek
- artırmak
- aşık atmak
- at oynatmak
- atışmak
- atlamak
- atmak
- bahse girmek
- başa güreşmek
- boy ölçüşmek
- çekişmek
- çıkışmak
- dövüşmek
- güreş tutmak
- güreşmek
- iddialaşmak
- iddiaya girmek
- iddiaya tutuşmak
- kaldırmak
- karşılaşmak
- kaymak
- kıyışmak
- koşmak
- kürek çekmek
- lades tutuşmak
- maç yapmak
- müsabakaya girmek
- oynamak
- oyun çıkarmak
- ölçüşmek
- rekabet etmek
- tutuşmak
- yarış etmek
- yüzmek
- ağzı oynamak
- ağzına atmak
- aldanmak
- aldatmak
- aş
- atıştırmak
- beslenmek
- boğazı işlemek
- boğazını doyurmak
- boğazını sevmek
- can beslemek
- cezalanmak
- cila çekmek
- çayırlamak
- çayırlanmak
- çenesi oynamak
- çerezlenmek
- çeşnisine bakmak
- çiftleşmek
- çimlenmek
- çitlemek
- çöplenmek
- dişlemek
- domuz gibi tıkınmak
- domuz gibi yemek
- dövmek
- ekmek
- etkilenmek
- gagalamak
- girmek
- göçürmek
- götürmek
- gövdeye atmak
- gövdeye indirmek
- haklamak
- hapazlamak
- harcamak
- ısırmak
- iftar etmek
- işkembesini şişirmek
- iyi etmek
- kahvaltı etmek
- kapatma
- karın doyurmak
- kaşık atmak
- kaşık çalmak
- kaşıklamak
- kaymak
- kemirmek
- kıtlıktan çıkmış gibi yemek
- kifaflanmak
- lokma etmek
- lüpletmek
- mahvetmek
- manda gibi yemek
- mideye indirmek
- mideyi bastırmak
- nefsini körletmek
- nemalanmak
- oruç açmak
- oruç bozmak
- oruç yemek
- otlamak
- otlanmak
- öğün
- öpmek
- parmaklamak
- piknik yapmak
- rızık
- safra bastırmak
- sahura kalkmak
- silip süpürmek
- soymak
- sömürmek
- şölen
- taam etmek
- tadına bakmak
- tatmak
- temize havale etmek
- tıkınmak
- tıkıştırmak
- tüketmek
- üzmek
- yalamak
- yalayıp yutmak
- yararlanmak
- yayılmak
- yemek yemek
- yemlenmek
- yıpratmak
- yiyip içmek
- yumulmak
- yutmak
- yuvarlamak
- zıkkımlanmak
- ziftlenmek
- ziyafet çekmek
HECELEME
kay-mak KAYMAK KELİMESİNİN ANLAMLARI VE ÖRNEKLER
- [isim] Sütün veya yoğurdun yüzünde zar durumunda toplanan, açık sarı renkli, koyu yağlı katman, krema
- [isim] Sütü yayvan kaplar içinde ve hafif ateşte tutarak elde edilen koyu, yağlı öz
- [isim] Yağmur ve selden sonra toprağın üzerinde kalan özlü tabaka
- [isim] [mecaz] Bir şeyin en iyi ve seçkin bölümü
- [fiil] [nesnesiz] Düz, ıslak, donmuş veya kaygan bir yüzey üzerinde sürtünerek kolayca yer değiştirmekÖrnek: Sol tekerlekler küçük bir hendeğin içine kaydı.
- [fiil] Kaygan bir yüzey üzerinde birdenbire dengesini yitirmek
- [fiil] Durum değiştirmek
- [fiil] Anlamı değişmekÖrnek: Bazen kelimeler başka anlamlara kayar.
- [fiil] Kurtulmak
- [fiil] Yağışların etkisiyle toprağın alt tabakasının gevşemesi sonucu üst tabaka oynamak
- [fiil] [mecaz] Görüş, düşünce veya tutumunu değiştirmek
- [fiil] [argo] Cinsel ilişkide bulunmak
Kelime kaynağı: TDK Güncel Türkçe Sözlük