kese
Köken: Farsça (kīse)
[isim] Cepte taşınan, içine para, tütün vb. konulan, kumaştan veya örgüden küçük torba
KESE İLE BENZER OLABİLECEK DİĞER KELİMELER
- akar
- akaret
- aksiyon
- aktariye
- aktif
- alçak
- Anadolu
- ayniyat
- bakkaliye
- barhana
- çift çubuk
- demirbaş
- derinti
- döşeme
- dünya malı
- dünya nimeti
- dünyalık
- edinç
- edinti
- emlak
- emtia
- emval
- esrar
- eşya
- gayrimenkul
- grup
- güzel
- hazine
- hazne
- hırdavat
- hırtı pırtı
- imalat
- irat
- istif
- ithal malı
- kese
- likidite
- madde
- mal varlığı
- malikâne
- mamelek
- manda
- matah
- mefruşat
- menkul
- meşruta
- meta
- mobilya
- möble
- mülk
- nesi var
- ocaklık
- ötesi berisi
- özdek
- özelge
- para pul
- pılı pırtı
- pırtı
- sermaye
- servet
- sığır
- sigara
- stok
- taşınmaz
- üretim
- var
- varı yoğu
- variyet
- varlık
- yurtluk
- yük
- zenginlik
- adet
- araba
- bakraç
- bardak
- baskı
- baş
- boy
- büküm
- çalımlık
- çuval
- diş
- dolam
- dolusu
- doyumluk
- doz
- dönümlük
- foroz
- grosa
- kadeh
- kantite
- kaplık
- kaşık
- kaşıklık
- kat
- katımlık
- kavanoz
- kelle
- kemiyet
- kepçe
- kese
- kıyımlık
- kişilik
- kitaplık
- konaklık
- kök
- kucak
- kupa
- kutu
- küfe
- külah
- meblağ
- miktar
- misil
- numara
- nüfus
- ölçü
- paket
- parça
- pare
- pişim
- pişirimlik
- pot
- rakam
- sahanlık
- sap
- sarım
- sayı
- sayıltı
- sepet
- suvarım
- şişe
- tabak
- tabla
- takım
- tane
- tas
- teneke
- tepsi
- testi
- tiraj
- toplam
- varil
- yük
- adım
- akça
- akçe
- arpa
- asker
- avans
- balya
- banknot
- belde
- beşibirarada
- beşibirlik
- beşibiryerde
- beşlik
- binlik
- bozuk
- bozuk para
- bozukluk
- çakıl
- çarşaf
- çeyrek
- çıkıntı
- çilingir
- çorba
- çürük para
- damgalı
- delikli
- demet
- direk
- dirhem
- dökme
- döviz
- duka
- dünyalık
- efektif
- el kiri
- ellilik
- evlek
- flori
- fon
- fülüs
- harç
- hasılat
- hazine
- Japon
- kafa
- kâğıt para
- kapik
- kayma
- kefen
- kemik
- kene
- kese
- kınalı
- Konyalı
- köprülü
- kuleli
- kurt
- kurtlu
- kuruş
- likit
- maço
- madde
- madenî para
- mandagözü
- mangır
- mangiz
- mavi
- mecidiye
- meskûkât
- metelik
- mevduat
- miza
- mor
- nakil
- nakit
- nukut
- ölümlük
- ömür
- öndelik
- papel
- para pul
- pare
- patpat
- pembe
- peşinat
- pey
- pey akçesi
- pirpiri
- porte
- prim
- provizyon
- pul
- sağ para
- sakallı
- sandıklı
- servet
- sikke
- tahsisat
- taş
- taze para
- tıkır
- tıngır
- tirink
- tüy
- ufaklık
- variyet
- yeşil
- yirmilik
- yol
- züyuf
HECELEME
ke-se KESE KELİMESİNİN ANLAMLARI VE ÖRNEKLER
- [isim] Cepte taşınan, içine para, tütün vb. konulan, kumaştan veya örgüden küçük torbaÖrnek: Çıkarken elini göğsüne sokup bir kese çıkardı, keseden alabildiği kadar para alıp delikten attı.
- [sıfat] Bu küçük torba miktarında olanÖrnek: Üç kese tütün.
- [sıfat] Bazı şeylerin üzerine geçirilen, kumaştan çanta biçiminde kapÖrnek: Kur'an kesesi.
- [sıfat] Yıkanırken kir çıkartmak için ele geçirilen, vücudu ovmaya yarayan, bürümcükten, cep biçiminde bez
- [sıfat] [mecaz] Bir kimsenin mal varlığıÖrnek: Bu sadeleşme, vücut ve keseye daha elverişli idi.
- [sıfat] [anatomi] Organizmanın bazı boşlukları
- [sıfat] [bitki bilimi] Su bitkilerinde içi hava ile dolu olan ve bitkinin suda yüzer durumda kalmasını sağlayan şişkinlik
- [sıfat] [tarih] Beş yüz kuruşluk para birimi
- [sıfat] [halk ağzında] Kısa, kestirme (yol)
Kelime kaynağı: TDK Güncel Türkçe Sözlük