kriz
Köken: Fransızca (crise)
[isim] [tıp] Bir organda birdenbire ortaya çıkan fizyolojik bozukluk, akse
KRİZ İLE BENZER OLABİLECEK DİĞER KELİMELER
- açmaz
- alt yanı çıkmaz sokak
- arapsaçı
- bardağı taşıran damla
- batak
- bela
- bok
- boşa koysan dolmaz, doluya koysan almaz
- çaparız
- çapraşıklık
- çaprazlık
- çember
- çıkmaz
- çıkmaz sokak
- çor
- dava
- dert
- dilemma
- düğüm
- düğüm noktası
- fasit daire
- felaket
- gedik
- güçlük
- hacet
- iki ucu boklu değnek
- ikilem
- iş
- kabahat
- kaziye
- kolpo
- kördüğüm
- kriz
- kuyu
- külfet
- labirent
- mahzur
- maraz
- mesele
- olay
- özür
- piyango
- pot yeri
- pürüz
- sinir törpüsü
- şikâyet
- tehlike
- vukuat
- yer demir gök bakır
- zorluk
HECELEME
k-riz KRİZ KELİMESİNİN ANLAMLARI VE ÖRNEKLER
- [isim] [tıp] Bir organda birdenbire ortaya çıkan fizyolojik bozukluk, akseÖrnek: Krizler sıkıştırdığı zaman özel kliniklerde yatmaya gidiyordu.
- [isim] Bir kimsenin yaşamında görülen ruhsal bunalım
- [isim] Bir şeyin çok kıt bulunması durumu
- [isim] Bir şeye duyulan ani ve aşırı istek
- [isim] [ekonomi] Çöküntü
- [isim] [mecaz] Bir ülkede veya ülkeler arasında, toplumun veya bir kuruluşun yaşamında görülen güç dönem, bunalım, buhranÖrnek: Krizin ne kadar sürdüğünü bilmiyorum.
Kelime kaynağı: TDK Güncel Türkçe Sözlük