kuru
[sıfat] Suyu, nemi olmayan, yaş ve nemli karşıtı
KURU İLE BENZER OLAN KELİMELER
KURU İLE BENZER OLABİLECEK DİĞER KELİMELER
- abla
- amele
- antrenör
- asistan
- atabey
- başmubassır
- başöğretmen
- bavcı
- bedenci
- belletici
- bıdık
- cımbız
- çalıştırıcı
- davul
- depo
- dersiam
- doçent
- eğitici
- eğitimci
- eğitmen
- fos
- gözetmen
- hoca
- kalfa
- kasap
- kıl
- kırpış
- kobra
- koç
- konferansçı
- kontes
- kuru
- lala
- lektör
- lokum
- maarifçi
- menajer
- misyoner
- monitör
- muallim
- muallime
- mubassır
- muit
- müderris
- mürebbi
- mürşit
- müzakereci
- okutman
- öğretim görevlisi
- öğretim üyesi
- pedagog
- profesör
- rehber öğretmen
- saçaklı
- salatalık
- sıfırcı
- teknik direktör
- terbiyeci
- vaiz
- zilli
- algın
- arık
- bilgisiz
- bir torba kemik
- burnunu sıksan canı çıkacak
- canlı cenaze
- cenaze gibi
- cırboğa
- cimbakuka
- çalı
- çırpı gibi
- çir
- çiroz
- çöp gibi
- çöpten çelebi
- çürük
- dal gibi
- dayanıksız
- değnek gibi
- enez
- eneze
- etsiz
- fakir
- fasulye sırığı gibi
- gibi
- güçsüz
- ince
- ince kesim
- ince yapılı
- inceden
- incerek
- insan kurusu
- iskelet
- iskelet gibi
- kadit
- kafes gibi
- kak
- kaknem
- kara kuru
- kara maşa
- karga gibi
- kemikli
- kırık
- kimsesiz
- kurada
- kuru
- kuru kemik
- kürdan gibi
- lagar
- maşa gibi
- mezar kaçkını
- mumya
- mumya gibi
- nahif
- püf desen uçacak
- sarartma
- sırım gibi
- sıska
- solucan gibi
- sönük
- süzgün
- süzük
- takatsiz
- tazı gibi
- teneşir horozu
- teneşir kargası
- tirit
- tirit gibi
- verimsiz
- yağsız
- yorgun
- zayıf nahif
- zebun
HECELEME
ku-ru KURU KELİMESİNİN ANLAMLARI VE ÖRNEKLER
- [sıfat] Suyu, nemi olmayan, yaş ve nemli karşıtıÖrnek: Yanakları kuruydu fakat gözleri tamamıyla siyah yaştı.
- [sıfat] Yağış almayan veya üzerinde bitki olmayanÖrnek: Kuru çöl. Kuru tepeler.
- [sıfat] Daha sonra kullanılmak için kurutulmuş, taze ve yeşil karşıtıÖrnek: Evlerin önlerine kuru meşe dallarıyla örtülü çardaklar yapmışlar.
- [sıfat] Canlılığını yitirmiş (bitki)Örnek: Çiçek açmaz kuru bir ağaç, ötmeyi unutmuş bir kuş mu oldum?
- [sıfat] Salgısı olmayanÖrnek: Kuru öksürük. Kuru egzama.
- [sıfat] Döşenmemiş, çıplakÖrnek: Salih Reis, dört kuru duvardan ibaret fukara kapısından gördüğü mavi denize baka baka ölmek istiyordu.
- [sıfat] Katıksız, yanında başka şey olmayan (yiyecek)Örnek: Kuru çayla karın doyar mı?
- [sıfat] [mecaz] Etkisi ve sonucu olmayanÖrnek: Şahsına topluluğun isteğini emanet edenler boş bir riya, kuru bir şeref olsun diye laf etmediler.
- [sıfat] [mecaz] Zayıf, çelimsiz, arık, sıska, kaknem
- [sıfat] [mecaz] Heyecanı, tadı olmayan, tekdüzeÖrnek: Kuru, zevksiz bir hayat.
- [sıfat] [mecaz] Akıcı olmayan, duygudan yoksunÖrnek: Kuru bir anlatım.
- [isim] Kuru fasulye
Kelime kaynağı: TDK Güncel Türkçe Sözlük