makine
Köken: İtalyanca (macchina)
[isim] [teknik] Herhangi bir enerji türünü başka bir enerjiye dönüştürmek, belli bir güçten yararlanarak bir işi yapmak veya etki oluşturmak için çarklar, dişliler ve çeşitli parçalardan oluşan düzenekler bütünü
MAKİNE İLE BENZER OLABİLECEK DİĞER KELİMELER
- açıkgözlük
- açıkgözlülük
- afiş
- ağız
- al
- alavere dalavere
- aldatma
- aldatmaca
- anaforculuk
- anlamamazlık
- anlamazlık
- askıcılık
- atlatma
- ayak
- batakçılık
- Bizans oyunu
- boğuntu
- cambazlık
- cerbeze
- çıfıtlık
- dalaverecilik
- dalga
- danışıklık
- dek
- demagoji
- desise
- dolap
- dolma
- dolmacılık
- dolmuşçuluk
- doping
- dubara
- dümen
- düzen
- düzenbazlık
- düzencilik
- düzmecilik
- el çabukluğu
- entrika
- fen
- fent
- fırıldak
- hile
- hilecilik
- hilekârlık
- hinoğluhinlik
- hokkabazlık
- hurda
- hülle
- ispiyonculuk
- iş
- itlik
- kafes
- kalaycılık
- kalpazanlık
- kaltabanlık
- kandırmaca
- kapak
- kapan
- kapanca
- kaparozculuk
- kaşkariko
- katakulli
- kelek
- keleklik
- ketenpere
- kolpo
- kopya
- kulis faaliyeti
- kurnazlık
- külah
- külleme
- künde
- madrabazlık
- makas
- makine
- manevra
- maske
- mizansen
- muskacılık
- nakış
- namussuzluk
- numara
- okus pokus
- oyculuk
- oyun
- oyunbazlık
- oyunculuk
- perdahçılık
- piçlik
- politika
- renk
- rol
- sahtecilik
- sahtekârlık
- sinsilik
- şantaj
- şarlatanlık
- şaşırtmaca
- şeytanet
- şeytanlık
- tavcılık
- telgraf
- temaruz
- tertip
- tezgâh
- tezvir
- tilkilik
- tonga
- torik
- tuzak
- usulsüzlük
- uyduruş
- üçkâğıt
- üçkâğıtçılık
- yalan dolan
- yaldız
- yaldızlı hap
- yeraltı
- yolsuzluk
- abla
- acuze
- afet
- ahu
- am
- amazon
- amigo
- avrat
- badem
- ballı
- bayan
- boliçe
- cadı
- canan
- cık
- cici
- çalı
- çarık
- çatlak
- dağ anası
- dağlar anası
- dam
- delik
- dilber
- dip
- dişi
- dudu
- duka
- eksikli
- elkızı
- enginar
- eş
- ferç
- fırın
- fıstık
- folluk
- garaj
- gelin
- gömü
- gül
- güzel
- haminne
- hanım
- hanımefendi
- harem
- haspa
- hatun
- hatun kişi
- hazret
- hizmetçi
- hokka
- incir
- kadıncık
- kalıp
- kan
- karı
- kavanoz
- keklik
- kız
- kocakarı
- kokona
- körük
- Kulu
- lal
- madama
- makine
- mazgal
- midye
- motor
- nisa
- ökse
- paça
- peri
- poliçe
- sanem
- saraylı
- sermaye
- şalgam
- şeftali
- taze
- torna
- tüylü
- vajina
- vulva
- yalak
- yarık
- yazı tura
- yemiş
- zen
- zenne
- ağız tüfeği
- alaybozan
- altıpatlar
- arkebüz
- ateşli silah
- balyemez
- batarya
- bazuka
- çakaloz
- çakaralmaz
- çakmaklı
- çifte
- dağ topu
- delikli
- demir
- döner
- emanet
- filinta
- füzeatar
- havan topu
- kapaklı
- karabina
- kaval tüfek
- kırma
- kubur
- makine
- makineli
- makineli tabanca
- makineli tüfek
- mantar tabancası
- martin
- mavzer
- mitralyöz
- obüs
- parabellum
- piştov
- pusat
- revolver
- roketatar
- sahra topu
- salkım topu
- silah
- sten
- şişhane
- taahhütlü
- tabanca
- tanksavar
- top
- uçaksavar
- yarış tabancası
- zemberek
HECELEME
ma-ki-ne MAKİNE KELİMESİNİN ANLAMLARI VE ÖRNEKLER
- [isim] [teknik] Herhangi bir enerji türünü başka bir enerjiye dönüştürmek, belli bir güçten yararlanarak bir işi yapmak veya etki oluşturmak için çarklar, dişliler ve çeşitli parçalardan oluşan düzenekler bütünüÖrnek: Tıraş makineleri ile usturalar çekmecelerde dururdu.
- [isim] Bir alet veya taşıtın hareket etmesini sağlayan mekanizmasıÖrnek: Saatin makinesi. Gramofonun makinesi.
- [isim] [halk ağzında] Araba, otomobil
Kelime kaynağı: TDK Güncel Türkçe Sözlük