merak
Köken: Arapça (merāḳ)
[isim] Bir şeyi anlamak veya öğrenmek için duyulan istek
MERAK İLE BENZER OLABİLECEK DİĞER KELİMELER
- acı
- acılık
- acıma
- ağız tatsızlığı
- azap
- bahtsızlık
- baş ağrısı
- can sıkıntısı
- cehennem azabı
- cevir
- ciğer acısı
- çeki
- çile
- dağ
- dağdağa
- dert
- dil yarası
- düş kırıklığı
- efkâr
- elem
- endişe
- esef
- evlat acısı
- ezgi
- ezginlik
- eziklik
- ezinç
- gaile
- gam
- gariplik
- garipseme
- gönül belası
- gönül yarası
- hayal kırıklığı
- hayıf
- hayıflanma
- hicran
- hoşnutsuzluk
- hüsran
- hüzün
- ıstırap
- ızdırap
- içleniş
- içlenme
- içlilik
- inkıbaz
- işkence
- kahır
- kalp ağrısı
- karamsarlık
- kasavet
- keder
- koyuntu
- kötümserlik
- mahzunluk
- matem
- matem havası
- melal
- memnuniyetsizlik
- merak
- merhamet
- meyusiyet
- mutsuzluk
- nedamet
- ölüm
- pişmanlık
- sıkıntı
- sızı
- sukutuhayal
- tasa
- teessüf
- teessür
- ukde
- umutsuzluk
- ümitsizlik
- üzgünlük
- üzünç
- yanıklık
- yas
- yazıklanma
- yeis
- yürek karası
- yürek yarası
HECELEME
me-rak MERAK KELİMESİNİN ANLAMLARI VE ÖRNEKLER
- [isim] Bir şeyi anlamak veya öğrenmek için duyulan istekÖrnek: Biraz sonra yine bazı sesler işittim / Merak ile merdivenin başına gittim
- [isim] Bir şeyi edinme, yapma, bir şeyle uğraşma isteğiÖrnek: Öteden beri güzel giyinmeye, güzel konuşmaya merakım vardır.
- [isim] Düşkünlük, hevesÖrnek: Meslek dışında biricik merakı, kendi tabiriyle hobisi fotoğrafçılıktı.
- [isim] Kaygı, tasa
Kelime kaynağı: TDK Güncel Türkçe Sözlük