numara
Köken: İtalyanca (numero)
[isim] Bir şeyin bir dizi içindeki yerini gösteren sayı, rakam
NUMARA İLE BENZER OLABİLECEK DİĞER KELİMELER
- açıkgözlük
- açıkgözlülük
- afiş
- ağız
- al
- alavere dalavere
- aldatma
- aldatmaca
- anaforculuk
- anlamamazlık
- anlamazlık
- askıcılık
- atlatma
- ayak
- batakçılık
- Bizans oyunu
- boğuntu
- cambazlık
- cerbeze
- çıfıtlık
- dalaverecilik
- dalga
- danışıklık
- dek
- demagoji
- desise
- dolap
- dolma
- dolmacılık
- dolmuşçuluk
- doping
- dubara
- dümen
- düzen
- düzenbazlık
- düzencilik
- düzmecilik
- el çabukluğu
- entrika
- fen
- fent
- fırıldak
- hilecilik
- hilekârlık
- hinoğluhinlik
- hokkabazlık
- hurda
- hülle
- ispiyonculuk
- iş
- itlik
- kafes
- kalaycılık
- kalpazanlık
- kaltabanlık
- kandırmaca
- kapak
- kapan
- kapanca
- kaparozculuk
- kaşkariko
- katakulli
- kelek
- keleklik
- ketenpere
- kolpo
- kopya
- kulis faaliyeti
- kurnazlık
- külah
- külleme
- künde
- madrabazlık
- makas
- makine
- manevra
- maske
- mizansen
- muskacılık
- nakış
- namussuzluk
- numara
- okus pokus
- oyculuk
- oyun
- oyunbazlık
- oyunculuk
- perdahçılık
- piçlik
- politika
- renk
- rol
- sahtecilik
- sahtekârlık
- sinsilik
- şantaj
- şarlatanlık
- şaşırtmaca
- şeytanet
- şeytanlık
- tavcılık
- telgraf
- temaruz
- tertip
- tezgâh
- tezvir
- tilkilik
- tonga
- torik
- tuzak
- usulsüzlük
- uyduruş
- üçkâğıtçılık
- yalan dolan
- yaldız
- yaldızlı hap
- yeraltı
- yolsuzluk
- adet
- araba
- bakraç
- bardak
- baskı
- baş
- boy
- büküm
- çalımlık
- çuval
- diş
- dolam
- dolusu
- doyumluk
- doz
- dönümlük
- foroz
- grosa
- kadeh
- kantite
- kaplık
- kaşık
- kaşıklık
- kat
- katımlık
- kavanoz
- kelle
- kemiyet
- kepçe
- kese
- kıyımlık
- kişilik
- kitaplık
- konaklık
- kök
- kucak
- kupa
- kutu
- küfe
- külah
- meblağ
- miktar
- misil
- numara
- nüfus
- ölçü
- paket
- parça
- pare
- pişim
- pişirimlik
- pot
- rakam
- sahanlık
- sap
- sarım
- sayıltı
- sepet
- suvarım
- şişe
- tabak
- tabla
- takım
- tane
- tas
- teneke
- tepsi
- testi
- tiraj
- toplam
- varil
- yük
- abstre sayı
- adet
- ardışık sayılar
- artı sayı
- asal sayı
- asıl sayılar
- averaj
- basket
- baş
- bileşik kesir
- çift sayı
- eksi sayı
- gol
- karmaşık sayı
- kesir
- kesirli sayı
- küsur
- negatif sayı
- No
- not
- numara
- nüsha
- ondalık kesir
- ondalık sayı
- ortak ölçülmez sayılar
- ortak tam bölen
- pozitif sayı
- puan
- rakam
- rasyonel sayı
- Romen rakamları
- sade birimler bölüğü
- sanal sayı
- sayı farkı
- sınırlı sayı
- sınırsız sayı
- skor
- soyut sayı
- tane
- tek sayı
- toparlak rakam
- toparlak sayı
- yuvarlak sayı
- abartı
- abartıcılık
- abartma
- afiş
- artistlik
- aslı faslı yok
- atıcılık
- atıp tutmak
- atmasyon
- bahane
- balon
- blöf
- bom
- dikine tıraş
- dolma
- dubara
- dümen
- gır
- güm
- hikâye
- hilaf
- icat
- ihanet
- iri laf
- kaçamak yol
- kafes
- kantin
- kaşkariko
- katakofti
- katakulli
- katmerli yalan
- kıtır
- kofti
- komedi
- kurt masalı
- kuyruklu yalan
- mantar
- martaval
- masal
- maval
- mübalağa
- müzahrefat
- nisanbalığı
- numara
- ölümlü
- palavra
- pandispanya gazetesi
- perdah
- pestil
- piyaz
- polim
- polüm
- riya
- sahte
- sinema
- şişirme
- şorolop
- tafra
- tav
- temelsiz
- tezvir
- tıraş
- tırışka
- torpil
- ustura
- uydurma
- uydurmaca
- uydurmasyon
- uyduruk
- yakıştırmaca
- yalan dolan
- yalancılık
- yaldız
HECELEME
nu-ma-ra NUMARA KELİMESİNİN ANLAMLARI VE ÖRNEKLER
- [isim] Bir şeyin bir dizi içindeki yerini gösteren sayı, rakamÖrnek: Tüm duyularım uyanık olarak trenimin rengini ve numarasını bulmaya çalışırdım.
- [isim] ÖlçüÖrnek: Ayakkabısının numarasını gizliyor.
- [isim] Benzer şeyleri ayırt etmek için her birinin üzerine işaret olarak yazılan sayı
- [isim] Öğrenciye verilen notÖrnek: Ben ki coğrafya derslerinde daima tam numara almış bir zabitim.
- [isim] Okullarda öğrencileri birbirinden ayırt etmek için her birine verilen sayı
- [isim] [mecaz] Eğlendirici oyunlardan her biriÖrnek: Bu numaralar da olmasa yazlık bahçelerin tadı olmayacak.
- [isim] [argo] Hile, düzen, dalavere, yalanÖrnek: İlkin bütün bunların bir emperyalizm numarası olduğunu söyleyerek kesin bir karşı tavır koydu.
Kelime kaynağı: TDK Güncel Türkçe Sözlük