rastlaşmak
[fiil] [nesnesiz] [-le] Birbiriyle karşılaşmak, birbirine rastlamak, tesadüf etmek
RASTLAŞMAK İLE BENZER OLAN KELİMELER
RASTLAŞMAK İLE BENZER OLABİLECEK DİĞER KELİMELER
- aksamak
- artmak
- ayrılmak
- azalmak
- barınmak
- boşalmak
- boşaltmak
- boşanmak
- değişmek
- dışarı çıkmak
- dökülmek
- erişmek
- fırlamak
- fışkırmak
- flört etmek
- geçinmek
- gerçekleşmek
- gitmek
- incinmek
- inmek
- inşa etmek
- intişar etmek
- istifa etmek
- iyileşmek
- karaya ayak basmak
- kaynamak
- kopmak
- mal olmak
- mezun olmak
- olmak
- oluşmak
- ödemek
- ödül almak
- pahalanmak
- pırtlamak
- pörtlemek
- rastlaşmak
- rol yapmak
- sıvaşmak
- sızmak
- sokağa çıkmak
- sokağa dökülmek
- tahliye etmek
- taşmak
- temizlenmek
- uğramak
- vermek
- yasalaşmak
- yayılmak
- yayımlanmak
- yetişmek
- yollara dökülmek
- yükselmek
- açı
- akıl
- alışmak
- amme efkârı
- ana fikir
- anlayış
- apışmak
- âşık olmak
- azalmak
- azaltmak
- bakım
- bakış açısı
- baş aşağı gelmek
- baş aşağı gitmek
- benimsemek
- bilimsel düşünce
- boylamak
- bulunmak
- çakılmak
- çökmek
- damlamak
- devrilmek
- dinmek
- doğmak
- dökülmek
- düşkün olmak
- düşün
- düşünce
- düşünme
- düşünüş
- efkâr
- efkârıumumiye
- eksilmek
- endişe
- fırsat bulmak
- fikir
- fingirdemek
- gitmek
- göçmek
- görüş
- görüş açısı
- göz
- hesap
- içtihat
- ide
- idea
- iki seksen uzanmak
- imgeleme
- inmek
- kamuoyu
- kapaklanmak
- kaygı
- kaymak
- kovulmak
- kötüleşmek
- mezhep
- mülahaza
- mülahazat
- mütalaa
- nakavt olmak
- nazar
- noktainazar
- ölmek
- pencere
- platform
- rastlaşmak
- rey
- sakıt olmak
- sapır sapır dökülmek
- serilmek
- ses
- sukut etmek
- tahayyül
- tefekkür
- teker meker yuvarlanmak
- tekerlenmek
- telakki
- tepesi aşağı gitmek
- tepetakla gitmek
- tepetakla yuvarlanmak
- ters pers olmak
- ucuzlamak
- uçmak
- uğramak
- uğraşmak
- umumi efkâr
- uymak
- ütopya
- varidat
- yağmak
- yansımak
- yenilmek
- yeri öpmek
- yığılıp kalmak
- yığılmak
- yıkılmak
- yitmek
- yuvarlanmak
- zaviye
- zayıflamak
- zihniyet
- züğürtlemek
- acıtmak
- ateş etmek
- atmak
- avlamak
- bağlamak
- basmak
- başına geçirmek
- bombalamak
- boş yerine vurmak
- boynuzlamak
- çakmak
- çalmak
- çarpmak
- çekmek
- çelme atmak
- çelme takmak
- çelmek
- çırpıştırmak
- çırpmak
- çifte atmak
- çiftelemek
- çubuklamak
- darbe indirmek
- darbe vurmak
- darbelemek
- darbetmek
- değneklemek
- dirseklemek
- dokunmak
- dönmek
- dövmek
- dövünmek
- ekleştirmek
- ekmek
- etkilemek
- fiskelemek
- geçirmek
- giydirmek
- göçmek
- görünmek
- gümlemek
- gürültü etmek
- hırpalamak
- içirmek
- içmek
- indirmek
- inmek
- kafa atmak
- kafasını kırmak
- kelepçelemek
- kesmek
- kıç atmak
- kondurmak
- konmak
- koymak
- kötek atmak
- küçülmek
- kütletmek
- leşini sermek
- mıhlamak
- ödül almak
- öldürmek
- patlatmak
- pençe atmak
- pençe vurmak
- pençelemek
- rastlaşmak
- sallamak
- saplamak
- sarkıtmak
- savurmak
- sıvamak
- soymak
- söylemek
- sumsuklamak
- suratına indirmek
- sürmek
- süsmek
- şamar atmak
- şamarlamak
- şaplak atmak
- şaplatmak
- şut atmak
- şut çekmek
- şutlamak
- takmak
- tartaklamak
- tekme atmak
- tekmelemek
- tepiklemek
- tepmek
- tıkırdatmak
- tıklatmak
- tırpan atmak
- tokat aşk etmek
- tokmaklamak
- tokuşturmak
- topuklamak
- tos vurmak
- toslamak
- toslaşmak
- turalamak
- üzengilemek
- vurduğu yerden ses gelmek
- vurunmak
- yanıltmak
- yansımak
- yapıştırmak
- yaralamak
- yerleştirmek
- yumruk atmak
- yumruk indirmek
- yüreği çarpmak
- zımbalamak
HECELEME
rast-laş-mak RASTLAŞMAK KELİMESİNİN ANLAMLARI VE ÖRNEKLER
- [fiil] [nesnesiz] [-le] Birbiriyle karşılaşmak, birbirine rastlamak, tesadüf etmekÖrnek: Eve geldiğiniz, gittiğiniz, bir yerde rastlaştığımız zaman elimi saygıyla öpmezseniz hatırım kalır.
- [fiil] Aynı zamanda olmak, üst üste gelmek
Kelime kaynağı: TDK Güncel Türkçe Sözlük