sallanmak
[fiil] [nesnesiz] Bağlı bulunduğu yerde gevşek duruma gelip yerinden oynamak, kımıldamak
SALLANMAK İLE BENZER OLAN KELİMELER
SALLANMAK İLE BENZER OLABİLECEK DİĞER KELİMELER
- almak
- anasını bellemek
- aşmak
- atlamak
- basmak
- bastırmak
- becermek
- biçimlemek
- binmek
- bombalamak
- bozmak
- çivilemek
- daldırmak
- dalmak
- delmek
- demir atmak
- demirlemek
- devirmek
- dikmek
- diplemek
- doldurmak
- düdüklemek
- dürtmek
- dürtüklemek
- düzeltmek
- düzenlemek
- elden geçirmek
- fişek atmak
- geçirmek
- gerdeğe girmek
- gitmek
- haklamak
- halletmek
- ırzına geçmek
- ırzını bozmak
- ifadesini almak
- iğfal etmek
- iş almak
- iş tutmak
- işlemek
- iyi etmek
- kanına girmek
- kasnaklamak
- kayarlamak
- kaymak
- kiremit aktarmak
- kirletmek
- koymak
- koynuna almak
- koynuna girmek
- köklemek
- lehimlemek
- nefes çekmek
- perçinlemek
- pompalamak
- sallanmak
- sıraya dizmek
- sikmek
- sokmak
- şişirmek
- tamamlamak
- tecavüz etmek
- tokmaklamak
- ufalamak
- uydurmak
- üflemek
- üfürmek
- vuruşmak
- yapmak
- yemek
- yıkmak
- zımbalamak
- ağınmak
- ağnamak
- baş kıç vurmak
- bel kırmak
- bıngıldamak
- bükünmek
- çabalamak
- çarpınmak
- çırpınmak
- çırpışmak
- davranmak
- debelenmek
- deprenmek
- depreşmek
- doğrulmak
- efil efil etmek
- eğilmek
- hareket etmek
- hareketlenmek
- ırgalanmak
- ırganmak
- kalkmak
- kapanmak
- kaynaşmak
- kımıldanmak
- kımlanmak
- kıpırdamak
- kıpırdanmak
- kıpırdaşmak
- kırpışmak
- kıvranmak
- kıvrım kıvrım kıvranmak
- kuş gibi çırpınmak
- oturup kalkmak
- oynamak
- sallanmak
- uğunmak
- yalpa vurmak
- yekinmek
- yerinde duramamak
- yerinden oynamak
- yürümek
- ağzını açmak
- avareleşmek
- aylaklık etmek
- boş durmak
- boş gezmek
- boş kalmak
- boş oturmak
- boşta gezmek
- boşta kalmak
- dalga geçmek
- elini sıcak sudan soğuk suya sokmamak
- ense yapmak
- erinmek
- gevşemek
- gözünde büyümek
- hamlamak
- hamlaşmak
- hasta olmak
- havyar kesmek
- haylazlaşmak
- haylazlık etmek
- maytap geçmek
- mızmızlanmak
- mızmızlık etmek
- minder çürütmek
- miskinleşmek
- oturmak
- oyalanmak
- ömür çürütmek
- paslanmak
- pineklemek
- rahatına bakmak
- sallanmak
- sırtüstü yatmak
- siftinmek
- sinek avlamak
- sümsükleşmek
- sütçü beygiri gibi ayakta uyumak
- tembelleşmek
- uyuzlaşmak
- üşenmek
- vakit öldürmek
- yan gelip oturmak
- yan gelip yatmak
- yan gelmek
- yanlamak
- yüksünmek
- zaman öldürmek
- zor gelmek
- zora gelememek
HECELEME
sal-lan-mak SALLANMAK KELİMESİNİN ANLAMLARI VE ÖRNEKLER
- [fiil] [nesnesiz] Bağlı bulunduğu yerde gevşek duruma gelip yerinden oynamak, kımıldamakÖrnek: Dişi sallanıyor.
- [fiil] Bir şey belli noktasından bir yere bağlı kalmak şartıyla, o noktanın iki tarafına aynı doğrultuda ve sürekli olarak gidip gelmekÖrnek: Sallanmaz o kalkışta ne mendil ne de bir kol.
- [fiil] Salıncak, hamak vb.nde kendini sallamak
- [fiil] Güçlü bir biçimde sarsılmak, titremekÖrnek: Yere çivilenmiş koca masayı sarsarken oda bir salıncak gibi sallanıyor.
- [fiil] [mecaz] Vaktini boş ve yararsız işlerle uğraşarak geçirmek, oyalanmak, savsaklanmak
- [fiil] [mecaz] Makamından veya bulunduğu durumdan uzaklaşmak, yerini bir başkasına bırakmak tehlikesiyle karşılaşmak
Kelime kaynağı: TDK Güncel Türkçe Sözlük