sarmak
[fiil] [-i] Çevresini çevirmek, çepeçevre dolanmak, çevrelemek
SARMAK İLE BENZER OLAN KELİMELER
- ambalaj yapmak
- ambalajlamak
- bağlamak
- balya yapmak
- balyalamak
- beğenmek
- belemek
- bohçalamak
- bulaşmak
- bükmek
- bürümek
- çember geçirmek
- çemberlemek
- çevirmek
- çevrelemek
- çıkılamak
- çıkın etmek
- çıkınlamak
- çuvallamak
- demetlemek
- denk yapmak
- destelemek
- dolamak
- dürmek
- dürümlemek
- düşünmek
- elemek
- fıçılamak
- giymek
- hayran etmek
- kâğıtlamak
- kangallamak
- kapamak
- kaplamak
- kapsamak
- kasalamak
- kefenlemek
- kılıflamak
- kınlamak
- kucaklamak
- kundaklamak
- kuşatmak
- kutulamak
- örtmek
- paket etmek
- paketlemek
- sandıklamak
- sarılmak
- sarıp sarmalamak
- sarmalamak
- sataşmak
- sepetlemek
- şaşırmak
- takmak
- tedavi etmek
- tekfin etmek
- torbalamak
- turalamak
- yumaklamak
- yuvarlamak
- yükselmek
SARMAK İLE BENZER OLABİLECEK DİĞER KELİMELER
- anlaşmak
- bağdamak
- birleştirmek
- bitirmek
- çatmak
- dağıtmak
- dayandırmak
- durmak
- duşaklamak
- düğmek
- düğüm atmak
- düğüm üstüne düğüm atmak
- düğüm üstüne düğüm vurmak
- düğümlemek
- ilgilendirmek
- ilişkilendirmek
- iliştirmek
- ilmek
- ilmik atmak
- ilmiklemek
- kelepçelemek
- köstek vurmak
- kösteklemek
- oluşmak
- önlemek
- sarmak
- sikkelemek
- tutturmak
- tutuşturmak
- ulamak
- vurmak
- zorlamak
- afsunlanmak
- ağzına bakakalmak
- aklı gitmek
- aklı kalmak
- alnından öpmek
- ayılıp bayılmak
- başı dönmek
- başına taç etmek
- bayılmak
- bitmek
- büyülenmek
- canı gibi sevmek
- canına değmek
- canının içine sokacağı gelmek
- divanesi olmak
- düşkün olmak
- eğinmek
- gebermek
- gevşemek
- gönlü olmak
- gönül çekmek
- gözleri kamaşmak
- gözü gibi sevmek
- gözü tutmak
- gözünün bebeği gibi sevmek
- hakkını vermek
- hayran kalmak
- hayran olmak
- hazzetmek
- hoşlanmak
- hoşlaşmak
- hoşuna gitmek
- ısınmak
- içi ısınmak
- içine sokacağı gelmek
- iltifat etmek
- kan çekmek
- kanı ısınmak
- kanı kaynamak
- kendinden geçmek
- kesilmek
- lezzet almak
- mayışmak
- mest olmak
- meyletmek
- muhabbet beslemek
- onaylamak
- parmaklarını yemek
- perestiş etmek
- rağbet etmek
- sarmak
- seçmek
- sempati beslemek
- sempati duymak
- sevda çekmek
- sevgi beslemek
- sevmek
- tadına varmak
- tadını almak
- takdir etmek
- takdir eylemek
- tapınmak
- tapmak
- tat almak
- tav olmak
- toz kondurmamak
- tutmak
- üstüne toz kondurmamak
- üzerine toz kondurmamak
- yakınlık duymak
- yamulmak
- yanıp tutuşmak
- yassılmak
- yazılmak
- yeğlemek
- yüz sürmek
- yüzüne bakmaya kıyamamak
- zebunu olmak
- zevk almak
- zevk duymak
- zevki çıkmak
- zevkine varmak
- zevkini çıkarmak
- zevklenmek
- zevkli gelmek
- abluka etmek
- ambargo koymak
- caymak
- çember içine almak
- çeviri yapmak
- değişmek
- değiştirmek
- döndürmek
- dönüştürmek
- etrafını almak
- etrafını sarmak
- geri vermek
- halkalamak
- ihata etmek
- kalp etmek
- kıstırmak
- kordon altına almak
- kumar oynamak
- muhasara etmek
- onarmak
- ortaya almak
- önlemek
- pişirmek
- reddetmek
- sarmak
- sıkıştırmak
- sınırlamak
- tedvir etmek
- yapmak
- yöneltmek
- yönetmek
- akıl etmek
- aklı takılmak
- aklına düşmek
- aklına gelmek
- aklına getirmek
- aklında tutmak
- aklından geçirmek
- aklından geçmek
- aklını kullanmak
- aklını takmak
- alıp vermek
- beyninde şimşekler çakmak
- bir düşüncedir almak
- dalgınlaşmak
- dalmak
- derin derin düşünmek
- düşünceye dalmak
- düşünceye varmak
- düşünüp taşınmak
- farz etmek
- fikir yormak
- gönlünden geçirmek
- gönlünden geçmek
- gönül gezdirmek
- göz önüne getirmek
- gözden geçirmek
- gözünün önüne gelmek
- hayal etmek
- hayal kurmak
- hayale dalmak
- hesap etmek
- hesaplamak
- hesaplaşmak
- içinden geçirmek
- içinden geçmek
- ilgilenmek
- imgelemek
- kafa patlatmak
- kafa yormak
- kafası takılmak
- kafasında şimşek çakmak
- kafasından geçirmek
- kafasını işletmek
- kafasını kullanmak
- kafasını kurcalamak
- kantara çekmek
- kantara vurmak
- kantarlamak
- kara kara düşünmek
- kaygılanmak
- kurmak
- muhakeme etmek
- muhakeme yürütmek
- muhasebesini yapmak
- mütalaa etmek
- niyet etmek
- niyet tutmak
- niyetlenmek
- ölçümlemek
- ölçünmek
- ölçüp biçmek
- pereseye almak
- planlamak
- sanmak
- sarmak
- tahayyül etmek
- tartmak
- tasarımlamak
- tasavvur etmek
- tefekküre dalmak
- teraziye vurmak
- toparlamak
- tutmak
- uslamlamak
- varsaymak
- yedi kubbeli hamam kurmak
- yoğurmak
- yol aramak
- yol çizmek
- yüreğinden geçmek
- zamanlamak
- zihin yormak
- zihnini kurcalamak
- almak
- asmak
- ayağına geçirmek
- ayağını giymek
- azarlanmak
- baş bağlamak
- başına geçirmek
- bürünmek
- çarşaflanmak
- çatmak
- çelmek
- çulu düzeltmek
- çulu düzmek
- donanmak
- fayrap etmek
- geçirmek
- giyinip kuşanmak
- giyinmek
- kılıktan kılığa girmek
- kullanmak
- kuşanmak
- örtünmek
- sarınmak
- sarmak
- sırtına almak
- sırtına geçirmek
- takınmak
- taşımak
- üstüne almak
- üstüne geçirmek
- vurunmak
- açmak
- aferin almak
- afsunlamak
- ağzına baktırmak
- ağzının içine baktırmak
- aklını başından almak
- alkış toplamak
- alkışlanmak
- aranmak
- âşık etmek
- beğendirmek
- beğenilmek
- benimsenmek
- bent etmek
- bir dediği iki olmamak
- büyülemek
- canına değmek
- canını almak
- cezbetmek
- çarpmak
- çekmek
- değmek
- deli etmek
- delirtmek
- elden ele dolaşmak
- ellerde gezmek
- eritmek
- esritmek
- etkilemek
- gevşetmek
- gönlünü çalmak
- gönlünü çelmek
- gönül açmak
- göz almak
- göz doldurmak
- göz doyurmak
- göz kamaştırmak
- göze girmek
- gözüne girmek
- hayran bırakmak
- haz vermek
- hora geçmek
- hoşa gitmek
- hoşuna gitmek
- iç açmak
- ihya etmek
- ikram görmek
- ilahlaşmak
- imrendirmek
- itibar görmek
- kalbine girmek
- kalp fethetmek
- kalp kazanmak
- kanatlandırmak
- kazanmak
- kendini beğendirmek
- kıç attırmak
- kırıp geçirmek
- konuşmak
- kulağı okşamak
- makbul olmak
- makbule geçmek
- memnun etmek
- mest etmek
- nabzına girmek
- nazı geçmek
- peşinden sürüklemek
- ram etmek
- sarhoş etmek
- sarmak
- sayılmak
- sempatisini kazanmak
- sevdirmek
- sevilmek
- sükse yapmak
- şeytan tüyü olmak
- tadına doyum olmamak
- takdir olunmak
- takdirini kazanmak
- tat vermek
- tatmin etmek
- teshir etmek
- tesir etmek
- tutmak
- yakınlık görmek
- yakmak
- yassıltmak
- yüze gülmek
- zevkine gitmek
- zevkini okşamak
- bekitmek
- bitirmek
- cezalandırmak
- çıtçıtlamak
- demirlemek
- durdurmak
- düğmelemek
- engellemek
- hapsetmek
- iliklemek
- indirmek
- kapatmak
- kapısına kilit vurmak
- kenetlemek
- kesmek
- kırpmak
- kısmak
- kilitlemek
- kopçalamak
- mandallamak
- mühürlemek
- önlemek
- rezelemek
- saklamak
- sarmak
- susmak
- susturmak
- sürgülemek
- sürmelemek
- süzmek
- tapalamak
- tıkaçlamak
- tıkamak
- tıpalamak
- tırkazlamak
- yummak
- aramak
- aranmak
- arının yuvasına çöp dürtmek
- ateşle oynamak
- başlatmak
- bela aramak
- belasını aramak
- belayı satın almak
- bokuyla kavga etmek
- cıvımak
- cıvıtmak
- çamura taş atmak
- çamurlaşmak
- çanak açmak
- çanak tutmak
- çatmak
- çıbanın başını koparmak
- çıngar çıkarmak
- çirkefe taş atmak
- dalamak
- dalaşmak
- dalına basmak
- dalına binmek
- damarına basmak
- dırıltı çıkarmak
- dil uzatmak
- dokunmak
- eceline susamak
- elleşmek
- esmayı üstüne sıçratmak
- fincancı katırlarını ürkütmek
- gerize taş atmak
- güneşe karşı işemek
- hınzırlık etmek
- hır çıkarmak
- hırgür çıkarmak
- hırlatmak
- ilişmek
- iş çıkarmak
- kanına susamak
- kaşınmak
- kavga çıkarmak
- kötü kişi olmak
- kuyruğuna basmak
- maraza çıkarmak
- mesele çıkarmak
- öfkesini almak
- öfkesini çıkarmak
- patırtı çıkarmak
- sarkıntılık etmek
- sarmak
- sırtı kaşınmak
- sürtünmek
- tasallut etmek
- tehlikeye atılmak
- uyuyan yılanın kuyruğuna basmak
- yılanın kuyruğuna basmak
- zıddına basmak
- zifos atmak
- abliyi bırakmak
- abliyi kaçırmak
- acayibine gitmek
- afallamak
- afallaşmak
- ağzı açık kalmak
- ağzı bir karış açık kalmak
- ağzını açmak
- ahmaklaşmak
- akıl almamak
- aklı başında olmamak
- aklı başından gitmek
- aklı bokuna karışmak
- aklı durmak
- aklı karışmak
- alıklaşmak
- allak bullak olmak
- apışıp kalmak
- apışmak
- aptallaşmak
- ayağı dolaşmak
- bakakalmak
- basireti bağlanmak
- bastığı yeri bilmemek
- belinlemek
- benildemek
- beyni bulanmak
- beyninden vurulmuşa dönmek
- bir hoş olmak
- bir tuhaf olmak
- bir yaşına daha girmek
- boş bulunmak
- bozuntuya uğramak
- bönleşmek
- budalalaşmak
- buz kesilmek
- çarpılmak
- dili dolaşmak
- dili tutulmak
- donakalmak
- donmak
- donup kalmak
- dudağını ısırmak
- dumanlanmak
- ek bent olmak
- eli böğründe kalmak
- enayileşmek
- eşekten düşmüş karpuza dönmek
- feleği şaşmak
- feleğini şaşırmak
- felfellemek
- garibine gitmek
- garipsemek
- gözlerine inanamamak
- gözlerini fal taşı gibi açmak
- hangi peygambere kulluk edeceğini şaşırmak
- hayret etmek
- hayrete düşmek
- hayretler içinde kalmak
- hayretlere düşmek
- hayrette kalmak
- hoşafın yağı kesilmek
- kabız olmak
- kafası dönmek
- kafası durmak
- kafası karışmak
- kafası yerinde olmamak
- kafayı yemek
- kalakalmak
- kalıp kesilmek
- kan tutmak
- kanı donmak
- karıştırmak
- komaya girmek
- küçük dilini yutmak
- mayışmak
- ne olduğunu bilememek
- nefesi durmak
- nutku tutulmak
- parmağı ağzında kalmak
- parmak ısırmak
- pes demek
- pusulayı şaşırmak
- sağını solunu bilmemek
- salozlaşmak
- sapıtmak
- sarmak
- semeleşmek
- sendelemek
- sersemlemek
- sersemleşmek
- sudan çıkmış balığa dönmek
- şabanlaşmak
- şap gibi donmak
- şap gibi kalmak
- şaşakalmak
- şaşalamak
- şaşırıp kalmak
- şaşırtmak
- şaşkına dönmek
- şaşkınlaşmak
- şaşmak
- taaccüp etmek
- tanlamak
- taş kesilmek
- taşlaşmak
- tavan başına çökmek
- tavan başına yıkılmak
- tersi dönmek
- tuhaflaşmak
- tutulmak
- yaka ısırmak
- yanılmak
- yıldırımla vurulmuşa dönmek
- zihni bulanmak
- zihni karışmak
- asmak
- bantlamak
- birleştirmek
- bitiştirmek
- borçlanmak
- cezalandırmak
- cıvatalamak
- çatmak
- çitmek
- dikmek
- döşemek
- eklemlemek
- geçirmek
- iliklemek
- iliştirmek
- kalmak
- kaynak yapmak
- kaynaştırmak
- kaynatmak
- kenet etmek
- kenetlemek
- kilitlemek
- kondurmak
- kurmak
- kuşanmak
- lehimlemek
- mandallamak
- monte etmek
- önemsemek
- perçinlemek
- raptetmek
- sarmak
- sermek
- soymak
- talik etmek
- tebelleş olmak
- tespit etmek
- teyellemek
- tutturmak
- vermek
- vidalama
- vurmak
- acısını almak
- alçıya almak
- alçıya koymak
- almak
- ameliyat etmek
- ateşini almak
- ayıltmak
- bakım yapmak
- bakmak
- başını çatmak
- bıçak atmak
- birebir gelmek
- boynuz çekmek
- çekmek
- dağlamak
- derdine deva bulmak
- dikiş atmak
- dikmek
- dindirmek
- diriltmek
- dolgu yapmak
- düzenlemek
- emlemek
- hacamat etmek
- hacamatlamak
- hastaneye kaldırmak
- hastaneye yatırmak
- hava vermek
- iflah etmek
- iğne yapmak
- ilaç yazmak
- ilaçlamak
- iyi etmek
- iyileştirmek
- kaldırmak
- kan almak
- kan vermek
- kesmek
- kontrol altına almak
- lapa vurmak
- masaj yapmak
- merhemlemek
- muayene etmek
- ondurmak
- otalamak
- otamak
- pansuman yapmak
- sağaltmak
- sarmak
- su almak
- sülük vurmak
- şifa vermek
- şişe çekmek
- şişe vurmak
- temizlemek
- tımar etmek
- vantuz çekmek
- yakı açmak
- yakı vurmak
HECELEME
sar-mak SARMAK KELİMESİNİN ANLAMLARI VE ÖRNEKLER
- [fiil] [-i] Çevresini çevirmek, çepeçevre dolanmak, çevrelemek
- [fiil] Kuşatmak, çevirmek, ihata etmekÖrnek: Gece, ahenk içinde divanımı/ Şenlendirse pırıl pırıl rakkaseler / Gece, gece, her yanımı / Sarsa güller, laleler, menekşeler
- [fiil] Dolayında yer almak
- [fiil] Yayılıp etkisi altına almak, kaplamakÖrnek: Kültür düşüklüğündeki çöküş, yaygın bir hastalık gibi sarar toplumu.
- [fiil] ÖrtmekÖrnek: Ah işte tövbe ettik bütün suçlarımızdan / Bir gaflet perdesiydi gözlerimizi saran
- [fiil] Kucaklamak
- [fiil] Yumak yapmakÖrnek: İpliği sarmak.
- [fiil] Şerit, ip vb. şeyler dolaşmak
- [fiil] Kâğıt veya bir bitki yaprağıyla dürmekÖrnek: Sardığı sigarayı tabakasına yerleştiriyor.
- [fiil] [-e] Sarılıp tırmanmakÖrnek: Asma çardağı sardı.
- [fiil] [-e] [-i] Bir şeyi başka bir şeyin içine koyup onunla kaplamakÖrnek: Kitabı kâğıda sarmak.
- [fiil] Taşıt tırmanmak, yükseğe doğru çıkmak
- [fiil] Saldırmak, hücum etmekÖrnek: Faik Efendi biliyordu ki saracaklar hem de fena saracaklar.
- [fiil] Bir görev veya işin yerine getirilmesini başkasına yüklemek
- [fiil] [mecaz] Sözle saldırmak, tedirgin etmekÖrnek: Evdekilerin hepsi bana sarıyor.
- [fiil] [mecaz] Hoşuna gitmek, zevkini okşamakÖrnek: Bu canlılık, insanı on yıl önce görmüş olduğum muhteşem yazdan daha başka türlü sarıyordu.
Kelime kaynağı: TDK Güncel Türkçe Sözlük