sert
Köken: Farsça (serd)
[sıfat] Çizilmesi, kırılması, buruşması, kesilmesi veya çiğnenmesi güç olan, pek, katı, yumuşak karşıtı
SERT İLE BENZER OLAN KELİMELER
SERT İLE BENZER OLABİLECEK DİĞER KELİMELER
- acur
- bağırtkan
- boşboğaz
- bulaşkan
- cadaloz
- cadı
- cadı gibi
- cafcaf
- canavar gibi
- çamur
- çamur gibi
- çatak
- dili uzun
- edepsiz
- elekçi
- eli bayraklı
- eli maşalı
- eli sopalı
- farfaracı
- geveze
- gürültücü
- kaz
- konuşkan
- mahalle karısı
- mikrop
- muacciz
- mütecaviz
- pençeli
- saldırgan
- saldırıcı
- sataşkan
- sert
- şamatacı
- şirret
- velveleci
- yaygaracı
- zehir hafiye
- zırlak
- zilli
- aksi
- alıngan
- asabi
- asi
- aznavur
- belalı
- bulaşık
- çarpık
- çeper
- çetin ceviz
- çıtak
- çifteli
- damarlı
- darılgan
- dırdırcı
- didişken
- dirliksiz
- dokuz köyden kovulmuş
- domuz gibi
- dövüşken
- hassas
- hazımsız
- hırçın
- hırıltıcı
- hoşgörüsüz
- huylu
- imtizaçsız
- inatçı
- ispenç horozu
- isyancı
- isyankâr
- itaatsiz
- itirazcı
- kara damaklı
- kargaşacı
- kavga kaşağısı
- kavgacı
- kırılgan
- küseğen
- limoni
- maraz
- mart havası gibi
- meymenetsiz
- mızıkçı
- müsamahasız
- ordubozan
- osuruğu cinli
- oyunbozan
- serkeş
- sert
- sinir küpü
- sinirli
- somurtkan
- sorutkan
- soyka
- suratsız
- şallak
- tabiatsız
- titiz
- toleranssız
- uzlaşmaz
- yırtıcı
- zilli
- acar
- adaleli
- arkası pek
- aslan gibi
- babayiğit
- balyoz gibi
- baskın
- benim diyen
- beton gibi
- boğa gibi
- böke
- çelimli
- çepel
- dayanıklı
- demir gibi
- demir leblebi
- dinç
- dirençli
- dişlek
- dişli
- dişli tırnaklı
- egemen
- eli ağır
- enerjik
- ensesi kalın
- erkli
- forslu
- güçlü kuvvetli
- gürbüz
- iktidarlı
- kadir
- kale gibi
- kaslı
- kavi
- kelli felli
- kızgın
- kızışık
- kolu uzun
- kudretli
- kuvvetli
- metin
- muazzam
- muktedir
- nafiz
- nüfuzlu
- otoriter
- pehlivan
- pençeli
- potansiyel
- sağlıklı
- sert
- şedit
- takatli
- tunç bilekli
- turp gibi
- yavuz
- yeğin
- yetkeli
- yiğit
- yüksek
- zabit
- zağlı
- zinde
- zorlu
- abullabut
- acur
- ahlat
- amiyane
- ayı
- ayı gibi
- ayıboğan
- ayıcı
- balta
- barbar
- bedevi
- büyük
- çiğ
- çirkin
- dağ adamı
- dağ ayısı
- dağdan inme
- dağlı
- dalyarak
- dan dan
- densiz
- dili pabuç kadar
- dili uzun
- dili zifir
- dingil
- düşüncesiz
- edepsiz
- eşek
- eşek gibi
- eşekçe
- galiz
- gelişigüzel
- görgüsüz
- ham
- ham ervah
- hamhalat
- hantal
- harfendaz
- hayvan
- hayvan gibi
- hırbo
- hırt
- hıyar
- hıyarağa
- hıyarağası
- hoyrat
- hürmetsiz
- iğrenç
- kaba saba
- kabak
- kalas
- kalas gibi
- kalın
- katır
- kaval
- kazma
- kereste
- kıç
- kırıcı
- kinci
- kötü
- kubat
- küstah
- maganda
- meşe odunu
- münasebetsiz
- müstekreh
- nadan
- nezaketsiz
- nobran
- odun
- odun gibi
- orman kaçkını
- orman kibarı
- öküz
- pis
- riayetsiz
- sakil
- sallapati
- saygısız
- selamsız sabahsız
- semerli
- sert
- seviyesiz
- şeddeli eşek
- şenlik görmemiş
- terbiyesiz
- tiksindirici
- vahşi
- yabani
- yarma
- yobaz
- yoz
- zevksiz
HECELEME
sert SERT KELİMESİNİN ANLAMLARI VE ÖRNEKLER
- [sıfat] Çizilmesi, kırılması, buruşması, kesilmesi veya çiğnenmesi güç olan, pek, katı, yumuşak karşıtıÖrnek: Sert tahta.
- [sıfat] Esnekliği az olan, kolayca eğilip bükülmeyenÖrnek: Tabakanın sert yaylı kapağını tak diye kapatıyor.
- [sıfat] Kolay dayanılmayan, zor katlanılan, etkili, yumuşak karşıtıÖrnek: Sert iklim. Sert hava.
- [sıfat] Güçlü kuvvetliÖrnek: Kapıyı kapadı, döndü, sert adımlarla ilerledi.
- [sıfat] Sarsıcı niteliği olan, çarpıcı, keskin, hafif karşıtıÖrnek: Sert şarap. Sert tütün.
- [sıfat] Bağışlaması, hoşgörüsü olmayanÖrnek: Birçokları beni dik ve sert olduğum için belki sevmiyorlardı.
- [sıfat] Gönül kırıcı, katı, ters
- [zarf] Gönül kırıcı, katı, ters bir biçimdeÖrnek: Ben de ona bile bile sert çıkıştım.
- [zarf] [mecaz] Hırçın, öfkeli, hiddetliÖrnek: Zaten Atatürk'ün ne vakit öfkesine kapılarak herhangi bir kimseye karşı herhangi bir sert harekette bulunduğunu kim hatırlar?
- [zarf] [mecaz] Titizlikle uygulanan, sıkıÖrnek: Sert bir yönetim.
- [zarf] [dil bilgisi] Ciğerlerden gelen havanın ağız boşluğundaki tam kapalı veya yarı kapalı engellere çarpmasıyla oluşan (ünsüz), titreşimsiz, süreksiz, ötümsüz, tonsuz, sedasız
Kelime kaynağı: TDK Güncel Türkçe Sözlük