takıntı
[isim] Bir durum ve sorunla ilişkisi olan başka durum veya sorun
TAKINTI İLE BENZER OLABİLECEK DİĞER KELİMELER
- açık
- açık kredi
- akreditif
- alacak
- alacak verecek
- ariyet
- askı
- avans
- borç harç
- çorba
- dekont
- dış borç
- düyun
- eğreti
- emanet
- gönül borcu
- görev
- hesap
- iare
- ikraz
- iktibas
- ipotek
- istiare
- istikraz
- kredi
- kredi mektubu
- matlup
- minnet
- minnettarlık
- müdana
- namus borcu
- ödev
- ödünç
- ödünçleme
- öndelik
- şükran
- takanak
- takıntı
- taksit
- teslim tesellüm
- tuz ekmek hakkı
- vecibe
- verecek
- veresiye
- yükümlülük
- zimmet
- zorunluluk
- ağırlık
- akarsu
- aksesuar
- alınlık
- altın
- arma
- armudiye
- asım takım
- askı
- beşibirarada
- beşibirlik
- beşibiryerde
- bijuteri
- bilezik
- boncuk
- broş
- burma
- cevahir
- cıcık
- cıncık boncuk
- cıngıl
- çelenk
- elmas
- gelgel
- gerdanlık
- halhal
- halka
- hazine
- hazne
- hızma
- iğne
- inci
- incik boncuk
- kolçak
- kolye
- kuyum
- künye
- küpe
- madalyon
- mücevherat
- pandantif
- pat
- pazubent
- roza
- süs püs
- takı
- takıntı
- yüzük
- zincir
- adaklı
- aftos
- aman
- armatör
- âşık
- âşıktaş
- aşna fişne
- belalı
- canan
- cariye
- ciğerpare
- çapkın
- çürük
- dilber
- dost
- eski göz ağrısı
- flört
- gacı
- gazoz
- gönüldaş
- gözde
- habip
- helalli
- hovarda
- ilk göz ağrısı
- jigolo
- kapama
- kapatma
- kırık
- kız
- mahbube
- mahbup
- manita
- mantinota
- maşuk
- maşuka
- mayhoş
- metres
- namzet
- nikâhsız
- nişanlı
- odalık
- oynaş
- paçoz
- romantik
- sevimli
- sözlü
- takıntı
- uskumru
- uzatmalı nişanlı
- yar
- yavuklu
- yiyici
- zamazingo
- zamkinos
HECELEME
ta-kın-tı TAKINTI KELİMESİNİN ANLAMLARI VE ÖRNEKLER
- [isim] Bir durum ve sorunla ilişkisi olan başka durum veya sorunÖrnek: Uykum kaçınca aklım bir şeye takılır ve o takıntıyı savuşturuncaya kadar gözüme uyku girmez.
- [isim] Bütünlemeye kalınan ders
- [isim] Küçük, önemsiz borç
- [isim] [ruh bilimi] Bir şeye hastalık derecesinde düşkünlük, obsesyonÖrnek: Sözünü ettiğim takıntı bana rahmetli babamdan miras kaldı.
- [isim] [argo] İlişki kurulan kimse
Kelime kaynağı: TDK Güncel Türkçe Sözlük