tutuşmak
[fiil] [-e] Birbirini tutmak, birbirine ilişip dokunmak
TUTUŞMAK İLE BENZER OLABİLECEK DİĞER KELİMELER
- açılmak
- adım atmak
- atılmak
- başlamak
- başvurmak
- bayrak açmak
- birleşmek
- bismillah demek
- bulaşmak
- davranmak
- demek
- denemek
- dövüşmek
- düzülmek
- el atmak
- eyleme geçmek
- faaliyete geçmek
- fayrap etmek
- girmek
- hâline bakmamak
- hamle etmek
- hamle yapmak
- hareket etmek
- harekete geçmek
- haydamak
- iş tutmak
- işbaşı yapmak
- kalkışmak
- kalkmak
- kapısını çalmak
- kapıyı açmak
- kolları sıvamak
- koyulmak
- müracaat etmek
- müracaatta bulunmak
- ortaya atılmak
- ortaya çıkmak
- paçaları sıvamak
- perdelerini açmak
- saldırmak
- sarılmak
- sıfırdan başlamak
- sıvanmak
- siftah etmek
- siftahlamak
- şeytanın ayağını kırmak
- şeytanın bacağını kırmak
- temel atmak
- teşebbüs etmek
- teşebbüse geçmek
- teşebbüsü ele almak
- tevessül etmek
- tezgâhı kurmak
- tutmak
- tutturmak
- tutuşmak
- uvertür yapmak
- yeltenmek
- yerini yapmak
- yumulmak
- acımak
- ağrımak
- alazlanmak
- alev almak
- alevlenmek
- alışmak
- âşık olmak
- ateş almak
- ateş çıkmak
- ateşlenmek
- dağlanmak
- değersizleşmek
- harıldamak
- harlamak
- ısınmak
- için için yanmak
- ipilemek
- istemek
- iştial etmek
- kavrulmak
- kıvılcımlanmak
- kor dökmek
- korlanmak
- kömürleşmek
- kül olmak
- mahvolmak
- parlamak
- pavkırmak
- siyahlaşmak
- tutmak
- tutuşmak
- ütülenmek
- ütülmek
- üzülmek
- yalazlanmak
- yıpranmak
- artırmak
- aşık atmak
- at oynatmak
- atışmak
- atlamak
- atmak
- bahse girmek
- başa güreşmek
- boy ölçüşmek
- çekişmek
- çıkışmak
- dövüşmek
- güreş tutmak
- güreşmek
- iddialaşmak
- iddiaya girmek
- iddiaya tutuşmak
- kaldırmak
- karşılaşmak
- kaymak
- kıyışmak
- koşmak
- kürek çekmek
- lades tutuşmak
- maç yapmak
- müsabakaya girmek
- oynamak
- oyun çıkarmak
- ölçüşmek
- rekabet etmek
- tutuşmak
- yarış etmek
- yüzmek
HECELEME
tu-tuş-mak TUTUŞMAK KELİMESİNİN ANLAMLARI VE ÖRNEKLER
- [fiil] [-e] Birbirini tutmak, birbirine ilişip dokunmak
- [fiil] Bir işe başlamak, girişmekÖrnek: İki ordu bir harbe daha tutuştular.
- [fiil] [nesnesiz] Yanmaya başlamak, ateş almakÖrnek: Bu fenerleri birbirine bağlayan çiçekli askılardaki küçük lambalar tutuştu.
- [fiil] [nesnesiz] Kızarmak, kızıllaşmakÖrnek: Karşı dağlarda tutuşmuş gibi gül bahçeleri / Koyu bir kırmızılık gökten ayırmada yeri
- [fiil] [nesnesiz] [mecaz] Telaşlanmak
Kelime kaynağı: TDK Güncel Türkçe Sözlük