uçuk
[sıfat] Uçmuş, soluk
UÇUK İLE BENZER OLABİLECEK DİĞER KELİMELER
- açık seçik
- akıcı
- aleni
- apaçık
- aşikâr
- ayan beyan
- aydın
- aydınlık
- bariz
- belirgin
- belirli
- belli
- berrak
- borç
- boş
- bulutsuz
- celi
- çıplak
- degaje
- dekolte
- deşifre
- dış
- dolambaçsız
- dolaşıksız
- dupduru
- duru
- eksik
- fasih
- futbolcu
- gedik
- geniş
- gün gibi açık
- hoşgörülü
- kabak gibi
- kesin
- kuşkusuz
- malum
- münhal
- net
- ortada
- sarih
- saydam
- selis
- seyrek
- şeffaf
- uçuk
- ulu orta
- uzak
- vazıh
- ağdalı
- anlaşılmaz
- anonim
- armalı
- belgisiz
- belirtisiz
- belli belirsiz
- bilinemez
- bilinmedik
- bilinmeyen
- bilinmez
- bulanık
- cinaslı
- çatal
- dolambaçlı
- esrar kumkuması
- esrarengiz
- esrarlı
- gizemli
- gizli
- gizli kapaklı
- gölgeli
- hayal meyal
- ılgım salgım
- imalı
- kaçamaklı
- kapalı
- karanlık
- karışık
- kinayeli
- lastikli
- malum değil
- mecazi
- mecazlı
- meçhul
- meçhulat
- meşkûk
- muammalı
- muğlak
- müphem
- ne idiği belirsiz
- örtülü
- Rufailer karışır
- rumuzlu
- tartışmalı
- tuhaf
- tumturaklı
- uçuk
- üstü kapalı
- vuzuhsuz
- ağır yara
- akarca
- apse
- arpacık
- aslanpençesi
- bağa
- bela
- bere
- bertik
- beze
- cerahat
- ceriha
- cıdağı
- cırmık
- çatlak
- çıban
- çıkık
- çizik
- çizinti
- çürük
- dert
- dilcik
- dolama
- döküntü
- egzama
- ergenlik
- etyaran
- ezik
- faça
- fiske
- fistül
- gelincik
- Halep çıbanı
- hıyarcık
- ısırgın
- incik
- isilik
- itdirseği
- kan çıbanı
- kangren
- karha
- kesik
- kırık
- kızılyara
- kızılyörük
- kist
- kovuk
- köpekmemesi
- köstebek
- köstebek illeti
- kurbağacık
- kurdeşen
- kurlağan
- mayasıl
- nasır
- sınık
- sıraca
- sıyrık
- sıyrıntı
- siğil
- sivilce
- Şark çıbanı
- şerha
- şirpençe
- temriye
- tırmık
- travma
- uçuk
- uyuz
- ülser
- ürtiker
- varis
- yağır
- yanık
- yara bere
- yarık
- yenirce
- yılancık
- yumurcak
HECELEME
u-çuk UÇUK KELİMESİNİN ANLAMLARI VE ÖRNEKLER
- [sıfat] Uçmuş, solukÖrnek: Musikimiz, bizim durgun ruhumuzun, sakin düşüncelerimizin, uçuk benzimizin tercümanıdır.
- [sıfat] Açık (renk)Örnek: Uçuk siyah renkli çarşaf pelerinin önü açık.
- [sıfat] Hafif, belirsizÖrnek: Ruhsar Hanım uçuk bir gülümsemeyle kapıya süzüldü gitti, birkaç saat içinde birkaç yıl daha yaşlanıvermiş kadıncağız.
- [sıfat] [mecaz] Abartılı, çok yüksek, çok fazla
- [sıfat] [mecaz] Deli dolu
- [isim] [tıp] Ateşli hastalıklar, ruhsal bunalımlar veya korku sonucu genellikle dudakta beliren kabarcık
Kelime kaynağı: TDK Güncel Türkçe Sözlük