yüklü
[sıfat] Yükü olan, mahmul
YÜKLÜ İLE BENZER OLABİLECEK DİĞER KELİMELER
- ağır ağır
- ağız dolusu
- akın akın
- artık
- astronomik rakam
- aşırı
- aşırı taşırı
- aşkın
- avuç avuç
- avuç dolusu
- bereketli
- bilek gibi
- binlerce
- birçok
- bolca
- bunca
- but
- cömertçe
- çok
- derecesiz
- derya gibi
- deste
- dolgun
- dolu
- doya doya
- doyasıya
- dünya kadar
- etek dolusu
- etek etek
- ferah ferah
- fersah fersah
- fevç fevç
- gani gani
- geniş
- gırtlağına kadar
- haddi hesabı yok
- hadsiz hesapsız
- hatırı sayılır
- hesaba gelmez
- hesabı yok
- ıklım tıklım
- içki
- it sürüsü kadar
- itin kuyruğunda
- kıyamet
- kıyamet gibi
- kıyamet kadar
- külliyetli
- mebzul
- müteaddit
- nice
- onca
- ongun
- ölçüsüz
- pos
- pür
- sayısını Allah bilir
- sayısız
- sık
- sonsuz
- su gibi
- sürü sepet
- sürü sürü
- tarifsiz
- tomar
- tonla
- tümen tümen
- uçsuz bucaksız
- uzun
- yeter de artar
- yığınla
- yoğun
- yüklü
- yüksek
- ziyade
- adam olmak
- ağır
- altın
- aykırı
- aziz
- baş tacı
- başköşe
- bir yana
- değerli
- değimli
- dişe dokunur
- elmas gibi
- fındık altını
- geçer akçe
- haysiyetli
- hazine
- kıymetlenmek
- kıymetli
- kıymettar
- kulak
- meziyetli
- mükellef
- müzelik
- örnek
- paha biçilmez
- pahalılaşmak
- pırlanta gibi
- putlaşmak
- seviyeli
- yüklü
- yüksek
- yükte hafif pahada ağır
- zam gelmek
- zam görmek
- zikıymet
- afyonlu
- akşamcı
- akşamdan kalma
- akşamdan kalmış
- alkolik
- alkollü
- ayyaş
- başı dumanlı
- bekri
- biracı
- bulut
- bulut gibi
- coşkun
- çağanoz
- çakırkeyif
- demkeş
- dumanlı
- dut
- esrik
- evliya
- fıçı
- fitil
- fitil gibi
- gibi
- gök kandil
- gündüzcü
- harabati
- harap
- harman
- hay
- hayalet
- içici
- içkici
- içkili
- ispirtocu
- kafası dumanlı
- kandil
- kandilli
- kelle
- keyif
- keyif hâli
- kırba
- kozmonot
- köftün
- küfelik
- küp
- küp gibi
- küplü
- küskütük
- kütük gibi
- leş gibi sarhoş
- mahmur
- mastor
- mastur
- matiz
- mazot
- mest
- mutlu
- paşa
- pestil
- peygamber
- pilot
- rakıcı
- sermest
- şarapçı
- taş gibi
- tayyare
- tıpa
- turşu
- tütsülü
- uçak
- vapur
- yüklü
- zil
- zom
- zurna gibi
- ağa
- Allah yürü ya kulum demiş
- altın küpü
- altın yumurtlayan tavuk
- alyon
- Amerika
- anamalcı
- banka
- banka gibi
- banker
- baro
- bay
- bey
- bitli
- eli bol
- eli geniş
- ensesi kalın
- eşraf
- ferah fahur
- gani
- gönç
- gönençli
- hacıağa
- hâli vakti yerinde
- kalantor
- kalın
- kapitalist
- Karun
- kaymak tabakası
- kaymak takımı
- kelli felli
- kerli ferli
- kibar
- kirli çıkı
- kral
- lort
- lort gibi
- maden
- milyarder
- milyoner
- muhteşem
- müreffeh
- para babası
- paralı
- rantiye
- sağlam
- sermayeci
- sermayedar
- sosyete
- sucuk
- tüylü
- variyetli
- varlıklı
- varsıl
- verimli
- yağlı
- yollu
- yüklü
HECELEME
yük-lü YÜKLÜ KELİMESİNİN ANLAMLARI VE ÖRNEKLER
- [sıfat] Yükü olan, mahmul
- [sıfat] Yapılacak işi çok olanÖrnek: O çok yüklü, bu işi başkasına verelim.
- [sıfat] Çok çalışmayı gerektirenÖrnek: Bu yılki ders programı çok yüklü.
- [sıfat] Çok fazla, pek çokÖrnek: Yüklü servetini cömertçe harcamaması nedeniyle piyasada para sıkıntısı baş gösterdi.
- [sıfat] Bir duyguyu, bir olguyu içinde veya üzerinde fazlaca bulunduranÖrnek: Romanları, denemeleri hep kültürle yüklü ve A. Hamdi'nin kişiselliği kadar çok yanlı, zengindi.
- [sıfat] [argo] Çok sarhoş
- [sıfat] [argo] Paralı, varlıklı
- [sıfat] [halk ağzında] Gebe
Kelime kaynağı: TDK Güncel Türkçe Sözlük