yaman
[sıfat] Güç, etki veya beceri bakımından alışılmışın üzerinde olan (kimse)
YAMAN İLE BENZER OLABİLECEK DİĞER KELİMELER
- adam gibi
- alabildiğine
- bal gibi
- bir güzel
- büsbütün
- çıldırasıya
- çılgınca
- çılgıncasına
- çok
- deli gibi
- delice
- delicesine
- derin derin
- domuz gibi
- domuzuna
- enikonu
- enine boyuna
- esaslı
- ezici
- fazlasıyla
- fena hâlde
- gayet
- gayetle
- gırla
- gül gibi
- güzelce
- hakkıyla
- hem de nasıl
- imanına kadar
- iyice
- iyicene
- iyiden iyiye
- katmerli
- kemiğine kadar
- kemiklerine kadar
- koyu koyu
- layıkıyla
- mükemmelen
- nasıl
- ne
- ne denli
- ne kadar
- o kadar
- olabildiğince
- oldukça
- öldüresiye
- ölesiye
- ömre bedel
- öyle
- öylesine
- pek çok
- pir
- sapına kadar
- sıkı
- sıkı sıkı
- sıkı sıkıya
- sıkıca
- sırılsıklam
- sırsıklam
- sıvırya
- son derece
- su gibi
- şöylesine
- üstün
- yakinen
- yaman
- yerden göğe kadar
- zehir gibi
- ziyadesiyle
- acar
- açıkgöz
- ağaca çıksa pabucu yerde kalmaz
- akıllı
- anık
- argın
- cadı gibi
- cambaz
- cevherli
- çalışkan
- çevrimli
- dâhi
- değimli
- deha
- dili yatkın
- dirayetli
- eli çabuk
- eli hafif
- eli uz
- eli yatkın
- eli yordamlı
- eline çabuk
- er
- evirgen
- gemisini kurtaran kaptan
- hayat adamı
- hünerli
- idareci
- idareli
- istidat
- istidatlı
- iş eri
- işgüzar
- kabiliyetli
- kafalı
- kan kırmızı
- kifayetli
- kral
- kuş gibi
- liyakat sahibi
- liyakatli
- maharetli
- mahir
- marifetli
- müstait
- olçum
- öke
- parlak
- pratik
- sanatkâr
- şahbaz
- şeytan çekici
- talimli
- tirendaz
- usta
- uz
- yaman
- yatkın
- yetenekli
- yeterli
- yıldız
- yordamlı
- zanaatçı
- zanaatkâr
- zehir gibi
- acı
- adi
- ağılı
- aşağı
- aynasız
- badem
- bakır çalığı
- bayağı
- bed
- belalı
- berbat
- besbeter
- beş beter
- bet
- beter
- bitik
- bok
- bok üstün bok
- boktan
- bombok
- boru
- bozuk
- cenabet
- çarşaf
- çirkef
- dandik
- dik âlâsı
- dokuncalı
- duman
- düşük
- edna
- ele alınmaz
- evlere şenlik
- facia
- fasit
- feci
- felaket
- fena
- foto
- habis
- hain
- hava
- hazin
- ıskarta
- içten pazarlıklı
- iğrenç
- ingin
- iş yok
- ite atsan yemez
- kaba
- kahpe
- kaka
- kan kırmızı
- kara
- kargışlı
- kem
- kesik
- kırık
- kirli
- korkunç
- kötücül
- lanet
- madara
- mantar
- marda
- mayası bozuk
- mekruh
- melun
- meret
- mezbele
- mikrop
- muzır
- muzur
- nadan
- nahoş
- niteliksiz
- olağanüstü
- olumsuz
- paspal
- pis
- pislik
- rezalet
- rezil
- sıhhatsiz
- şeni
- şirret
- tahripkâr
- tehlikeli
- tiksindirici
- vahim
- yaman
- yavuz
- yengen
- yetersiz
- yıkıcı
- yoksul
- zalim
- zararlı
- zehirli
- zıkkım
- ziyankâr
HECELEME
ya-man YAMAN KELİMESİNİN ANLAMLARI VE ÖRNEKLER
- [sıfat] Güç, etki veya beceri bakımından alışılmışın üzerinde olan (kimse)Örnek: Sen yaman bir inkılapçı olacaksın Yıldız.
- [sıfat] Kötü, korkulan (kimse)
- [sıfat] Alışılmadık, olağanın dışındaÖrnek: Köhne çatısı yaman bir gürültü ile birdenbire sarsıldı.
Kelime kaynağı: TDK Güncel Türkçe Sözlük