yoksul
[sıfat] Geçinmekte çok sıkıntı çeken (kimse, toplum, ülke), parasız, yoksuz, varlıksız, variyetsiz, fakir, fukara, zengin, varsıl karşıtı
YOKSUL İLE BENZER OLAN KELİMELER
- abazan
- aç
- aç biilaç
- batakçı
- batkın
- behresiz
- beş parasız
- bibehre
- bitik
- bitli
- cıbıl
- çıplak
- çulsuz
- dek
- devlet düşkünü
- dişsiz
- donsuz
- düşkün
- ekmeksiz
- eli dar
- ezgin
- fakir
- fodlacı
- fukara
- geda
- hafif
- hasta
- kılkuyruk
- kokoroz
- kokoz
- kösele
- kötü
- kuskunsuz
- kuskunu düşük
- lümpen
- mahrum
- mangırsız
- meteliksiz
- muhtaç
- müflis
- nasipsiz
- ocaksız
- on parasız
- parasız
- perişan
- pulsuz
- sefil
- sersefil
- temiz
- tın tın
- tıngır
- tırıl
- varlıksız
- yetersiz
- yok yoksul
- yoksun
- yoksuz
- yolsuz
- zil
- züğürt
- züğürtlemek
YOKSUL İLE BENZER OLABİLECEK DİĞER KELİMELER
- ağır
- ağrılı
- aksırıklı tıksırıklı
- algın
- arızalı
- ateşli
- baygın
- bereli
- bunlu
- çipil
- dert sahibi
- dertli
- gidici
- hâlsiz
- hastalıklı
- hastanelik
- hekimlik
- illet
- illetli
- keyifsiz
- komalık
- malul
- marazlı
- mariz
- mecalsiz
- meraklı
- mizaçsız
- musap
- mustarip
- müşteri
- o yolun yolcusu
- öksürüklü tıksırıklı
- ölümcül
- ölümsek
- pestil
- problem
- rahatsız
- raporlu
- sağlıksız
- sakat
- sayrı
- sedyelik
- sergin
- sıhhatsiz
- süngüsü düşük
- takatsiz
- tedirgin
- teneşirlik
- titiz
- uyuşuk
- yaralı
- yarım
- yarım adam
- yatalak
- yoksul
- yolcu
- acı
- adi
- ağılı
- aşağı
- aynasız
- badem
- bakır çalığı
- bayağı
- bed
- belalı
- berbat
- besbeter
- beş beter
- bet
- beter
- bok
- bok üstün bok
- boktan
- bombok
- boru
- bozuk
- cenabet
- çarşaf
- çirkef
- dandik
- dik âlâsı
- dokuncalı
- duman
- düşük
- edna
- ele alınmaz
- evlere şenlik
- facia
- fasit
- feci
- felaket
- fena
- foto
- habis
- hain
- hava
- hazin
- ıskarta
- içten pazarlıklı
- iğrenç
- ingin
- iş yok
- ite atsan yemez
- kaba
- kahpe
- kaka
- kan kırmızı
- kara
- kargışlı
- kem
- kesik
- kırık
- kirli
- korkunç
- kötücül
- lanet
- madara
- mantar
- marda
- mayası bozuk
- mekruh
- melun
- meret
- mezbele
- mikrop
- muzır
- muzur
- nadan
- nahoş
- niteliksiz
- olağanüstü
- olumsuz
- paspal
- pis
- pislik
- rezalet
- rezil
- sıhhatsiz
- şeni
- şirret
- tahripkâr
- tehlikeli
- tiksindirici
- vahim
- yaman
- yavuz
- yengen
- yıkıcı
- yoksul
- zalim
- zararlı
- zehirli
- zıkkım
- ziyankâr
- ak pak
- arı
- arık
- bakımlı
- bal dök de yala
- beyaz
- billur gibi
- buz gibi
- çiçek gibi
- dezenfekte
- elmas gibi
- gıcır gıcır
- halis
- ismet
- kar gibi
- kaymak gibi
- kılıklı
- lekesiz
- mikropsuz
- mis gibi
- misk gibi
- mum gibi
- musaffa
- namuslu
- nurlu
- ölü
- özenli
- pak
- pastörize
- pırıl pırıl
- pirüpak
- poker
- saf
- sağlıklı
- sakız gibi
- sili
- steril
- sterilize
- süt gibi
- şartlı
- temiz pak
- tertemiz
- tiril tiril
- yoksul
- yunmuş arınmış
- yunmuş yıkanmış
- aç açık kalmak
- aç kalmak
- aç susuz kalmak
- bacası tütmez olmak
- başı daralmak
- başı darda kalmak
- başı sıkılmak
- başı sıkışmak
- beş parasız kalmak
- boşalmak
- burnunu çekmek
- dara düşmek
- darda bulunmak
- darda kalmak
- durumu bozulmak
- düşkünleşmek
- düşmek
- fakir düşmek
- fakirleşmek
- hafiflemek
- iflas etmek
- ikbali sönmek
- ipten kuşak kuşanmak
- köpeklemek
- kuru hasır üstünde kalmak
- kuru kilim üstünde kalmak
- kuru tahtada kalmak
- kül olmak
- mahvolmak
- miras yemek
- sebepsiz kalmak
- sıfırı tüketmek
- sıkılmak
- sıkıntıya düşmek
- sıkışmak
- sürünmek
- tın tın ötmek
- tırıllamak
- uçan kuşa borcu olmak
- uyuz olmak
- yoksul
- yoksullaşmak
- zarar etmek
- züğürtleşmek
HECELEME
yok-sul YOKSUL KELİMESİNİN ANLAMLARI VE ÖRNEKLER
- [sıfat] Geçinmekte çok sıkıntı çeken (kimse, toplum, ülke), parasız, yoksuz, varlıksız, variyetsiz, fakir, fukara, zengin, varsıl karşıtıÖrnek: O kadar yoksulmuş ki rüyasında bile eline para değmemiş.
- [sıfat] [mecaz] İstenilen nitelikte ve özellikte olmayan, yetersizÖrnek: Yazılarını okudum, sözlerini dinledim, bilgice onu biraz yoksul buldum.
Kelime kaynağı: TDK Güncel Türkçe Sözlük