çağırmak
[fiil] [-i] Birinin gelmesini kendisine yüksek sesle söylemek, seslenmek
ÇAĞIRMAK İLE BENZER OLAN KELİMELER
ÇAĞIRMAK İLE BENZER OLABİLECEK DİĞER KELİMELER
- anlamak
- bildirmek
- bülbül gibi okumak
- büyülemek
- çağırmak
- ders çalışmak
- devirmek
- devretmek
- göz atmak
- göz gezdirmek
- gözden geçirmek
- hatim indirmek
- hatmetmek
- hecelemek
- içinden okumak
- incelemek
- inşat etmek
- karıştırmak
- kıraat etmek
- konuşmak
- mezun olmak
- mütalaa etmek
- öğrenmek
- sökmek
- sövmek
- su gibi okumak
- yazıyı çıkarmak
- yazıyı sökmek
- yüzünden okumak
- abideleşmek
- ad almak
- ad yapmak
- adam olmak
- adı çıkmak
- adı deliye çıkmak
- adı duyulmak
- adı kalmak
- adı olmak
- adlanmak
- anıtlaşmak
- çağırmak
- dillerde dolaşmak
- dillerde gezmek
- isim yapmak
- meşhur olmak
- nam salmak
- nam vermek
- parlamak
- parmakla gösterilmek
- şan vermek
- şöhret bulmak
- şöhret kazanmak
- şöhret salmak
- şöhreti dünyayı tutmak
- tanınmak
- tarihe geçmek
- ün almak
- ün kazanmak
- üne kavuşmak
- yıldızı parlamak
- acısını çıkarmak
- aktarmak
- arz etmek
- atlamak
- attırmak
- bahşetmek
- ballandırmak
- bastırmak
- başına çalmak
- bayılmak
- bırakmak
- çağırmak
- çalıştırmak
- çekmek
- çıkarmak
- çıkmak
- çiftleşmek
- dayamak
- devretmek
- dökülmek
- elden çıkarmak
- eline tutuşturmak
- evlendirmek
- gazlamak
- gelmek
- gezdirmek
- gönlünden kopmak
- görmek
- gözünü doyurmak
- hamletmek
- hediye etmek
- helal etmek
- helallik vermek
- hibe etmek
- iade etmek
- ikram etmek
- iletmek
- işlemek
- ithaf etmek
- iyi etmek
- kamanço etmek
- kıymak
- koklatmak
- lütfetmek
- ödemek
- öksürmek
- peşkeş çekmek
- sahip kılmak
- sarkıtmak
- satmak
- sebil etmek
- sıkıştırmak
- sökülmek
- sundurmak
- sunmak
- takdim etmek
- takılmak
- takmak
- temlik etmek
- teslim etmek
- tevcih etmek
- tevdi etmek
- toka etmek
- topraklandırmak
- toslamak
- tutmak
- tutuşturmak
- uçlanmak
- uzatmak
- vazgeçmek
- yağdırmak
- yandırmak
- yaymak
- yetiştirmek
- yırtılmak
- yöneltmek
- zarar etmek
- zula etmek
HECELEME
ça-ğır-mak ÇAĞIRMAK KELİMESİNİN ANLAMLARI VE ÖRNEKLER
- [fiil] [-i] Birinin gelmesini kendisine yüksek sesle söylemek, seslenmekÖrnek: Etrafına bakındı fotoğrafçıları çağırmak için.
- [fiil] [-e] [-i] Herhangi birinin bir yere gelmesini istemek, davet etmekÖrnek: O akşam Orhan'ı yemeğe çağırdı.
- [fiil] [nesnesiz] Binmek için bir araç istemekÖrnek: Bir taksi çağırdım.
- [fiil] [nesnesiz] [halk ağzında] Yüksek sesle şarkı, türkü söylemekÖrnek: Türküler çağırarak tahta siliyor.
Kelime kaynağı: TDK Güncel Türkçe Sözlük