açmak

[fiil] [-i] Bir şeyi kapalı durumdan açık duruma getirmek
AÇMAK İLE BENZER OLAN KELİMELER
AÇMAK İLE BENZER OLABİLECEK DİĞER KELİMELER
açıklamak
başlatmak
büyütmek
çiçeklenmek
çözmek
delmek
demek
düzenlemek
gitmek
hayran etmek
israf etmek
kazmak
kesmek
oymak
sermek
seyrekleştirmek
sıyırmak
sivriltmek
söylemek
uymak
yarmak
HECELEME
aç-mak
AÇMAK KELİMESİNİN ANLAMLARI VE ÖRNEKLER
  1. [fiil] [-i] Bir şeyi kapalı durumdan açık duruma getirmekÖrnek: Kapıyı açıp içeri giriyorum. [Adalet Ağaoğlu]
  2. [fiil] Engeli kaldırmakÖrnek: Karla kapanan yolu açmak.
  3. [fiil] Sarılmış, katlanmış, örtülmüş veya iliklenmiş olan şeyleri bu durumdan kurtarmakÖrnek: Kadın hamalı dışarı çıkardı, sonra çantasını açıp birkaç lira çıkardı. [Memduh Şevket Esendal]
  4. [fiil] Bir şeyi, bir yeri oyarak veya kazarak çukur, delik oluşturmak
  5. [fiil] Tıkalı bir şeyi bu durumdan kurtarmakÖrnek: Su borusunu açmak.
  6. [fiil] Alanını genişletmekÖrnek: Anıtın çevresini açmak.
  7. [fiil] Birbirinden uzaklaştırmakÖrnek: Kollarını açtı.
  8. [fiil] YarmakÖrnek: Çıbanı açmak.
  9. [fiil] Düğümü veya dolaşmış bir şeyi bu durumdan kurtarmakÖrnek: Yumağı açmak.
  10. [fiil] Bir toplantıyı, etkinliği başlatmak
  11. [fiil] Bir kuruluşu, bir iş yerini işler duruma getirmek
  12. [fiil] Bir aygıtı, bir düzeneği çalıştırmakÖrnek: Dönüş yolunda radyoyu açtık. [Elif Şafak]
  13. [fiil] Alışverişi başlatmakÖrnek: Bakan, tütün piyasasını açtı.
  14. [fiil] Rengin koyuluğunu azaltmakÖrnek: Bu boyayı biraz daha açmalı.
  15. [fiil] Yakışmak, güzel göstermekÖrnek: Bu renk odayı açtı.
  16. [fiil] Ferahlık vermek
  17. [fiil] BeğenmekÖrnek: Burası beni açmadı, başka yere gidelim.
  18. [fiil] Bir konu ile ilgili konuşmak
  19. [fiil] Avunmak veya danışmak üzere söylemek, içini dökmekÖrnek: Size derdimi açmaya geldim. [Falih Rıfkı Atay]
  20. [fiil] Satranç, poker vb. oyunları başlatmak
  21. [fiil] [nesnesiz] Yapmak, düzenlemekÖrnek: Sınav açmak.
  22. [fiil] [nesnesiz] Ayırmak, tahsis etmekÖrnek: Senin için üst katta bir oda açtık.
  23. [fiil] Görünür duruma getirmekÖrnek: Kollarını, göğsünü açmış.
  24. [fiil] [nesnesiz] Bulutların dağılmasıyla gökyüzü aydınlanmakÖrnek: Hava açtı.
  25. [fiil] [nesnesiz] [mecaz] Geçit sağlamakÖrnek: İki oda arasına kapı açtık.
  26. [fiil] [mecaz] Sıkılganlığını, utangaçlığını gidermekÖrnek: Öğretmen sürekli konuşuyor, öğrenciyi açmak istiyordu.
  27. [fiil] [eskimiş] Savaşla almak, fethetmek
Kelime kaynağı: TDK Güncel Türkçe Sözlük
  • Paylaş: