ürkütmek
[fiil] [-i] Ürküntü vermek
ÜRKÜTMEK İLE BENZER OLABİLECEK DİĞER KELİMELER
- aba altından değnek göstermek
- asıp kesmek
- ateşe vermek
- bindirmek
- cayırtı vermek
- çökermek
- çökertmek
- dehşet saçmak
- diş gıcırdatmak
- diş göstermek
- duman attırmak
- göz yıldırmak
- gözdağı vermek
- gözlerini devirmek
- gözünü korkutmak
- gözünü yıldırmak
- irkiltmek
- kesip biçmek
- keskenmek
- kokorozlanmak
- korku saçmak
- korku salmak
- korku vermek
- maneviyatını kırmak
- moralini bozmak
- ödünü koparmak
- ödünü patlatmak
- örselemek
- sindirmek
- susta durdurmak
- şantaj yapmak
- taciz etmek
- tedirgin etmek
- tehdit etmek
- tehdit savurmak
- tırnak göstermek
- ürküntü vermek
- ürkütmek
- yıldırmak
- yumruk göstermek
- yüreğini oynatmak
- alan talan etmek
- almak
- anaforlamak
- aparmak
- araklamak
- asmak
- aşırmak
- atmak
- ayıklamak
- boynuna geçirmek
- cebellezi etmek
- cebine atmak
- cebine indirmek
- ceplemek
- çalımlamak
- çalıp çırpmak
- çalmak
- çamura yatmak
- çapullamak
- çarpmak
- çıkarmak
- çırpmak
- dağa çıkmak
- deve etmek
- deve yapmak
- dızlamak
- dolandırmak
- döviz kaçırmak
- el uzatmak
- elemek
- emmek
- emzirmek
- fırıldak çevirmek
- fırıldak döndürmek
- gargaraya getirmek
- gelberi etmek
- götürmek
- gözden sürmeyi çalmak
- gözden sürmeyi çekmek
- gözünden sürmeyi çalmak
- hak yemek
- hakkını yemek
- haraca bağlamak
- haraca kesmek
- haraç almak
- haraç yemek
- haram yemek
- hırsızlamak
- hırsızlık etmek
- hırsızlık yapmak
- iç etmek
- iş almak
- işlemek
- iteklemek
- itelemek
- iyi etmek
- kafese koymak
- kafeslemek
- kakalamak
- kaldırmak
- kamulaştırmak
- kanatlandırmak
- kaparozlamak
- kapışmak
- karmanyolaya getirmek
- kaynatmak
- kazımak
- kementlemek
- kesmek
- ketenpereye getirmek
- koymak
- makaslamak
- mantarlamak
- omuzlamak
- otlamak
- para dönmek
- para koparmak
- para sızdırmak
- rüşvet almak
- rüşvet yemek
- sağmak
- selbetmek
- sırıklamak
- sızdırmak
- soyup soğana çevirmek
- söğüşlemek
- sürmeyi gözden çekmek
- takmak
- talan etmek
- talanlamak
- taramak
- tecavüz etmek
- tırtıklamak
- tüydürmek
- uçurmak
- uğrulamak
- uğurlamak
- utmak
- uyutmak
- üçkâğıda getirmek
- ürkütmek
- ütmek
- vergiye bağlamak
- voli vurmak
- vurgun vurmak
- vurmak
- yağma etmek
- yağmalamak
- yemek
- yol kesmek
- yol vurmak
- yolmak
- yolunu bulmak
- yutmak
- yürütmek
- yüzmek
- zimmetine geçirmek
- zula etmek
HECELEME
ür-küt-mek ÜRKÜTMEK KELİMESİNİN ANLAMLARI VE ÖRNEKLER
- [fiil] [-i] Ürküntü vermek
- [fiil] Korkutup kaçırmakÖrnek: Avcı, elinde ipi silkeleyerek hafif, sanki balıklarını ürkütmek istemiyormuş gibi yavaş yavaş ağını çekiyordu.
- [fiil] Herhangi bir etkiyle bitkinin gelişmesini engellemek
- [fiil] [mecaz] KorkutmakÖrnek: Karşılarındaki müthiş manzara onları bir saniye bile ürkütmemiştir.
- [fiil] [mecaz] KuşkulandırmakÖrnek: Ali Rıza Bey hemen kendini topladı. Münasebetsiz bir şey yaparak arkadaşını ürkütmekte mana yoktu.
Kelime kaynağı: TDK Güncel Türkçe Sözlük