büyümek
[fiil] [nesnesiz] Organizmanın bütününde veya bu bütünün bir bölümünde, boyutlar artmak, irileşmek, eskisinden büyük duruma gelmek
BÜYÜMEK İLE BENZER OLAN KELİMELER
- adam olmak
- ağırlaşmak
- akil baliğ olmak
- aklı ermek
- artmak
- azmak
- azmanlaşmak
- babacanlaşmak
- balabanlaşmak
- baliğ olmak
- basmak
- bıyığı terlemek
- bitki
- borusu ötmek
- boy almak
- boy atmak
- boy sürmek
- boy vermek
- boya çekmek
- boylanmak
- cücüklenmek
- çarşafa girmek
- devleşmek
- ele gelmek
- ergen olmak
- erginleşmek
- erinleşmek
- erkek olmak
- erkekleşmek
- filizlenmek
- gelişmek
- genelmek
- genişlemek
- genleşmek
- geyik etine girmek
- gün almak
- gürbüzleşmek
- gürleşmek
- hantallaşmak
- irileşmek
- kabarmak
- kendini bilmek
- kişileşmek
- kişilik kazanmak
- koçlanmak
- meydana çıkmak
- neşvünema bulmak
- olgunlaşmak
- palazlamak
- palazlanmak
- palazlaşmak
- reşit olmak
- sakalı bitmek
- serilip serpilmek
- serpilmek
- şenelmek
- uyanmak
- uzamak
- yayılmak
- yeşermek
- yetişmek
BÜYÜMEK İLE BENZER OLABİLECEK DİĞER KELİMELER
- acılaşmak
- afacanlaşmak
- arpası çok gelmek
- artırmak
- aşırı gitmek
- ateşi başına vurmak
- azgınlaşmak
- azışmak
- azıtmak
- barbarlaşmak
- başı zapt olunmamak
- büyümek
- cadalozlaşmak
- cıvımak
- cıvıtmak
- coşmak
- çukur
- dağıtmak
- delilenmek
- deliliği tutmak
- delişmenlik etmek
- deniz bindirmek
- dozu kaçmak
- dozunu kaçırmak
- ele avuca sığmamak
- fazla kaçırmak
- galeyan etmek
- galeyana gelmek
- gem almamak
- gemi azıya almak
- göl
- gözü dönmek
- gözü kararmak
- haddini aşmak
- harılanmak
- havalanmak
- hırçınlaşmak
- hırçınlık etmek
- huysuzlanmak
- huysuzlaşmak
- huysuzluk etmek
- iş çığırından çıkmak
- işi azıtmak
- kaçırmak
- kantarın topunu kaçırmak
- kırkından sonra azmak
- kızışmak
- kirlenmek
- kudurmak
- meydanı boş bulmak
- ölçüyü kaçırmak
- öleyazmak
- taşmak
- tek durmamak
- yaramaz olmak
- yaramazlık etmek
- yeğinleşmek
- yitmek
- yükselmek
- açılmak
- açınmak
- adam içine karışmak
- adama benzemek
- adama dönmek
- bayındırlaşmak
- büyümek
- çağdaşlaşmak
- dal budak salmak
- doğrulmak
- düzelmek
- güçlenmek
- ilerlemek
- inkişaf etmek
- iyileşmek
- kalkınmak
- kol atmak
- kuvvet almak
- kuvvetlenmek
- maharet kazanmak
- makineleşmek
- parıldamak
- pişmek
- rayına girmek
- sivrilmek
- şenlenmek
- tefeyyüz etmek
- terakki etmek
- tırmanmak
- uç vermek
- ustalaşmak
- uzmanlaşmak
- yetkinleşmek
- yoluna girmek
- yolunda gitmek
- yörüngesine oturmak
- yücelmek
- yükselmek
- zihni açılmak
- alaca düşmek
- ballanmak
- baş bağlamak
- baş vermek
- başak bağlamak
- başak tutmak
- başaklanmak
- başlanmak
- büyümek
- deneyim kazanmak
- erişmek
- ermek
- evin bağlamak
- gevremek
- göynümek
- iç bağlamak
- iç tutmak
- içlenmek
- kemal bulmak
- kemale ermek
- kemale gelmek
- kızarmak
- koçan bağlamak
- olmak
- özleşmek
- pişmek
- tane bağlamak
- tanelenmek
- tatlanmak
- tekâmül etmek
- yetmek
- a
- ağza düşmek
- ağzına sakız olmak
- aksetmek
- alıp yürümek
- ayyuka çıkmak
- bulaşmak
- bürümek
- büyümek
- çalkanmak
- çavlanmak
- çıkmak
- dağılmak
- dal budak salmak
- dallanıp budaklanmak
- dallanmak
- dilden dile dolaşmak
- dile düşmek
- dile gelmek
- dillenmek
- dillere destan olmak
- dillere düşmek
- duyulmak
- dünyayı tutmak
- evrenselleşmek
- genelleşmek
- güncelleşmek
- intişar etmek
- işitilmek
- kaplamak
- kol atmak
- kol uzatmak
- kök salmak
- laf çıkmak
- laf olmak
- meydan almak
- moda olmak
- otlamak
- oturmak
- rivayet olunmak
- saçılmak
- serilmek
- sıçramak
- sızmak
- sirayet etmek
- şüyu bulmak
- taammüm etmek
- tevessü etmek
- yansımak
- yaygınlaşmak
- yemek
HECELEME
bü-yü-mek BÜYÜMEK KELİMESİNİN ANLAMLARI VE ÖRNEKLER
- [fiil] [nesnesiz] Organizmanın bütününde veya bu bütünün bir bölümünde, boyutlar artmak, irileşmek, eskisinden büyük duruma gelmekÖrnek: Büyür güzellikleri, vücutları, kısmetleri çocuklar uyurken.
- [fiil] YetişmekÖrnek: İhtiyar Süleyman Çavuş'un ellerinde büyüdüm.
- [fiil] Yaşı artmak, yaşlanmakÖrnek: Fakat büyüdükçe o kadar sevdiği bu oyunlara veda etmek lazım gelecekti.
- [fiil] Artmak, güçlenmek, şiddeti artmakÖrnek: İkinci de okuduktan sonra kavga büyüdü.
- [fiil] Sayıca artmak
- [fiil] GenişlemekÖrnek: Barbarosların ülkesi büyüdükçe büyüyordu.
- [fiil] Önem ve değer kazanmak
Kelime kaynağı: TDK Güncel Türkçe Sözlük