batmak
[fiil] [nesnesiz] Bir sıvının üstündeyken içine gömülmek
BATMAK İLE BENZER OLAN KELİMELER
BATMAK İLE BENZER OLABİLECEK DİĞER KELİMELER
- abanoz kesilmek
- azmak
- batmak
- bitlenmek
- boklanmak
- boyanmak
- bulanmak
- bulaşmak
- çamurlanmak
- çapaklanmak
- çepellenmek
- islenmek
- kakalanmak
- karalanmak
- kepeklenmek
- kir götürmek
- kir tutmak
- kömürcü çırağına dönmek
- kurumlanmak
- leke olmak
- lekelenmek
- mikroplanmak
- mürekkeplenmek
- örümcek bağlamak
- örümcek sarmak
- örümceklenmek
- paçalarından akmak
- pamuklanmak
- paslanmak
- pirelenmek
- pislenmek
- pislik götürmek
- pislik paçalarından akmak
- sucuklaşmak
- tozlanmak
- tozumak
- yağlanmak
- acısı çıkmak
- acısını çekmek
- açık vermek
- açıkta kalmak
- açıkta olmak
- ağzı yanmak
- ağzını havaya açmak
- ağzını poyraza açmak
- ağzının tadı bozulmak
- ağzının tadı kaçmak
- ahengi bozulmak
- alçalmak
- allak bullak olmak
- altüst olmak
- Arafat'ta soyulmuş hacıya dönmek
- baş aşağı gitmek
- başı belaya girmek
- başı derde girmek
- başı nâra yanmak
- başına bir hâl gelmek
- başına taş düşmek
- başına taş yağmak
- başını belaya sokmak
- başını derde sokmak
- başını nâra yakmak
- baştan
- batmak
- berbat olmak
- bitmek
- boşa gitmek
- bozulmak
- bozum olmak
- ekşimek
- ezilmek
- fena olmak
- gadrolmak
- heba olmak
- köpeklemek
- laçka olmak
- laçkalaşmak
- mahkûm olmak
- perişan olmak
- tekerlenmek
- yanmak
- zararda olmak
- zedelenmek
- ziyan olmak
- züğürtlemek
- ardılmak
- asıntı olmak
- balta olmak
- başına bela olmak
- başına dikilmek
- başına ekşimek
- başına kalmak
- başında değirmen çevirmek
- başını ağrıtmak
- başının etini yemek
- batmak
- bela olmak
- bizar etmek
- çamurlaşmak
- çengel atmak
- çengel takmak
- çullanmak
- demir atmak
- demirlemek
- eşiğini aşındırmak
- gölge etmek
- göze batmak
- haram etmek
- huzurunu kaçırmak
- izaç etmek
- kancalamak
- kancayı atmak
- kancayı takmak
- kapısını aşındırmak
- kemirmek
- kene gibi yapışmak
- musallat olmak
- oynamak
- parmağına dolamak
- peşini bırakmamak
- rahat bırakmamak
- rahat vermemek
- rahatsız etmek
- rahatsızlık vermek
- sarkıntı olmak
- sarkmak
- sırnaşmak
- sıvaşmak
- sorun olmak
- taciz etmek
- tacizlik vermek
- takmak
- tedirgin etmek
- tepesinde bitmek
- tepesine dikilmek
- tırmalamak
- tırnak takmak
- tutmak
- yakasını bırakmamak
- yapışmak
- acındırmak
- ağlatmak
- ah almak
- bağrını delmek
- batmak
- bir hoş eylemek
- boynunu bükmek
- can sıkmak
- dağlamak
- darıltmak
- delmek
- dokunmak
- duygulandırmak
- düşündürmek
- düşündürtmek
- eritmek
- etkilemek
- ezmek
- felfelek sokmak
- gamlandırmak
- gönül kırmak
- gönül yıkmak
- gücendirmek
- harcamak
- hatırını kırmak
- hırpalamak
- hislendirmek
- hüzünlendirmek
- içine dert olmak
- içine dokunmak
- içine işlemek
- içini kemirmek
- içini yakmak
- incitmek
- kahretmek
- kalbini kırmak
- kalp kırmak
- kavurmak
- kaygılandırmak
- keder vermek
- kederlendirmek
- keyfini bozmak
- keyfini kaçırmak
- kırıp geçirmek
- kırmak
- kıvrandırmak
- koymak
- küstürmek
- mahzun etmek
- meraklandırmak
- merakta bırakmak
- meyus etmek
- mütehassis etmek
- öldürmek
- pişman etmek
- rencide etmek
- sarsmak
- yara açmak
- yaralamak
- yaramazlık etmek
- yarasını deşmek
- yaraya tuz biber ekmek
- yemek
- yıpratmak
- yiyip bitirmek
- yüreğe işlemek
- yüreğine işlemek
- yüreğini dağlamak
- yüreğini eritmek
- zehretmek
- zindan etmek
HECELEME
bat-mak BATMAK KELİMESİNİN ANLAMLARI VE ÖRNEKLER
- [fiil] [nesnesiz] Bir sıvının üstündeyken içine gömülmekÖrnek: Sonra hani bir gemimiz batmıştı.
- [fiil] Dünya'nın dönüşü dolayısıyla güneş, ay ve yıldız ufkun altına inmekÖrnek: Güneş renksiz bulutlar altında batıyordu.
- [fiil] İflas etmek
- [fiil] KirlenmekÖrnek: Üstüm başım battı.
- [fiil] [-e] SaplanmakÖrnek: Ayağına yolda diken batmıştı.
- [fiil] [-e] Tedirgin etmemesi gereken şeyler tedirgin etmekÖrnek: Bazı kimselere para batar, sarf edecek yer ararlar.
- [fiil] [-e] Hoşa gitmeyen bir duruma uğramakÖrnek: Abdi Bey'in sabırsız, çabuk parlamaya yatkın mizacına karısının tevekkülü ve sakinliği fena hâlde batıyor.
- [fiil] Yok olmak
- [fiil] [-e] ÇökmekÖrnek: İçeriye batmış gözleri kadına dikilmişti.
- [fiil] [mecaz] Daha kötü bir duruma uğramak
- [fiil] [mecaz] Yıkılmak, egemenliği sona ermekÖrnek: Bizans kurulduğundan battığı tarihe kadar 1125 sene geçmişti.
- [fiil] [-e] [mecaz] Dokunmak, incitmekÖrnek: Onun her sözü bana batar.
Kelime kaynağı: TDK Güncel Türkçe Sözlük