dağlamak
[fiil] [-i] Kızgın bir demirle hayvan derisine damga vurmak
DAĞLAMAK İLE BENZER OLAN KELİMELER
DAĞLAMAK İLE BENZER OLABİLECEK DİĞER KELİMELER
- acısını almak
- alçıya almak
- alçıya koymak
- almak
- ameliyat etmek
- ateşini almak
- ayıltmak
- bağlamak
- bakım yapmak
- bakmak
- başını çatmak
- bıçak atmak
- birebir gelmek
- boynuz çekmek
- çekmek
- dağlamak
- derdine deva bulmak
- dikiş atmak
- dikmek
- dindirmek
- diriltmek
- dolgu yapmak
- düzenlemek
- emlemek
- hacamat etmek
- hacamatlamak
- hastaneye kaldırmak
- hastaneye yatırmak
- hava vermek
- iflah etmek
- iğne yapmak
- ilaç yazmak
- ilaçlamak
- iyi etmek
- iyileştirmek
- kaldırmak
- kan almak
- kan vermek
- kesmek
- kontrol altına almak
- lapa vurmak
- masaj yapmak
- merhemlemek
- muayene etmek
- ondurmak
- otalamak
- otamak
- pansuman yapmak
- sağaltmak
- sarmak
- su almak
- sülük vurmak
- şifa vermek
- şişe çekmek
- şişe vurmak
- temizlemek
- tımar etmek
- vantuz çekmek
- yakı açmak
- yakı vurmak
- acındırmak
- ağlatmak
- ah almak
- bağrını delmek
- batmak
- bir hoş eylemek
- boynunu bükmek
- can sıkmak
- dağlamak
- darıltmak
- delmek
- dokunmak
- duygulandırmak
- düşündürmek
- düşündürtmek
- eritmek
- etkilemek
- ezmek
- felfelek sokmak
- gamlandırmak
- gönül kırmak
- gönül yıkmak
- gücendirmek
- harcamak
- hatırını kırmak
- hırpalamak
- hislendirmek
- hüzünlendirmek
- içine dert olmak
- içine dokunmak
- içine işlemek
- içini kemirmek
- içini yakmak
- incitmek
- kahretmek
- kalbini kırmak
- kalp kırmak
- kavurmak
- kaygılandırmak
- keder vermek
- kederlendirmek
- keyfini bozmak
- keyfini kaçırmak
- kırıp geçirmek
- kırmak
- kıvrandırmak
- koymak
- küstürmek
- mahzun etmek
- meraklandırmak
- merakta bırakmak
- meyus etmek
- mütehassis etmek
- öldürmek
- pişman etmek
- rencide etmek
- sarsmak
- yara açmak
- yaralamak
- yaramazlık etmek
- yarasını deşmek
- yaraya tuz biber ekmek
- yemek
- yıpratmak
- yiyip bitirmek
- yüreğe işlemek
- yüreğine işlemek
- yüreğini dağlamak
- yüreğini eritmek
- zehretmek
- zindan etmek
- acıtmak
- alazlamak
- alevlendirmek
- ateş etmek
- ateş vermek
- ateşe tutmak
- ateşe vermek
- ateşi uyandırmak
- ateşlemek
- başı derde girmek
- başlatmak
- bestelemek
- dağlamak
- fayrap etmek
- fitillemek
- gömmek
- göymek
- harlatmak
- hayran etmek
- ısınmak
- karartmak
- kavurmak
- kibrit çakmak
- koymak
- körüklemek
- kundak koymak
- kundak sokmak
- kundaklamak
- kurutmak
- kül etmek
- mahvetmek
- ölçermek
- soğumak
- tutuşturmak
- tüttürmek
- uyandırmak
- üflemek
- ütmek
- ütülemek
- yandırmak
- yangına vermek
- yellemek
- yelpazelemek
- yok etmek
HECELEME
dağ-la-mak DAĞLAMAK KELİMESİNİN ANLAMLARI VE ÖRNEKLER
- [fiil] [-i] Kızgın bir demirle hayvan derisine damga vurmak
- [fiil] Akan kanı dindirmek veya hasta bölümleri ortadan kaldırmak için vücudun bir yerini kızdırılmış bir metal araçla yakmakÖrnek: Kızgın maşa demirini al da kollarını dağla dese dağlayacakmışım.
- [fiil] [mecaz] Çok sıcak, soğuk veya acı bir şey yakmakÖrnek: Soğuk yüzünü dağladı. Biber ağzını dağladı.
- [fiil] [mecaz] Acısı yüreğine işlemek
Kelime kaynağı: TDK Güncel Türkçe Sözlük