külçe
Köken: Farsça (kulīçe)
[isim] [madencilik] Eritilerek kalıba dökülmüş maden veya alaşım, külte
KÜLÇE İLE BENZER OLABİLECEK DİĞER KELİMELER
- ayrıntı
- bakla
- beze
- bölük
- bölük pörçük
- bölüm
- bölüntü
- cisimcik
- cüz
- çapak
- çıkıntı
- çıngı
- dilim
- diş
- doğram
- eklenti
- esrar
- ezgi
- fasikül
- forma
- güzel
- halka
- hisse
- kafile
- kalem
- kalıp
- kamga
- kesek
- kesim
- kesinti
- kesir
- kesme
- kırık
- kırıntı
- kırkıntı
- kırpık
- kırpıntı
- kısım
- kıta
- kıyıntı
- kıymık
- kitle
- kopuntu
- kuşbaşı
- külçe
- külte
- küme
- kütle
- lime
- lokma
- lop
- lopçuk
- müfrez
- nicelik
- öge
- parçacık
- pare
- partikül
- pazı
- savruntu
- sayfa
- sıyrıntı
- söküntü
- sunum
- şerha
- tabaka
- tane
- tanecik
- tike
- topak
- tozan
- unsur
- uzantı
- yama
- yan
- yaprak
- yonga
- yudum
- zerre
- zırnık
HECELEME
kül-çe KÜLÇE KELİMESİNİN ANLAMLARI VE ÖRNEKLER
- [isim] [madencilik] Eritilerek kalıba dökülmüş maden veya alaşım, külteÖrnek: Bilmeyenin elinde en modern aletler bir maden külçesi hâline gelir.
- [sıfat] Eritilerek kalıba dökülmüş olanÖrnek: Yüzlerce yıllık gözyaşı, bir külçe altına değmez.
- [sıfat] Yığın durumundaki nesnelerin oluşturduğu kümeÖrnek: Bu vücut, bütün azası kırılmış, birbiri üstüne yığılmış bir külçe hâlinde.
Kelime kaynağı: TDK Güncel Türkçe Sözlük