kapatmak
[fiil] [-i] Bir malı değerinden aşağı bir karşılıkla elde etmek
KAPATMAK İLE BENZER OLAN KELİMELER
KAPATMAK İLE BENZER OLABİLECEK DİĞER KELİMELER
- ceza almak
- ceza kesmek
- ceza vermek
- ceza yazmak
- cezaya çarptırmak
- defterini dürmek
- deliğe tıkmak
- diskalifiye etmek
- giydirmek
- hapsetmek
- hesabını görmek
- hüküm vermek
- içeri almak
- içeri atmak
- içeri tıkmak
- idam etmek
- kapatmak
- kısas etmek
- kıymak
- kodese tıkmak
- kulağını çekmek
- mahkûm etmek
- nallamak
- nefyetmek
- sallandırmak
- sokmak
- sürgüne göndermek
- sürmek
- takmak
- tecziye etmek
- tomruğa atmak
- toplamak
- toplatmak
- tundan tuna atmak
- uzaklaştırmak
- yasak etmek
- yasaklamak
- yuvasını yapmak
- âşıktaşlık etmek
- cilveleşmek
- çapkınlaşmak
- çıkmak
- dalga geçmek
- dost tutmak
- düşüp kalkmak
- fındık kırmak
- fingirdeşmek
- gezmek
- gönlü ile oynamak
- gönül eğlendirmek
- hovardalaşmak
- hovardalık etmek
- iş almak
- işi pişirmek
- kapatmak
- kesişmek
- kesmek
- kırışmak
- kırıştırmak
- koklaşmak
- konuşmak
- korte etmek
- kur yapmak
- mercimeği fırına vermek
- metres tutmak
- o
- oynaşmak
- paslaşmak
- sevişmek
- zamparalık etmek
- ağzı varmamak
- ağzında gevelemek
- ahenk yapmak
- alalamak
- bozuntuya vermemek
- dilinin altında bir şey olmak
- ekini belli etmemek
- es geçmek
- gizli din taşımak
- gizli tutmak
- içine atmak
- inkâr etmek
- kaçamak yapmak
- kaçırmak
- kalaylamak
- kaldırmak
- kamufle etmek
- kan kusup kızılcık şerbeti içtim demek
- kanı içine akmak
- kanını içine akıtmak
- kapalı geçmek
- kapatmak
- karda gezip izini belli etmemek
- kazanı kapalı kaynamak
- kilit altına almak
- kilitlemek
- maskelemek
- meskût geçmek
- ortadan kaldırmak
- peçelemek
- perde çekmek
- perde inmek
- renk vermemek
- ser verip sır vermemek
- sır saklamak
- sır tutmak
- şifrelemek
- topraklamak
- üstüne perde çekmek
- yaşını içine akıtmak
- yaşmak
- zula etmek
- zulaya atmak
- adımını attırmamak
- aksatmak
- alıkoymak
- ambargo koymak
- arabanın tekerine taş koymak
- araya girmek
- ardını kesmek
- ayağına bağ olmak
- ayağına bağ vurmak
- ayağına çelme takmak
- ayağına dolanmak
- ayağını bağlamak
- ayak bağı olmak
- bağlamak
- baltalamak
- baraj yapmak
- bastırmak
- belini bükmek
- boğmak
- cesaretini kırmak
- çelme atmak
- çelme takmak
- çelmek
- çelmelemek
- çevirmek
- darbelemek
- dolaşmak
- döndürmek
- durdurtmak
- duvar yapmak
- engel çıkarmak
- engel olmak
- engellemek
- frenlemek
- gem vurmak
- gemlemek
- geriletmek
- göğüslemek
- gölge etmek
- güçleştirmek
- güçlük çıkarmak
- hapsetmek
- işgal etmek
- işkâl etmek
- kapatmak
- karanlık etmek
- karşı çıkmak
- karşılamak
- karşısına dikilmek
- kesmek
- ket vurmak
- kısıtlamak
- kısmak
- kısmetine mâni olmak
- köstek olmak
- köstek vurmak
- kösteklemek
- lafa tutmak
- makaslamak
- mandallamak
- mâni olmak
- menetmek
- meşgul etmek
- meydan bırakmamak
- meydan vermemek
- mümanaat etmek
- oyalamak
- oyunbozanlık etmek
- önüne çıkmak
- önüne dikilmek
- önüne geçmek
- önünü almak
- önünü kesmek
- sansür etmek
- sansürden geçirmek
- sansürlemek
- sekteye uğratmak
- seslenmek
- set çekmek
- takoz koymak
- taş koymak
- tutmak
- yasak etmek
- yasaklamak
- yol tutmak
- yoldan çevirmek
- yolunu kesmek
- zora koşmak
- zorlaştırmak
- zorluk çıkarmak
HECELEME
ka-pat-mak KAPATMAK KELİMESİNİN ANLAMLARI VE ÖRNEKLER
- [fiil] [-i] Bir malı değerinden aşağı bir karşılıkla elde etmekÖrnek: Evvelki hafta mühendis İlhami Bey'le karısı çok güzel bir bambu takımı kapattılar.
- [fiil] [-e] KapamakÖrnek: Emine aklını oynattı sandılar ve evine kapattılar, kapısını kilitlediler.
- [fiil] Bir kadınla nikâhsız yaşamak
- [fiil] [nesnesiz] Yayımını yasak etmek, yayımına son vermekÖrnek: Gazete kapatmak.
- [fiil] Herhangi bir yerin bütün masraflarını üstlenip başkalarını içeri almadan isteği doğrultusunda eğlenmekÖrnek: Geçen gün Kristal'i kapatmış, vur patlasın, çal oynasın âlemi yapmış.
- [fiil] Bitirmek, unutturmak, söz edilmesini engellemekÖrnek: Sanatçılar arasındaki tatsız olayı kapatmak istiyordu.
Kelime kaynağı: TDK Güncel Türkçe Sözlük