kavruk
[sıfat] Kavrulmuş olan
KAVRUK İLE BENZER OLABİLECEK DİĞER KELİMELER
- altı karış beberuhi
- bacak kadar
- bacaksız
- badik
- bastıbacak
- beberuhi
- bıdık
- bıldırcın
- bızdık
- bir karış
- bir karış beberuhi
- bodur
- boysuz
- bücür
- cüce
- çitlembik
- çitlembik gibi
- düdük gibi
- endamsız
- fındık kurdu
- fındık kurdu gibi
- gibi
- götten bacaklı
- güdük
- karabiber
- kavruk
- kestirme
- kıçtan bacaklı
- kısaca
- kısacık
- kısarak
- mahşer midillisi
- özet
- parmak kadar
- şamama gibi
- toparlak
- ufacık tefecik
- ufak tefek
- yanık
- yer cücesi
- yerden bitme
- yerden yapma
- algın
- arık
- bilgisiz
- bir torba kemik
- burnunu sıksan canı çıkacak
- canlı cenaze
- cenaze gibi
- cırboğa
- cimbakuka
- çalı
- çelimsiz
- çırpı gibi
- çir
- çiroz
- çöp gibi
- çöpten çelebi
- çürük
- dal gibi
- dayanıksız
- değnek gibi
- enez
- eneze
- etsiz
- fakir
- fasulye sırığı gibi
- gibi
- güçsüz
- ince
- ince kesim
- ince yapılı
- inceden
- incerek
- insan kurusu
- iskelet
- iskelet gibi
- kadit
- kafes gibi
- kak
- kaknem
- kara kuru
- kara maşa
- karga gibi
- kavruk
- kemikli
- kırık
- kimsesiz
- kurada
- kuru kemik
- kürdan gibi
- lagar
- maşa gibi
- mezar kaçkını
- mumya
- mumya gibi
- nahif
- püf desen uçacak
- sarartma
- sırım gibi
- sıska
- solucan gibi
- sönük
- süzgün
- süzük
- takatsiz
- tazı gibi
- teneşir horozu
- teneşir kargası
- tirit
- tirit gibi
- verimsiz
- yağsız
- yanık
- yorgun
- zayıf nahif
- zebun
HECELEME
kav-ruk KAVRUK KELİMESİNİN ANLAMLARI VE ÖRNEKLER
- [sıfat] Kavrulmuş olan
- [sıfat] Kurumaya yüz tutmuşÖrnek: Armutların en fenası, en kavruk, en lekeli ve en hamı bile asildir.
- [sıfat] [mecaz] ZayıfÖrnek: İşe yaramaz, cansız bir merkebimiz vardı. Sütsüz ve kavruk bir de dişi devemiz.
- [sıfat] [mecaz] Yaşı ilerlemesine karşın iyi gelişememiş olanÖrnek: Kalem gibi baldırlı, kavruk çocuklara para verdim.
Kelime kaynağı: TDK Güncel Türkçe Sözlük