kelle
Köken: Farsça (kelle)
[isim] Koyun, kuzu ve keçinin pişirilmiş başı
KELLE İLE BENZER OLABİLECEK DİĞER KELİMELER
- ablavut
- abuli
- abullabut
- açık ağızlı
- ağzı açık
- ağzı açık ayran budalası
- ahlat
- ahmak
- akıllı
- aldanç
- alık
- allahlık
- andaval
- andavallı
- angut
- anlayışsız
- aptal
- armut
- armut gibi
- aval
- avanak
- aymaz
- ayran ağızlı
- ayran delisi
- balık
- baro
- basiretsiz
- beberuhi
- beceriksiz
- beyinsiz
- bihuş
- bilinçsiz
- bön
- budala
- cacık
- cennet öküzü
- çocuk gibi
- çolpa
- dallama
- dalyarak
- dangalak
- dar kafalı
- delege
- deli
- delişmen
- denyo
- deve
- dingil
- duman
- düdük
- düdük makarnası
- dümbelek
- ebleh
- enayi
- enayi dümbeleği
- eşek kafalı
- et kafalı
- ferasetsiz
- gabi
- gafil
- gazoz
- gebeş
- geri
- geri vites
- geri zekâlı
- gerzek
- göt
- gözü bağlı
- gözü kapalı
- hafız
- haşlama
- hesapsız
- hımbıl
- hır
- hırbo
- hırt
- hırtapoz
- hışır
- hindi
- horoz akıllı
- horoz kafalı
- hödük
- ıspanak
- ibiş
- idraksiz
- inek
- izansız
- kabak kafalı
- kafasız
- kakavan
- kalın kafalı
- kaşalot
- kaşkaval
- kaval
- kavrayışsız
- kaz
- kaz kafalı
- kek
- kelek
- kelle
- kereviz
- keriz
- kerkenez
- keş
- keten tohumu
- kısa görüşlü
- koyun bakışlı
- koyun dede
- koyun gibi
- kör
- kurukafa
- kuş
- kuş beyinli
- laf anlamaz
- malak
- mankafa
- mantar
- mantıksız
- marsıvan eşeği
- mayın
- öküz
- öküz gibi
- pilaki
- rabıtasız
- saçma
- saçmacı
- saf
- safderun
- safdil
- saftirik
- sağgörüsüz
- sağmal inek
- salak
- salatalık
- saloz
- sap
- seme
- seme tavuk
- sepet kafalı
- sersem
- sivri akıllı
- susak
- şaban
- şalgam
- şapşal
- şaşkın
- şavalak
- şuursuz
- tasma
- tedbirsiz
- tereyağı
- tın tın
- yahni
- yalak
- yarım akıllı
- zekâvet
- zihnî
- adet
- araba
- bakraç
- bardak
- baskı
- boy
- büküm
- çalımlık
- çuval
- diş
- dolam
- dolusu
- doyumluk
- doz
- dönümlük
- foroz
- grosa
- kadeh
- kantite
- kaplık
- kaşık
- kaşıklık
- kat
- katımlık
- kavanoz
- kelle
- kemiyet
- kepçe
- kese
- kıyımlık
- kişilik
- kitaplık
- konaklık
- kök
- kucak
- kupa
- kutu
- küfe
- külah
- meblağ
- miktar
- misil
- numara
- nüfus
- ölçü
- paket
- parça
- pare
- pişim
- pişirimlik
- pot
- rakam
- sahanlık
- sap
- sarım
- sayı
- sayıltı
- sepet
- suvarım
- şişe
- tabak
- tabla
- takım
- tane
- tas
- teneke
- tepsi
- testi
- tiraj
- toplam
- varil
- yük
- afyonlu
- akşamcı
- akşamdan kalma
- akşamdan kalmış
- alkolik
- alkollü
- ayyaş
- başı dumanlı
- bekri
- biracı
- bulut
- bulut gibi
- coşkun
- çağanoz
- çakırkeyif
- demkeş
- dumanlı
- dut
- esrik
- evliya
- fıçı
- fitil
- fitil gibi
- gibi
- gök kandil
- gündüzcü
- harabati
- harap
- harman
- hay
- hayalet
- içici
- içkici
- içkili
- ispirtocu
- kafası dumanlı
- kandil
- kandilli
- kelle
- keyif
- keyif hâli
- kırba
- kozmonot
- köftün
- küfelik
- küp
- küp gibi
- küplü
- küskütük
- kütük gibi
- leş gibi sarhoş
- mahmur
- mastor
- mastur
- matiz
- mazot
- mest
- mutlu
- paşa
- pestil
- peygamber
- pilot
- rakıcı
- sermest
- şarapçı
- taş gibi
- tayyare
- tıpa
- turşu
- tütsülü
- uçak
- vapur
- yüklü
- zil
- zom
- zurna gibi
HECELEME
kel-le KELLE KELİMESİNİN ANLAMLARI VE ÖRNEKLER
- [isim] Koyun, kuzu ve keçinin pişirilmiş başı
- [isim] Ekinlerde başak
- [isim] Külçe biçimindeki şekerÖrnek: Şekerin kellesi yetmiş üç kuruştan satılıyor.
- [isim] [teklifsiz konuşmada] Baş, kafa
Kelime kaynağı: TDK Güncel Türkçe Sözlük