kullanmak
[fiil] [-i] Bir şeyden belli bir amaçla yararlanmak
KULLANMAK İLE BENZER OLAN KELİMELER
KULLANMAK İLE BENZER OLABİLECEK DİĞER KELİMELER
- almak
- asmak
- ayağına geçirmek
- ayağını giymek
- azarlanmak
- baş bağlamak
- başına geçirmek
- bürünmek
- çarşaflanmak
- çatmak
- çelmek
- çulu düzeltmek
- çulu düzmek
- donanmak
- fayrap etmek
- geçirmek
- giyinip kuşanmak
- giyinmek
- kılıktan kılığa girmek
- kullanmak
- kuşanmak
- örtmek
- örtünmek
- sarınmak
- sarmak
- sırtına almak
- sırtına geçirmek
- takınmak
- takmak
- taşımak
- üstüne almak
- üstüne geçirmek
- vurunmak
- almak
- atıştırmak
- atmak
- attırmak
- başına dikmek
- bir tek atmak
- cila çekmek
- çakıştırmak
- çakmak
- çekmek
- dem çekmek
- demlenmek
- devirmek
- dikmek
- diplemek
- gitmek
- göçmek
- götürmek
- hararet kesmek
- hararet söndürmek
- hopurdatmak
- höpürdetmek
- kafa cilalamak
- kafa çekmek
- kafayı çekmek
- kafayı tütsülemek
- kaymak
- kullanmak
- parlatmak
- sallamak
- tatmak
- tütsülemek
- vurmak
- vuruşturmak
- yakıştırmak
- yudumlamak
- yumulmak
- yutmak
- yuvarlamak
- zıkkımlanmak
- altından girip üstünden çıkmak
- bitirmek
- boğmak
- dağarcıkta bir şey kalmamak
- dibini bulmak
- elemek
- eritmek
- ezmek
- geçmek
- gırla gitmek
- haklamak
- harcetmek
- ifna etmek
- istihlak etmek
- kullanmak
- kurutmak
- satıp savmak
- sıyırmak
- silip süpürmek
- sünnetlemek
- süpürmek
- taramak
- temizlemek
- toz etmek
- ucunu bulmak
- yemek
- yiyip bitirmek
- yoğaltmak
- yormak
- abayı sermek
- açıktan para almak
- ağırlık olmak
- ağzına verilmesini beklemek
- ağzına verilmesini istemek
- ağzından lokmasını almak
- arkasına almak
- arkasını dayamak
- arkasını vermek
- arpalık yapmak
- aşılanmak
- atlama taşı yapmak
- bal alacak çiçeği bilmek
- bencil olmak
- bencillik etmek
- çerezlenmek
- çimlenmek
- çöplenmek
- dara boğmak
- derisini yüzmek
- düğün pilavıyla dost ağırlamak
- ekmeğini yemek
- el kazanıyla aş kaynatmak
- eline bakmak
- geçinmek
- hazıra konmak
- hazırdan yemek
- iliğini kemirmek
- istifade etmek
- istismar etmek
- işini bilmek
- işkembesini düşünmek
- iyilik görmek
- kadrini bilmek
- kan alacak damarı bilmek
- kanını emmek
- kaymağını almak
- kendine yontmak
- koltukta olmak
- kötüye kullanmak
- kullanmak
- külah kapmak
- maşa gibi kullanmak
- müstefit olmak
- nasibini almak
- nasiplenmek
- omzuna binmek
- para çekmek
- parasını yemek
- parsayı başkası toplamak
- posasını çıkarmak
- rampalamak
- sayesinde sayeban olmak
- sebeplenmek
- sefasını sürmek
- sırtından geçinmek
- sırtını dayamak
- sinekten yağ çıkarmak
- sömürmek
- süpürmek
- tatmak
- yamanmak
- yemek
- yemlenmek
- yontmak
- ziftlenmek
HECELEME
kul-lan-mak KULLANMAK KELİMESİNİN ANLAMLARI VE ÖRNEKLER
- [fiil] [-i] Bir şeyden belli bir amaçla yararlanmakÖrnek: Parmaklarının arasındaki mendili eskiyinceye kadar kullandığın hiç oldu mu?
- [fiil] Bir kimseyi bir hizmette bulundurmak, çalıştırmakÖrnek: Siz analarımızı nasıl esir gibi kullandınızsa biz de sizi öyle kullanacağız.
- [fiil] İşletmek, değerlendirmekÖrnek: Parasını ticarette kullanmak.
- [fiil] [nesnesiz] Giymek, takmakÖrnek: Hiç yağmurluk kullanmazdı.
- [fiil] [nesnesiz] Sigara, içki vb. şeylere alışmış olmak, içmek
- [fiil] [nesnesiz] Kelimeyi yazmak, söylemekÖrnek: Lakırtılarında çok kere çifter çifter kelimeler kullanırdı ki bunlar bazen manayı değiştirir.
- [fiil] Harcamak, sarf etmekÖrnek: Sattıkları küpenin parasını çok idareli kullanıyorlardı.
- [fiil] Amacına ulaşmak için birinden veya bir şeyden yararlanmak, onu amacına alet etmek, sömürmek, istismar etmekÖrnek: Hâlbuki onlar, işte bu saflığı istismar ediyorlar. Bütün düşünceleri seni kullanmak, o kadar!
- [fiil] Araç veya aleti işletmek, yönetmekÖrnek: Nitekim çocuklarımın bile kullandıkları hesap makineleri, bunların küçük modelleridir.
- [fiil] [mecaz] Bir şeyin gereklerini yerine getirmek
Kelime kaynağı: TDK Güncel Türkçe Sözlük