sakınmak
[fiil] [-i] [-den] Herhangi bir korku veya düşünce ile bir şeyi yapmaktan uzak durmak, içtinap etmek
SAKINMAK İLE BENZER OLAN KELİMELER
SAKINMAK İLE BENZER OLABİLECEK DİĞER KELİMELER
- acımak
- affetmek
- bağışlamak
- boş koymak
- cimrilik etmek
- çok gelmek
- çok görmek
- çoksamak
- diriğ etmek
- düğüm üstüne düğüm atmak
- düğüm üstüne düğüm vurmak
- elde tutmak
- eli cebine varmamak
- elinde tutmak
- etmek
- eylemek
- kısırganmak
- kıskanmak
- kısmak
- koklatmamak
- lokmasını saymak
- mahrum etmek
- pahaya geçmek
- sakınmak
- yaralı parmağa işememek
- yoksun bırakmak
- yoksun etmek
- yoksun kılmak
- bahane etmek
- bin dereden su getirmek
- bucak bucak kaçmak
- çekimsenmek
- eli gitmemek
- eli varmamak
- geri durmak
- geri kalmak
- gocunmak
- gözü almamak
- gözü kesmemek
- gözü yememek
- gücümsemek
- hık mık etmek
- imtina etmek
- ipe un sermek
- istinkâf etmek
- kaçılmak
- kaçımsamak
- kaçışmak
- kaçmak
- kaytarmak
- kem küm etmek
- kenar gezmek
- kırk dereden su getirmek
- kollamak
- korkmak
- kulpunu bulmak
- özen göstermek
- özür dilemek
- sakınmak
- suya sabuna dokunmamak
- tevakki etmek
- yan çizmek
- yüksünmek
- barındırmak
- başına dikmek
- beklemek
- devriye gezmek
- duldalamak
- emniyet altına almak
- fiske dokundurmamak
- fiske kondurmamak
- göğüs germek
- görüp gözetmek
- göz kulak olmak
- gözetmek
- gözü gibi esirgemek
- gözü gibi sakınmak
- gözü gibi saklamak
- hıfzetmek
- himaye etmek
- himayesine almak
- ibate etmek
- kanadı altına almak
- kanat açmak
- kanat germek
- kavzamak
- kilit kürek olmak
- kol gezmek
- kol kanat germek
- kol kanat olmak
- kollamak
- korunmak
- kuş uçurmamak
- muhafaza altına almak
- muhafaza etmek
- müdafaa etmek
- nöbet beklemek
- nöbet tutmak
- sakınmak
- saklamak
- savunmak
- siper etmek
- sürdürmek
- vikaye etmek
- yardım etmek
- zeval vermemek
- alesta beklemek
- ayağını denk almak
- ayağını denk basmak
- ayağını tek almak
- benimsemek
- dazlamak
- dikkat kesilmek
- emek vermek
- eyer boşaltmak
- gözünü açmak
- gözünü dört açmak
- hazırlanmak
- içi titremek
- ihtimam etmek
- ihtimam göstermek
- ihtiyatlı davranmak
- ihtiyatlı olmak
- imrenmek
- ince eğirip sık dokumak
- ince eleyip sık dokumak
- itina etmek
- kelimeleri tartarak konuşmak
- kendini toplamak
- kendini vermek
- kılı kırk yarmak
- konsantre etmek
- konsantre olmak
- kulaklarını dikmek
- ölçmek
- önlem almak
- öykünmek
- özen göstermek
- özenip bezenmek
- paralanmak
- sak durmak
- sakınmak
- santim kaçırmamak
- sıkı durmak
- tasarruf etmek
- tedbir almak
- temiz tutmak
- tetik bulunmak
- tetik durmak
- tetik üstünde beklemek
- tetikleşmek
- tetikte beklemek
- tetikte bulunmak
- tetikte durmak
- tetikte olmak
- titizlenmek
- titizleşmek
- üstünde durmak
- üzerinde durmak
HECELEME
sa-kın-mak SAKINMAK KELİMESİNİN ANLAMLARI VE ÖRNEKLER
- [fiil] [-i] [-den] Herhangi bir korku veya düşünce ile bir şeyi yapmaktan uzak durmak, içtinap etmekÖrnek: Bıçak kemiğe dayandı mı başkaldırır, canını sakınmaz, hakkını ister.
- [fiil] Olabileceği düşünülen kötülüklere karşı önlemler almak
- [fiil] Korumak, esirgemek, gözetmekÖrnek: Kendini tramvay ve otomobil tehlikelerinden sakınarak yürüdü.
Kelime kaynağı: TDK Güncel Türkçe Sözlük