salmak
[fiil] [-e] [-i] Bağımlılığına, tutukluluğuna veya baskı altındaki durumuna son vererek serbest kılmak, bırakmak, koyuvermek
SALMAK İLE BENZER OLAN KELİMELER
SALMAK İLE BENZER OLABİLECEK DİĞER KELİMELER
- alabanda etmek
- andırmak
- arkasını vermek
- avdet etmek
- caymak
- çark etmek
- çevrilmek
- değişmek
- devretmek
- devrilmek
- dolaşmak
- dönenmek
- dümen kırmak
- dümeni kırmak
- gelmek
- geri almak
- geri basmak
- geri çekilmek
- geri dönmek
- geri geri çekilmek
- geri gitmek
- gerilemek
- geriye dönmek
- incinmek
- kalmak
- kıvırmak
- kıvrılmak
- orsalamak
- sağdan geri dönmek
- sağdan geri etmek
- salmak
- sapmak
- takla atmak
- tornistan etmek
- töskürmek
- viraj almak
- vurmak
- yarım sol etmek
- yönelmek
- yüz çevirmek
- yüz geri etmek
- zikzak yapmak
- alıntılamak
- atmak
- ballandırmak
- çekmek
- çıkarmak
- eriştirmek
- geri göndermek
- havale etmek
- ışınlamak
- iblağ etmek
- ihraç etmek
- iletmek
- izam etmek
- koşturmak
- kovmak
- mektup atmak
- nakletmek
- posta etmek
- postalamak
- postaya atmak
- postaya vermek
- salmak
- sepetlemek
- sevk etmek
- sunmak
- tüydürmek
- uğurlamak
- ulaştırmak
- uzaklaştırmak
- yaymak
- yetiştirmek
- aldırmak
- asmak
- basmak
- boşaltmak
- çatmak
- dah etmek
- damlatmak
- dikmek
- dizmek
- doldurmak
- doruklamak
- döşemek
- düzmek
- eklemek
- gol atmak
- istif etmek
- istiflemek
- oturtmak
- örtmek
- salmak
- sermek
- sığdırmak
- sıkıştırmak
- sokmak
- soymak
- sürmek
- sürüştürmek
- tepmek
- tıka basa doldurmak
- tıkıştırmak
- tıkmak
- unutmak
- üzmek
- vazetmek
- vurmak
- yağ basmak
- yağdırmak
- yakmak
- yatırmak
- yaymak
- yazmak
- yerine getirmek
- yerleştirmek
- yığmak
- yük vurmak
- yüklemek
HECELEME
sal-mak SALMAK KELİMESİNİN ANLAMLARI VE ÖRNEKLER
- [fiil] [-e] [-i] Bağımlılığına, tutukluluğuna veya baskı altındaki durumuna son vererek serbest kılmak, bırakmak, koyuvermekÖrnek: Derhâl kapının zincirini salıvererek kanadı arkasına kadar açtı.
- [fiil] Yollamak, göndermekÖrnek: Bununla beraber peşine adam salmak gerekir.
- [fiil] Koymak, katmakÖrnek: Halk ruhunun benliğinizde yeniden uyanıp hararetini gönlünüze saldığını duyarsınız.
- [fiil] SürmekÖrnek: Bunun içindir ki dal budak saldı, yemiş vermeye başladı.
- [fiil] UğratmakÖrnek: Başını derde salmak.
- [fiil] Vergi yüklemekÖrnek: Ona elli bin lira salmışlar.
- [fiil] Üzerine yürütmekÖrnek: Tazıyı tavşana salmak.
- [fiil] [-e] SaldırmakÖrnek: Aç kurt, yılana da salar, taşa da, dedi.
- [fiil] SarkıtmakÖrnek: Soğutmak için kuyuya su kabı saldı.
- [fiil] [denizcilik] Gemi demir üzerinde dört yana dönmek
- [fiil] [-i] [mecaz] Bakmamak, ilgilenmemek, özen göstermemek
Kelime kaynağı: TDK Güncel Türkçe Sözlük