sermek
[fiil] [-e] [-i] Kurutmak için asmak
SERMEK İLE BENZER OLAN KELİMELER
SERMEK İLE BENZER OLABİLECEK DİĞER KELİMELER
- addetmek
- almak
- andırmak
- asılmak
- büzülmek
- cezbetmek
- çekelemek
- çekişmek
- çekiştirmek
- damıtmak
- daralmak
- dayanmak
- eksilmek
- ezmek
- film çekmek
- gitmek
- gol atmak
- göndermek
- götürmek
- hayran etmek
- içmek
- kaldırmak
- katlanmak
- kaydetmek
- kısalmak
- kolan çekmek
- koparmak
- küçülmek
- maruz kalmak
- ölçmek
- sarkıtmak
- sermek
- sıvamak
- sıyırmak
- sündürmek
- sürmek
- sürüklemek
- sürünmek
- taşımak
- tedavi etmek
- uzatmak
- üstlenmek
- vermek
- vurmak
- yedeğe almak
- yedek çekmek
- yedeklemek
- yedekte çekmek
- yısa etmek
- yürütmek
- alaşağı etmek
- altını üstüne getirmek
- altüst etmek
- aşağı almak
- ayağına çelme takmak
- ayaklanmak
- bağdalamak
- bağdamak
- çelme atmak
- çelme takmak
- çelmek
- çelmelemek
- çökermek
- çökertmek
- çöktürmek
- dağıtmak
- düşürmek
- düzmek
- eğmek
- feshetmek
- göçertmek
- göçürmek
- göçürtmek
- hâk ile yeksan etmek
- hallaç pamuğu gibi atmak
- harap etmek
- içmek
- indirmek
- karıştırmak
- karmakarış etmek
- karmakarışık etmek
- kovmak
- nakavt etmek
- okumak
- sermek
- tahrip etmek
- tahttan indirmek
- tarumar etmek
- taş taş üstünde bırakmamak
- uzatmak
- viraneye çevirmek
- yakıp yıkmak
- yere sermek
- yere vurmak
- yerle bir etmek
- yerle yeksan etmek
- yıkmak
- yuvarlamak
- aldırmak
- basmak
- bırakmak
- boşaltmak
- çatmak
- dah etmek
- damlatmak
- dikmek
- dizmek
- doldurmak
- doruklamak
- düzmek
- eklemek
- gol atmak
- istif etmek
- istiflemek
- oturtmak
- salmak
- sermek
- sığdırmak
- sıkıştırmak
- sokmak
- soymak
- sürmek
- sürüştürmek
- tepmek
- tıka basa doldurmak
- tıkıştırmak
- tıkmak
- unutmak
- üzmek
- vazetmek
- vurmak
- yağ basmak
- yağdırmak
- yakmak
- yatırmak
- yerine getirmek
- yerleştirmek
- yığmak
- yük vurmak
- yüklemek
- ağırdan almak
- ağırsamak
- ağız yapmak
- ağzına bir parmak bal çalmak
- aksatmak
- askıda bırakmak
- askıya almak
- atlatmak
- ayağını sürümek
- ayak sürümek
- bahane aramak
- boşlamak
- çamura yatmak
- eğlemek
- el sürmemek
- el vurmamak
- elinden iş çıkmamak
- Ermeni gelini gibi kırıtmak
- estek köstek etmek
- evelemek gevelemek
- geciktirmek
- geçiştirmek
- gevelemek
- içi almamak
- ihmal etmek
- ipe un sermek
- işi uzatmak
- işi yokuşa sürmek
- kapıları açık tutmak
- kapıp koyuvermek
- kendi hâline bırakmak
- kımkım etmek
- kokutmak
- kukla gibi oynatmak
- lafa boğmak
- müşkülat çıkarmak
- oyalamak
- oynatmak
- rafa kaldırmak
- rafa koymak
- sallamak
- sallantıda bırakmak
- savsamak
- sermek
- sürgit yapmak
- sürüncemede bırakmak
- süründürmek
- tavsatmak
- terk etmek
- uyutmak
- uzatmak
- vakit kazanmak
- yatırmak
- yavaştan almak
- yerinde saymak
- yumurtaya kulp takmak
- yüzüstü bırakmak
- zaman kazanmak
- zorluk çıkarmak
- bantlamak
- birleştirmek
- bitiştirmek
- borçlanmak
- cezalandırmak
- cıvatalamak
- çatmak
- çitmek
- dikmek
- eklemlemek
- geçirmek
- giymek
- iliklemek
- iliştirmek
- kalmak
- kaynak yapmak
- kaynaştırmak
- kaynatmak
- kenet etmek
- kenetlemek
- kilitlemek
- kondurmak
- kurmak
- kuşanmak
- kuşatmak
- lehimlemek
- mandallamak
- monte etmek
- önemsemek
- perçinlemek
- raptetmek
- sarmak
- sermek
- soymak
- talik etmek
- tebelleş olmak
- tespit etmek
- teyellemek
- tutturmak
- vermek
- vidalama
- vurmak
- beyaza çekmek
- bildirmek
- cızıktırmak
- çızıktırmak
- çiziktirmek
- daktilo etmek
- derkenar etmek
- dizeleştirmek
- dizmek
- doldurmak
- döktürmek
- döşenmek
- dövmek
- eli kalem tutmak
- fişini tutmak
- fişlemek
- geçirmek
- haber geçmek
- imla etmek
- inşa etmek
- kâğıda dökmek
- kalem oynatmak
- kaleme almak
- kaleme kâğıda sarılmak
- kaleme sarılmak
- kaleminden kan damlamak
- karalamak
- kayda geçirmek
- kaydetmek
- kazımak
- kütüğe geçirmek
- not almak
- not düşmek
- not etmek
- not tutmak
- öykülemek
- romanlaştırmak
- sermek
- söylemek
- süslemek
- tahkiye etmek
- tarih atmak
- tarih düşürmek
- tarihlendirmek
- tebyiz etmek
- telif etmek
- temize çekmek
- tescil etmek
- tespit etmek
- tuğra çekmek
- yazıp çizmek
- yazıya dökmek
- zabıt tutmak
HECELEME
ser-mek SERMEK KELİMESİNİN ANLAMLARI VE ÖRNEKLER
- [fiil] [-e] [-i] Kurutmak için asmakÖrnek: Kar gibi çamaşırları serip eve döndü.
- [fiil] Göstermek amacıyla asmak veya yaymakÖrnek: Çeyiz sermek.
- [fiil] Düz bir yere yaymakÖrnek: Üzüm sermek. Bulgur sermek.
- [fiil] Açarak yaymak veya döşemekÖrnek: Çerçeveli çerçevesiz bir sürü fotoğraf çıkarıp masanın üzerine serdi.
- [fiil] Boylu boyunca yere yatırmak, düşürmek veya hırpalamakÖrnek: Onun için bir an önce leşlerini köpek leşi gibi İstanbul'un çamurlu kaldırımlarına sermek zamanı gelmişti.
- [fiil] [mecaz] Boşlamak, savsaklamak
Kelime kaynağı: TDK Güncel Türkçe Sözlük